Avrupa’da İbrahim Kaypakkaya’yı anma geceleri düzenleniyor

Avrupa’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya şahsında parti ve devrim şehitlerini anma geceleri bu yıl 6 Mayıs 2017 Frankfurt, 14 Mayıs 2017 İsviçre olarak belirlendi

HABER MERKEZİ (02.04.2017)- Avrupa’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya şahsında parti ve devrim şehitlerini anma geceleri bu yıl 6 Mayıs 2017 Frankfurt, 14 Mayıs 2017 İsviçre olarak belirlendi. Anma gecelerine ilişkin Gece Tertip Komitesinin açıklamasını okurlarımızla paylaşıyoruz:

“44. ölümsüzlük yılında, insanlığın nihai kurtuluşu olan komünizm davasında, Türkiye-kuzey Kürdistan devriminin manifestosudur Kaypakkaya!

Komünist Önderimiz Kaypakkaya Şahsında, Bağımsızlık, Halk Demokrasisi, Sosyalizm ve Yüce Komünizm Davasında Yitirdiklerimizi, Mücadelemizin Acil Görevlerine Daha Sıkı Sarılma Bilinciyle, Analım, Mücadelemizde Yaşatalım!

İşçiler, Emekçiler, Mazlum Uluslar, Ezilen inanç gurupları, Devrimci Aydın ve Sanatçılar, Devrimciler, Yoldaşlar;

Bundan 44 yıl önce, faşist diktatörlük tarafından, Amed zindanlarında katledilen komünist önderimiz Kaypakkaya şahsında, parti ve devrim şehitlerini anmak için düzenleyeceğimiz anma etkinliğimizi, yaşanan sürece denk, devrimci politik bir duruşla sahiplenmeye ve anma etkinliğimize, her türden gericiliğe karşı, devrimci savaşımızın birer mevziisi haline getirme bilinciyle katılmaya çağırıyoruz.

Partimiz Maoist Komünist Partisi’nin, ideolojik, örgütsel önceli, partimiz TKP(ML)’nin kurucusu Komünist Önderimiz Kaypakkaya’nın 44. ölümsüzlük yıldönümüne giriyoruz. Zindanda taktik üstünlüğüne rağmen, Kaypakkaya’nın bayraklaşan görkemli direnişi, faşizmi stratejik yenilgiye uğratmıştır. Önderimiz Kaypakkaya’nın bu stratejik duruşu, sadece işkencehanelerdeki başeğmez duruşla ifadelendirilmesi eksik olur, bu aynı zamanda ezilen halkların özgürlük mücadelesini ileri taşıma ve komünist dünya görüşümüze göre, toplumsal sosyal gerçekliği yorumlama ve devrimci müdahale ile değiştirme çizgisidir.

Kaypakkaya, tarihsel ve diyalektik materyalist yöntemle, Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında açtığı nitel çığır, bu devrimci politik çizginin ana niteliğidir. İşkencehanelerdeki baş eğmez tutum, en zor koşullarda devrim ve komünizmin yılmaz savunuculuğu, en geri koşullarda devrimci savaşı örgütleme ısrarı, ideolojik politik olarak bu ana nitelikten beslenmektedir. Ve bu ana nitelik Kaypakkaya’nın komünist kişiliğinde billurlaşmış, devrimimizin manifestosu olan teorik, politik, örgütsel tezlere ulaşmadaki yöntemi ve ideolojik duruşu olarak anlaşılmalıdır.

Devrimci tarzda gerçeğe ulaşmanın tek anahtarı, tarihsel ve diyalektik materyalizmdir!

Bir toplumsal süreci devrimci tarzda değiştirmenin ön şartı, öncelikli olarak o toplumsal gerçekliği, sosyal, iktisadi, siyasal doğru analiz etmekten geçer. Kaypakkaya, gerek ulaştığı sentezler konusunda ve gerekse de bu sentezlere ulaşmada kullandığı MLM yöntem, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimi açısından niteliksel bir çığırdır. Bu çığırın ana ışığı tarihsel ve diyalektik materyalist yöntem ve analizdir. Kaypakkaya komünist kişiliğinin duruşu olan bu metotla, olaylara tarihsel sebepleriyle yaklaşarak, gerçeğe, resmi ideoloji, batı aydınlanmacılığı ve uygarlaşma çizgisinden cepheden koparak ulaşıyordu. Bundan dolayı, ilericilik-gericilik tanımlanmasında burjuva cumhuriyetçi, kapitalist ilerlemeci ve kalkınmacı paradigmalara cepheden meydan okuyordu. Kaypakkaya, MLM yöntemle cepheden açtığı bayrakla, modernizmle, reformizmle, parlamentarizmle, revizyonizmle arasına kalın çizgiler koyarken, üzerine sağlam bastığı güçlü politik zemin, Başkan Mao’nun önderliğinde, devrimin sürdürülmesi için gerçekleştirilen Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin tecrübeye dönüşen teorik, ideolojik, siyasal, pratik zeminidir. Aydınlanmacı batı felsefesi ve pozitif bilimciliğin sirayet ettiği tüm anlayışların, Türkiye-Kuzey Kürdistan toplumsal gerçekliğini kavramadaki yetersizliğini, Kaypakkaya açtığı bu nitel çığırla aşmıştır. Kemalizm tahlili, Kürt ulusal meselesi, devrimimizin niteliği ve stratejik-taktik araçları konusunda Partimiz özgülünde temsil edilen güçlü nitelik, Kaypakkaya’nın tarihsel gelişmeler tarafından teyit edilen stratejik zaferidir. Türkiye – Kuzey Kürdistan coğrafyasında, her türlü gericiliği yıkma, ideolojik olarak her türlü anti Marksist anlayışlarla mücadele etme, kitlelerin devrimdeki tayin edici rolünü en ileri düzeyde örgütlü hale getirme bilincini, bu siyasal, ideolojik, örgütsel duruşu üzerinden tanımlayan Kaypakkaya yoldaş, devrimimizin stratejik silahları konusunda da nitel bir aşamadır. Yani Kaypakkaya nitel yeni bir çığırdır. Coğrafyamızda hüküm süren elli yıllık parlamenterist, reformist, revizyonist anlayışlar, bu nitel çığırla parçalanmıştır. Ve önderimiz Kaypakkaya’nın bu nitel çığırı, ezilenlerin mücadelesinde siyasal iktidar çizgisidir.

Kaypakkaya yoldaşın yolunda ezilenlerin kurtuluşu için siyasal iktidarı zapt edeceğiz!

Genel anlamda emperyalist hegemonyanın ve özel olarak bu emperyalist hegemonya savaşlarından beslenen Türk hakim sınıflarının bugünkü iktidarı AKP-Erdoğan diktatörlüğünün, tüm toplumsal aydın dinamiklere, gerici sınıf çıkarları gereği, barbar saldırılar gerçekleştirdikleri bir tarihsel sürecin içindeyiz. Hayatın her alanında, ezilen halklar, mazlum uluslar ve ötekileştirilen inanç gurupları üzerinde, zulüm ve barbarlıkla egemenlik kuran, gerici sistemleri yıkmak için, sürdürdüğümüz devrimci savaşımızı muzaffer kılmak, tarihsel gelişmelerle birlikte, büyük sorumluluklar omuzlarımıza yüklemektedir. Devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiklerimizin cesaret ve fedakarlığını kuşanmak, On’ların bize bıraktığı bayrağı daha da yükseklerde dalgalandırmak, tarihin ve günün acil görevi olarak omuzlarımızdadır.

Bu sorumluluğun öz gücü, önderimiz Kaypakkaya ile başlayıp bu günlere bizleri taşıyan şehitlerimizin, cesareti, kararlılığı, fedakarlığı ve devrimci davamıza bağlılığıdır. Parti ve devrim şehitlerini, önderimiz Kaypakkaya şahsında andığımız bu süreçte, bilinmelidir ki; Kaypakkaya yoldaşı yitirdiğimiz gün, ölü bir geçmiş değil, çoğalarak büyüdüğümüz bir gündür. Devrimin gerçekleştirilmesi ile insan faaliyeti ve kendi kendisini değiştirmenin devrimci bir pratiği olarak, Vartinik’ten Amed zindanlarına taşınan komünizm bayrağı, bugün Türkiye-Kuzey Kürdistan ezilen halklarının umududur, geleceği kazanma bilincidir.

Modern, Post modern cilalı beyhude çabaların çürüyen bir ruhsuzluk olarak toplumu davet ettiği “zamanın ruhsuzluğuna”, devrimci isyan, irade ve kahramanlıkla müdahaledir Kaypakkaya…

Hayallerle kalmayıp, ütopyasını gerçekleştirmek için tüm bireysel çıkarlarından vazgeçerek harekete geçenler ancak ki devrimi gerçekleştirebilir. Köklü değişimler yaratabilmek için, tek başına da kalsan dünyayı karşına alabilmek ama aynı zamanda zulmün saltanatına karşı tüm ezilenleri örgütleyebilmektir devrim. Yani devrim, Kaypakkaya’dır, Süleyman Cihan’dır, Kazım Çelik’tir, Cüneyt Kahraman’dır, Cafer Cangöz’dür, Meral Yakar’dır, Ozan, Berna, Barbara ve adını daha sayamayacağımız, devrimin toprağa düşmüş neferleridir.

Her adımı, her yönelimi, şehitlerimizin kanıyla yazılmış bir tarihin sahibiyiz. On’ların kanlarıyla yarattığı bu tarihin gücüyle geleceği komünizmle kazanmak, On’ların siyasal, ideolojik, örgütsel olarak yarattığı tüm devrimci değerleri, günün siyasal koşullarına uyarlayarak devrimci savaşı yükseltmekten geçmektedir. Devrim davasında yitirdiklerimiz, yas tutma nedenlerimiz değil, savaşıp geleceği özgürleştirme bilincimizdir.

Kanı kanla temizlemek, biz komünistlerin tercihi değildir. Bu anlamıyla tarihsel hafızamızda bize yol gösteren şehitlerimizin intikamı, ezilen halklara ve mazlum uluslara armağan edeceğimiz devrimdir. Köklü bir yıkma ve yeniden yaratma eylemi olan bu tarihsel eylemimizde devrimci zor, gerici burjuva gericiliği alt etmek için zorunlu silahımızdır. Bu silahımızı kitlelerin yaratıcı gücü ve devrimci savaşımızın yılmaz neferlerinin cüretiyle kullanırken, devrimimizin önünde engel olan, yoldaşlarımızın kanına girmiş tüm gerici güçleri ortadan kaldırmak, şehitlerimizin intikamı olduğu kadar devrime yürüyüş güzergahımızdır.

Komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya şahsında, Mayıs Ayı Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Günü’nü, devrim yürüyüşümüz olan, Kaypakkaya MLM çizgisinde buluşmanın bir günü olarak ele alıyor ve tüm halkımızı, bu günün anlam ve önemi üzerine birlikte olmaya çağırıyoruz.

Parti ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Komünist Önderimiz İbrahim Kaypakkaya Ölümsüzdür!

Kahrolsun Emperyalizm, Komprador İşbirlikçi Tekelci Kapitalizm, Feodalizm ve Her Türden Gericilik!

Kahrolsun Faşist Diktatörlük!

Kahrolsun Milli Zulüm!

Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!

Yaşasın Sosyalist Halk Savaşı!

Yaşasın, Devrim Sosyalizm ve Yüce Komünizm Mücadelemiz!

Tertip Komitesi”

 

Önceki İçerikFaşist diktatörlüğe karşı baharın devrimci coşkusunu kuşanalım!
Sonraki İçerik“Ölüyü yıkamak yasak”la ortaya çıkan yeni hakikat: Cemevi mi, “emir” evi mi?