AKP DEPREMİN EŞİĞİNDEDİR!

Gelişmelerin eğilimi AKP aleyhine seyretmektedir. Mecliste yaşanan gelişme de bu ivmeye işaret etmektedir. Yaşanan yolsuzluk dosyaları daha önce milletvekillerine bile verilmezken, bu dosya ve belgeler şimdi not defteri yapılmak suretiyle Mecliste tüm milletvekillerine dağıtılmış durumdadır. Bu gelişme bir rastlantı mı? Mevcut şartlarda bunun bir tesadüf, bir sakarlık vb olduğunu iddia etmek saflık olur. Adı geçen belgelerden yapılıp vekillere dağıtılan not defterleri (ki, bunlar çevre dostu bir yaklaşımın ürünü olarak yansıtılmaktadır) küllenmek üzere olan yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bu güncelleme AKP’nin bu kara yükten kolayca kurtulamayacağını gösteriyor. Aynı zamanda AKP’nin öyle ya da böyle Cemaat kamburundan sıyrılamadığını ve Cemaatin küçümsenemez bir kuşatma oluşturduğunu açıklamaktadır. Dolayısıyla inlerine girildiği de söylense, o inler hala AKP’yi hırpalama nüfuzu gösterebilmektedir. Cemaat son kozunu henüz oynamadı. Muhtemeldir ki, önümüzdeki seçimlerde yapabileceğinin azamisini yaparak AKP’yi iktidardan düşürmeyi deneyecektir.

Mecliste tamamen manidar olarak hazırlanıp vekillere sunulan not defterlerinin bir sakarlık işi olmadığı, bilakis yolsuzluk dosyasında ortaya çıkan sonuçlar ve bunların yarattığı tartışmaların ürünü olarak cemaat menşeli olduğu söylenebilir. Ki, AKP’yi iktidardan düşürme planında AKP’li vekillerin yer almaması gibi bir şey düşünülemez. Gizli cemaatçiler, sonradan Cemaat tarafından satın alınanlar veya şantajla kontrole alınanlar olarak AKP’li kimi milletvekilleri AKP’nin çekilmesi muhtemel ipinde rol alacaktır. Meclisteki yolsuzluk soruşturması belgelerinin her şeye karşın milletvekillerine verilmiş olması ya da verilmesinin yolunun bulunması AKP’nin prestijini yerle bir eden ve sanıldığı kadar güçlü olmadığının mesajını veren etkili bir eylemdir. Arkasında kararlı bir iradenin olduğu da söylenebilir.

Yine, eski içişleri bakanı İdris Naim Şahin’in “Küçükçekmece’deki İETT otobüsüne molotofkokteyli atarak lise öğrencisi bir kızın yanarak ölmesine yol açan kişi MİT elemanıdır” şeklindeki açıklaması da zamanlaması açısından da anlamlı ve diğer gelişmelerle bağlantılı bir eylem çizgisinin ürünüdür. Bir iktidarın kendi vatandaşlarını katletme yükünün altından kalkmasının oldukça zor olduğu açıktır. AKP’nin her derde deva gördüğü paralel yapı darbe yapmak istiyor kalkanı da bu durumda sökmeyen etkisiz bir argüman durumundadır. Dolayısıyla AKP’nin gelinen aşamada kullanabileceği etkili bir demagojik argüman kalmamıştır denilebilir. İşte bundandır ki, AKP yolun sonuna doğru gelmiştir-gelmektedir demek mümkün. Elbette bu kesin bir durum değil ama mevcut gelişmelerin işaret ettiği genel tablodur denebilir.

AKP’yi iktidardan indirmeyi deneyecek gücün sadece Cemaatle sınırlı olduğu söylenemez. Ülke içindeki devrimci halk kitlelerini saymazsak, Kemalist kanat ve çevrelerin, TÜSİAD ve bilumum mağdur çevrelerin aynı çaba içinde olduklarını söylemek yanlış olmaz. Bunların da ötesinde belli uluslararası güçlerin de ülkedeki muhalefetle hedef ortaklığı içinde olduğu söylenebilir. AKP ve Erdoğan’ın okuduğu restler öylesine değildir.

Belki de somut anlamda hepsinden daha etkili ise Kürt Ulusal Hareketi’dir. PKK ve Öcalan’ın da son süreçlerdeki açıklamaları çözüm sürecinin AKP’yle ilerletilemeyeceği, AKP’nin çözüm sürecinde samimi olmayıp oyalama/aldatma siyasetini benimsediği şeklindedir. AKP’nin ve Erdoğan’ın açıklamaları ve özellikle de gerçekleştirdiği saldırı ve katliamları da çözüm sürecine yaklaşımdaki samimiyetini vb göstermektedir. Kısacası çözüm süreci hala resmen bitirilmemiş olsa da reel olarak bir ilerleme gösterdiği veya pratik olarak işlediği de söylenemez. HDP’nin parti olarak seçimlere girme kararı ve bunun siyasi geleceğinin getirecekleri de AKP’yle işlerin rayında olmadığını ve olmayacağına işaret etmektedir. Kobanê’deki muhtemel siyasi gelişmeler ve AKP’nin bunun karşısında alacağı pozisyon da aynı kapıya çıkmaktadır yani çözüm süreci bağlamındaki ilişkilerin ve sürecin pek de yolunda gitmediğini göstermektedir.  Ve eğer PKK, AKP’yle süreci bitirip AKP’nin iktidardan düşürülmesi için bir askeri ve siyasi hat izlerse AKP’nin bu seçimlerde baş aşağı olması son derece mümkündür. Özcesi, PKK cephesi de pratik olarak AKP’nin iktidardan düşürülmesi zemininde bulunmaktadır. AKP yolun sonuna gelmemiş olsa bile ciddi sarsıntılar geçireceği ve kan kaybına uğrayacağı söylenebilir. AKP’nin mevcut oy potansiyeli düşünüldüğünde içten bölünüp parçalanmalar yaşamadan ciddi oranda bir oy kaybı yaşamayacaktır. Kuşkusuz ki, Davutoğlu’lu bir AKP ile Erdoğan’lı bir AKP arasında gerek oy desteği ve gerekse de partiye vb hâkim olma ve otorite olma düzeyi açısından önemli farklılıklar vardır. Dolayısıyla bu dönem içten kazan kaldırmalar daha olanaklı ve ihtimal dâhilindedir. Abdullah Gül’ün açıklamaları, “beyaz saçlılar’’ olarak tanımlanan AKP içindeki kimi kadrolarının hoşnutsuzlukları ve bunları alenen dillendirmeleri AKP’deki çatlağa işaret ederken, bu çatlağın büyütülmesi mümkündür. İşte bu AKP iktidarının son bulması anlamına gelecektir.

 

Önceki İçerik‘Sıfırladın mı oğlum!’
Sonraki İçerikSİZ DEĞİL MİYDİNİZ !?