ADHK: Yaşasın 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi!

Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu (ADHK) 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’yle ilgili bir açıklama yayınladı. Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (12.06.2014)– “Türkiye ve Kuzey Kürdistan işçi sınıfının kendiliğinden, ama demokratik ve siyasal talepli gelişen şanlı 15-16 Haziran işçi direnişinin üzerinden tam 44 yıl geçmesine karşın bugün de hala tartışılması, günümüzün koşullarında gelişen kitle ayaklanmalarına önemli dersler sunma özelliğini korumaktadır. 2013 Haziran’ında Gezi’yle başlayıp ülkenin büyük bölümünü kapsayan kendiliğinden halk ayaklanması, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşҫi Direnişi’nden ҫok uzaklarda düşünülemez.

İşçi sınıfının eylemliliklerinde doruk noktasını oluşturan 15 -16 Haziran işçi direnişi, toplumun ezilen kesimini kapsayarak halk hareketine dönüşmüş, işҫi sınıfının örgütlenmesinin engellenmesi amacıyla çıkarılan yasaların (274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası)  iptalini isteyen talepleriyle siyasal boyut almış, dönemin sosyal koşulları içinde devrimci ve Marksist-Leninist fikirlerin gelişmesinde pratik deney olmuş, ezilen halkların kurtuluş mücadelesinde küçümsenmeyecek deney ve tecrübe bırakmıştır. Dönemin devrimci önderleri, Türkiye ve Kuzey Kürdistan tarihinde ilk defa gelişen böyle büyük çapta bir işçi direnişinden önemli dersler çıkarmış ve bu derslerin ışığında, teorik tahlillerinde somut gerçeğe dayalı birçok sonuca ulaşmıştır.

1968’lerde  dünyayı sarsan devrimci dalganın da etkisiyle ortaya çıkan bu direniş, kendiliğinden de olsa, işçi sınıfının tarih sahnesine heybetli bir şekilde çıkarak kendi gücünü ortaya koyması, dostlarına ve düşmanlarına ciddi bir mesaj anlamına geliyordu.

Yüz binleri kucaklayan bu direnişte; Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram ve Mehmet Gıdak şehit düştü. İstanbul’da başlayıp Kocaeli, Bursa, İzmir, Ankara ve Adana gibi işҫi sınıfının güçlü olduğu şehirlere yayılması, faşist diktatörlüğü paniğe sevk ederken Demirel hükümetinin 60 günlük sıkıyönetim ilanı gecikmemiştir.

Devletin tüm saldırılarına karşın işçi sınıfı geri adım atmayınca, reformist DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, radyodan çağrı yaparak eylemlerin bitmesini istemiştir. TİP ise, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak kararınn iptal edilmesini isterken, Anayasa Mahkemesi’nde karar iptal edilince işçiler direnişi bitirdi. Böylece, kendi gücüne güvenerek ve onu direniş sahasında kullanarak düşmanına geri adım attırmıştı. Bu, önemli bir kazanımdı. Tüm ezilenlere ve yeni nesile direnme tecrübesini bırakarak, ekonomik-demokratik hak ve özgürlüklerin ancak ve ancak direnerek kazanılabileceğini ve korunabileceğini öğretmiştir.

15-16 Haziran işçi direnişinin 43. Yılında, çok sesli ve zengin talepli gelişen Gezi-Taksim Direnişi, o görkemli işçi selinin meydanlara akmasını beklemiştir. Düşmanın tüm baskılarına meydan okuyan Gezi Direnişi ruhu birinci yılında, başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm ötekileştirilenlerin aynı kararlılık içinde ve ortak bir cephede ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’ sloganı etrafında birleşmesini ve mevcut kapitalist rejimi alaşağı etme mücadelesini geliştirmeyi beklemektedir. Bu direniş ruhu, yeniden ama örgütlü ve bilinçli direnişler yaratacaktır! Selam olsun bu şanlı direniş tarihini yaratanlara!

Şan olsun 15 -16 Haziran Direnişi!

Şan olsun Taksim-Gezi Direnişi!

Önceki İçerikKimin bayrağı ve tekçi faşist Türk devlet kurumlarının hezeyanları!
Sonraki İçerikYatağan işçileri özelleştirmeye karşı yürüdü