ADHK 24. Kongresi başarıyla sonuçlandı

Ermeni soykırımının 100. Yıldönümüne atfen toplanan ADHK 24. Kongresi; 25-26 Nisan 2015 tarihlerinde, Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, İngiltere ve İsviçre’den  57 Delege ve aralarında Muzaffer Oruçoğlu ve araştırmacı Toros Korkmaz’ın da bulunduğu kalabalık bir misafir kitlenin katılımıyla iki gün süren yoğun tartışmaların ardında başarıyla sonuçlandı

 HABER MERKEZİ (28.04.2015)- ADHK, yılda bir yaptığı Kongrelerinden 24.sünü bu yıl „Ermeni Soykırımının 100. Yıldönümünde Dünya Halkları Katledilmeye Devam Ediliyor!“ şiarı altında, 25-26 Nisan 2015 tarihlerinde Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirdi.

 Ermeni soykırımının 100. Yıldönümüne atfen toplanan ADHK Kongresi; 25 Nisan 2015 günü, Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, İngiltere ve İsviçre’den  57 Delege ve kalabalık bir misafir kitlenin katılımıyla; açılış, delege tespiti  ve divan seçiminden sonra 2 gün süren Kongre Gündemini görüşmeye başladı.

 Korkmaz: Osmanlı’dan devleti devralan Cumhuriyet Ermeni soykırımı inkâr ettiği gibi, kökleştirmek için yeni yasalar çıkardı ve Türk ve Müslümanlaştırma politikasını hayata geçirdi

Gündemde yer aldığı şekliyle; Ermeni soykırımının tarihsel, sosyal, ekonomik ve siyasal arka planını anlatmak üzere  araştırmacı Toros Korkmaz söz aldı. ADHK’nun 24. Kongresini Ermeni soykırımının 100. Yıldönümüne atfen yapmasını memnuniyetle karşıladığımı ve selamladığımı belirten Korkmaz konuşmasında özetle şunları dile getirdi: „Ermeni soykırımı, Türkiye Cumhuriyeti egemenlerinin iddia ettiği gibi; savaşın  sebep olduğu sıradan ölümler değil, bizzat İttihat-Terraki yönetimince planlanarak yapılan bir soykırımdır. Ve bu soykırımın öncesi de vardır. Ermenilere karşı ayrımcı, inkârcı politika hep var olmuştur. Ekonomik alanda sadece belli mesleklerde iş görmelerine, askeri örgütlenmede üst seviyelerde göreve gelmelerine ve siyasi alanda etkili olmalarına engel olma vb. uygulamaları bu katliamlardan çok önceleri vardı. Ermeniler bu soykırımdan önce de katliamlar yaşamıştı. Soykırımın gerçekleştirilmesi için tehcir yasası çıkarılarak „hukuksal“ zemin hazırlandı ve 24 Nisan 1914 günü 200’ün üzerinde Ermeni entelektüeli tutuklandı, işkencelere tabi tutuldu, idam edildi, kurşuna dizildi ve sürgün edildi. Hemen ardından Ermenilerin bulunduğu bütün her yere saldırı başlatıldı. Mal ve mülklerine el konularak toplatıldı, sürgüne gönderildi, yollarda kurşunlandı, toplama kamplarında aç bırakıldı, dövülerek öldürüldü.  Kısacası 1,5 milyon Ermeni katledildi. Osmanlı’dan devleti devralan Cumhuriyet farklı davranmadı. Bu soykırımı inkâr ettiği gibi, kökleştirmek için yeni yasalar çıkardı ve Türk ve Müslümanlaştırma politikasını hayata geçirdi. Bugün de hala bu soykırım inkâr edilmekte, Ermeniler suçlu gösterilmeye çalışılmaktadır. Katliam ve soykırımlara uğrayan halklar bu politikalara karşı ortak mücadele yürütmelidir.“

Kobanê kantonu Başbakanı Enver Müslim kongreye telefonla bağlandı

 Kongreye telefonla bağlanan Kobanê kantonu Başbakanı Enver Müslim, kongreyi  ve katılımcıları selamladıktan sonra,  özet olarak; Kobanê direnişi özgülünde uluslararası halkların dayanışmasının önemine değindi. Yüzde 80’i DAİŞ çetelerinin eline geçen Kobanê’nin özgürleştirilmesinde Suriye’de yaşayan halkların birlikte karşı koyuşu ve diğer halkların, devrimcilerin gösterdikleri dayanışmanın rol oynadığını ve özgürleşmenin  güvence altına alınması için mücadelenin devam ettiğine vurgu yaptı. Müslim ADHK Kongresinin başarılı geçmesini dilediğini belirterek konuşmasını sonlandırdı.

HDP-DHF ittifakı adayı Ataş: Seçim çalışmalarında sistemin teşhir edilmesine önem veriyoruz

 HDP-DHF ittifakının İstanbul 1. Bölge 3. Sıradan adayı Erdal Ataş, kongreye telefonla bağlanarak mesajını sundu.  Kongreyi selamlayarak başarılar dileklerini ileten Ataş, seçimlere katılmanın taktik bir sorun olduğunun bilincinde olduklarını ve bunu halka da anlattıklarını kaydetti.  Seçim çalışmalarında sistemin teşhir edilmesine önem verdiklerini kaydeden Ataş. DHF ve ADHK‘nın birlikte yürüttükleri çalışmanın olumlu sonuçlar yarattığını belirtti.

 Kongreye katılan dost devrimci kurumlar ATİK ve Aveg-Kon temsilcileri de, Ermeni soykırımının 100. yıldönümünde kongreyi düzenlemenin çok anlamlı olduğuna dikkat çektikten sonra Ermeni soykırımını ve bunu gerçekleştirenleri kınadıklarını belirterek kongreyi selamladılar. ATİK’e yönelik gerçekleştirilen operasyonları kınayarak devrimci demokratik kurumların ortak mücadelesinin önemini vurguladılar. Temsilciler kongrenin başarılı geçmesini dileyerek konuşmalarını sonuçlandırdılar.

Siyasi Perspektif yazısı tartışıldı

Kongremizin önemli gündem maddelerinden Siyasi Perspektif yazısının okunmasından sonra delegeler tarafından tartışıldı. Siyasi Perspektif yazısı bazı güncel konulara ilişkin eksiklikler taşımakla birlikte olumlu bulundu. Perspektif yazısında, başta Ermeni soykırımı olmak üzere; birçok siyasal ve toplumsal gelişmeler yer alırken; bunlara bağlı olarak önümüzdeki döneme ilişkin mesajlar da verildi.

 Bunlar şöyle sıralandı:

 -„ Ermeni soykırımının 100. Yıldönümünde, yapacağımız ҫağrı; tüm bölge ve dünya halklarının, emperyalist-kapitalist sistemin efendilerinin ve uşaklarının katliamlarına-soykırıma son vermek iҫin birleşik devrimci mücadeleyi geliştirmeli, yaşanan ve yaşanacak olan zulüm ve katliamlara karşı ortak tavır geliştirmelidir.

 -Emperyalizmin dünyanın bir çok köşesinde ve özellikle de Orta Doğu’da gerçekleştirdiği saldırgan, işgalci, katliamcı ve talancı politikalarını, paramiliter faşist örgütler (İŞİD vb. gibi) aracılığıyla halklara karşı gerçekleştirdikleri katliamlarını teşhir etmek, geniş bir anti-emperyalist mücadele cephesinin örülmesine, aktif olarak katılarak, inisiyatif alınmalıdır.

 -Kobanê’de başta kadınlar ve gençlik olmak üzere Kürt halkının emperyalistlerin paramiliter faşist örgütlenmesi IŞİD’in saldırılarını püskürtüp Kobanê’yi özgürleştirmede gösterdikleri kahramanlık ve halkların uluslararası dayanışmasını selamlıyoruz. Saldırılar sonucu yerle bir edilen Kobanê’nin yeniden inşasının özgürleştirilmesinin taçlandırılması anlamına gelir ve biz bu inşa sürecinin bileşeni olacağız.

 -Emperyalistler arası paylaşım savaşının arenası haline getirilen ve farklı ulusal kimliklere sahip halkların birbirine karşı kışkırtıldığı Ukrayna’daki savaşa kayıtsız kalınmamalı, Ukrayna özgülünde Avrupa’da anti-emperyalist mücadelenin geliştirilmesi hedeflenmeli ve buna uygun mücadeleler ve örgütlenmeler geliştirilmelidir.

 -Kadına uygulanan şiddet giderek boyutlanmaktadır. Özellikle savaşlarda (IŞİD’in Kürt ve Êzidi kadınlarına yönelik saldırısı, Ukrayna’da katledilen kadınların örneğinde olduğu gibi) kadının tecavüze uğraması, köle olarak satılması, zevk aracı olarak alıkonulmasının karşısında sessiz kalınmamalı, kapitalist rejimin egemenlerinin kadına yönelik söylemlerinin, mevcut yasaların içerdiği şiddet teşhir edilmeli; örgütlü kadının mücadelesinin geliştirilmesi ertelenemez bir görevdir.

 -Türkiye-Kuzey Kürdistan’da  7 Haziran 2015 günü gerçekleşecek olan Genel Seçimler yaşadığımız koşullarda önemli siyasal sonuçlara sebep olacaktır. Toplumsal fay hattının AKP’yi tek kutup olarak, gerek ülke içinde, gerekse bölgesel ölçekte bu kadar net bir taraf olarak ayırdığı ve birincil tehlike ve düşman haline getirdiği verili koşullarda, temel yönelimimiz, ezilenlerin sesi ve ittifakı olan politik özneleri, ilkeli bir eksende AKP’ye karşı desteklemek olmalıdır. Seçim sürecinde AKP’ye karşı, Kürt, Alevi ve diğer ezilen azınlıkları, emek cephesinde yer alan, faşist rejime karşı tüm muhalif kesimleri, kendi özgün kimlikleriyle birlikte, aynı ittifak gücü içinde bir araya getiren bir politik cephe oluşturma yönündeki çabalara destek olup, bunun için mücadele etmeliyiz. „

 Muzaffer Oruçoğlu: Kimsenin ağzına almaya cesaret etmediği bir dönemde İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşlarının Ermeni Soykırımını dillendirdi

Kongrenin ikinci günü kongreye misafir olarak katılan Politikacı, Şair, Yazar ve Ressam Muzaffer Oruçoğlu da kongremizde bir konuşma yaptı. Oruçoğlu Ermeni soykırımını kınadıktan sonra, kimsenin ağzına almaya cesaret etmediği bir dönemde İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşlarının buna ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu ve bunun jenosid (soykırım) olduğunu savunduklarını hatırlattı.

 Oruçoğlu devamla; „Tartışmalarınızı önemsiyorum, cesaretli adımlar atıyorsunuz. Seçime katılmak ve aday göstermekte cesaretli davrandınız. Bu adımınızı daha da ileri götürerek legal bir partinin kurulmasına kadar götürmelisiniz. Evet, tartıştığınız konular önemli ama kalıcı işler yapmalısınız. Söz uçup gider ama eserler kalır. Neden bir kültür merkezi inşa etmiyorsunuz? Burada kültürel çalışmalar, konferanslar yapılabilir. Çocuklar için kreş ve eğitim sınıfları kurulabilir. Ve bu yarattığınız eser gelecek nesillere kalır. Hepinizi selamlıyor, başarılar diliyorum“ sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 Delegeler tarafından yapılan konuşmalarda Ermeni soykırımı ve Dersim soykırımı kınandı.

Kongre gündem maddelerini ikinci günde de tartışarak sonuçlandırdı. Kongre yeni konsey üyeleri ve denetleme kurulunu seçerek gündemini sonuçlandırdı.

 Yapılan kısa kapanış konuşmasında; kendine güven, kendi faaliyetlerine sahip çıkma ve geliştirme anlayışıyla hareket edilmesi, seçim çalışmalarına daha canlı ve aktif katılım gösterilmesi, 1 Mayıs’a geniş katılım sağlanması temennileriyle ADHK 24. Kongresi sonuçlandırıldı.

Önceki İçerikDGH üyelerine ‘örgüt üyeliğinden’ hapis ‘cezası’
Sonraki İçerikDHF-HDP seçim heyeti grevdeki Divan Group işçilerini ziyaret etti