Barzani’nin asıl sınavı nedir?/Bakış Can

Barzani zorlu ve tarihi olan bu sınavı müspet olarak verirse, yani bağımsız Kürt devletini ilan ederse, tarihi değerde önemli bir gelişmeye imza atmış olarak Kürt tarihi açısından tarihi bir sima olmayı hak etmiş olur, bunu kazanır. Lakin bu zorlu sınavı veremezse, yani bağımsız Kürt devletini ilan etmez ise, “şark kurnazı” gömleğini giyerek tepetaklak olmaktan kurtulamaz. Bu anlamda Barzani’nin aldığı bağımsızlık referandumu kararının kendi siyasi kaderi açısından da kritik bir karar olduğu açıktır. Ya bağımsız Kürt devletini ilan ederek saygın bir iş yapmış olarak iyi bir sınav vererek bunun mükâfatını kazanacak, ya da bağımsızlık devlet ilanında bulunmayarak sınavda kalıp siyasi ömrünün ipini çekecektir. İşin bir oyun olmayıp ciddi olduğu açıktır.

HABER MERKEZİ(10.10.2017)-Güney Kürdistan’da Kürtlerin bağımsızlık konulu referandumu yapılarak sonuçlandı. Bağımsızlık sorusu Kürtlerin ezici çoğunluğu tarafından Evet’le yanıtlandı. Referandum demokratik bir hak olmakla birlikte, Kürtlerin ortaya koyduğu irade ve bu iradenin sonucu da demokratiktir. Barzani’nin referanduma gitme kararı nedeniyle karşı karşıya kaldığı tehdit, şantaj ve hırlamalara kulak tıkayarak kararından vazgeçmemesi de iyiydi. Hatta daha bir dizi iyi ve demokratik hak olan şeyden söz edilebilir. Buraya kadar her şey iyi, bir problem yok. Lakin meselenin aslı bundan sonra, yani referandumda ortaya çıkan bu pozitif iradeden sonra Barzani’nin ne yapacağı, aynı “kararlılığı” sürdürüp sürdürmeyeceği ve bundan sonra ne olacağıdır.

Şayet gerçekleştirilen bağımsızlık referandumuna ve referandumda ortaya çıkan ulusun iradesine, aynı ulusun demokratik hakkına ve referanduma yansıttığı bağımsızlık istemine rağmen, bu bağımsızlık derhal olmasa da kısa-orta vadede ilan edilmez ise, referandumun bir tiyatro, bir oyun ve anlamsız bir şey olduğu söylenmiş, Kürt ulusunun ortaya koyduğu irade ve istemi dikkate alınmamış ve ortaya çıkan ulus iradesine saygısızlık yapılmış olur. Barzani asıl şimdi büyük bir baskı, zorluk ve sorumluluk altındadır, bir aktör ve rol durumundadır. Referandumda ortaya çıkan ulusun iradesine bağlı kalıp bu iradenin gereğini yapacak mı, yapmayacak mı? Yani, makul bir zaman diliminde bağımsız Kürt devletini ilan edecek mi, etmeyecek mi? Referandumla sarsılan siyasi pozisyonu ve saltanatını görece sağlamlaştırdıktan sonra bağımsızlık meselesini unutacak mı? Bağımsızlık referandumunu salt siyasi istikbal ve iktidarına kan taşımak ve referandum sonucunu imtiyazları doğrultusunda elinde bir koz olarak bulundurmak için mi kullanmakta-kullanacak mıdır? Özcesi, Barzani bağımsız Kürt devletini ilan edecek mi, etmeyecek mi? İşte Barzani’nin asıl zorluğu ve asıl sınavı tam da budur. Ki, eğer ilan etmeyecekse/etmezse, bu, gerçekleştirilen referandumu anlamsızlaştıracak, dolayısıyla elde ettiği avantaj ve kazandığı siyasi prestij veya kazanımlarını anlamsızlaştırarak boşa düşürecektir.

Barzani zorlu ve tarihi olan bu sınavı müspet olarak verirse, yani bağımsız Kürt devletini ilan ederse, tarihi değerde önemli bir gelişmeye imza atmış olarak Kürt tarihi açısından tarihi bir sima olmayı hak etmiş olur, bunu kazanır. Lakin bu zorlu sınavı veremezse, yani bağımsız Kürt devletini ilan etmez ise, “şark kurnazı” gömleğini giyerek tepetaklak olmaktan kurtulamaz. Bu anlamda Barzani’nin aldığı bağımsızlık referandumu kararının kendi siyasi kaderi açısından da kritik bir karar olduğu açıktır. Ya bağımsız Kürt devletini ilan ederek saygın bir iş yapmış olarak iyi bir sınav vererek bunun mükafatını kazanacak, ya da bağımsızlık devlet ilanında bulunmayarak sınavda kalıp siyasi ömrünün ipini çekecektir. İşin bir oyun olmayıp ciddi olduğu açıktır.

Barzani’nin bağımsız Kürt devletini ilan etme niyeti ve samimiyeti var ise, bu ilanda bulunmasının en gerçekçi, rasyonel ve olanaklı olan yolu bütün Kürtlerle-Kürtlerin diğer parçalarıyla birleşmektir. Özellikle, Batı Kürdistan ile Kuzey Kürdistan Kürtleriyle birleşmesi şarttır ki, bu birleşmesi bağımsız devlet ilanında bulunarak dayanaklı bir irade ortaya koyması bu birlikle mümkün ya da olanaklıdır. PKK ve PYD ile bağımsız Kürt devleti meselesinde birleşmesi Barzani’nin elini güçlendirmekle birlikte, birleşmiş olan Kürtleri de güçlü kılacak ve kaderleri doğrultusunda ciddi adımlar atmalarını daha da kolaylaştırıp mümkün kılacaktır. Bu bağlamda Kürt Ulusal Kongresi önem kazanmaktadır. PKK ve ilgili diğer Kürtlerin Ulusal Kongre konusunda olduğu gibi, Kürtlerin birliği konusunda gerektiğinde ödünler pahasına bu birliği sağlama çabasını etkinleştirmeleri önemlidir. Elbette bunun için öncelikle Barzani’nin bu zeminde olumlu bir tutum benimseyip bağımsız Kürt devleti için Kürtlerin birliğine yanaşması gerekmektedir. Barzani bu birlik konusunda bencil davranırsa bundan sonrası için bir arpa boyu daha ilerleyemez, tarihi sınavı onurluca veremez.

Yaparsa iyi yapmazsa kötü…

 

Önceki İçerikZor efendisi de kölesi de belli tarihsel bir araçtır/Bedrettin Ufuktan
Sonraki İçerik“Kudretli olalım, cüret edelim, daha ileri çıkalım’’/Kazım Cihan