BASKI, TEHDİT VE SALDIRILARA KARŞI ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM

Son zamanlarda artan ve hız kesmeden devam eden  DHF faaliyetçilerinin polis tarafından tehdit, baskı, şantaj ve komplo yolları ile  işbirlikçileştirilmek istendiği haberleriyle karşılaşmaktayız. Ancak insanlık onuru ve insan yaşamı karşısında son derece ciddi tehdit unsuru olan bu faşist saldırı karşısında demokratik kamuoyu ve ilgili kurumlardan gerekli tepki ve reflekslerin gelişmemesi üzüntü vericidir. İnsan onuruna bu derece ağır bir saldırı, insan yaşamına bu kadar yakın tehdit söz konusuyken elbette karşısında onurlu direniş tavrı yükselecektir.İnsan hakları ve tüm demokratik kurumların bu saldırılara karşı tepki göstermesi varlıklarının gerekçesidir. Bütün ilgili kurumlar bu saldırılar karşısında  kendilerini göreve davet edilmiş saymalıdırlar.

Demokratik faaliyet yürütüp demokratik tepki ve duyarlılıklar gösteren insanlar AKP iktidarı ve polisi tarafından dünyanın en aşağılık işine zorlanarak korkunç bir baskıya maruz bırakılmakta fakat toplum ve toplumun demokratik dinamikleri buna esasta sessiz kalmaktadır. Toplumun korku iklimi içinde sindirilip değerlerine yabancılaştırılarak kişiliksizleştirilmesi,bireylerin baskı ve tehdit altına alınarak kendisine yabancılaştırılması biçiminde sürdürülmektedir. DHF faaliyetçilerine dönük faşist baskı ve kirli mücadele yöntemleri bunun açık örneklerini vermektedir.

Bu faşist baskıya maruz kalan DHF üyeleri-faaliyetçileri takındıkları onurlu tavırla insanlığın mücadelesini temsil etmektedirler. Bin kere tekrar etmekte fayda var ki, DHF’li faaliyetçiler niteliklerine uygun olarak onurlu duruş sergilemiş, insanlık onurunu yüce tutmuş ve insanlığın davasını tavırlarıyla şahıslarında temsil etmiş bulunmaktadırlar!

Tüm toplum ölüm sessizliğine gömülse de DHF karşı karşıya kaldığı faşist baskılara, kirli mücadele ve gerici tehditlere karşı göğsünü gererek, bedenini siper ederek yiğitçe meydan okumaya devam edecektir! DHF faaliyetçilerinin yaşanan tecrübelerde sergilediği pratik bunu doğrulayarak kanıtlamaktadır! Mümkündür ki zaaf gösteren insanlar olabilir. Ne var ki, DHF faaliyetçileri sahip olduğu bilinçle bu kirli saldırılara karşı, onurlu devrimci perspektifle nasıl mücadele edeceklerini bildiğini parlak biçimde ortaya koymuş, net devrimci tavır ve örgütlü bilinçle yol göstermişlerdir. Polisin baskı ve tehdidine maruz kalmak utanç duyulacak bir şey değil, bilakis onur duyulacak bir durumdur. ‘’Düşman saldırıyorsa doğru yoldayız’’ sözü anlamsız değildir. Dolayısıyla, bu baskı ve tehditlere maruz kalan her bireyin izleyeceği yol ve takınacağı tavır DHF faaliyetçilerinin sergilediği tavır ve izlediği yoldur. Bu faşist saldırı ve kirli mücadele yöntemleri ancak kamuoyuna deşifre edilerek aza indirilebilir, boşa çıkarılabilir ve tehditler karşısında can güvenliği sağlanabilir. En önemlisi de onurlu ve devrimci kültür tavır bunu gerektirir. Saklanan her şey ise zayıf halkamız olarak bizleri kötülüklere sürükleyen ve zayıf düşüren bir olumsuzluk olarak işlev görür. İşte mevcut DHF faaliyetçilerinin onurlu tavrı ortadadır! Benimsenerek pratiğe dökülmesi  gereken tavır budur!

Saldırı, tehdit ve baskılar DHF faaliyetçilerini yıldıramadığı gibi hiçbir bireyi de yıldırmamalıdır. Bu kirli yöntemler faşist ve gerici hakim sınıfların sınıfsal niteliklerine uygun olarak kullandığı ve kullanacağı yöntemlerdir. Yani bu baskı, tehdit ve saldırılar sınıflar mücadelesinde karşı-devrimci sınıfların veya güçlerin kullandığı, kullanmaktan imtina etmeyecekleri metotlardır. Onlardan daha iyisini beklemek yanılgıdır. Onlar kendilerini yapıyorlar, çünkü onlar zaten proletarya ile devrimci halk kitleleri ve son tahlilde insanlığa düşman olan güçlerdir. Karşı-devrimci sınıfların bu saldırılarına karşı, devrimci güçlerin tutumu da bu faşist baskı ve gerici kirli saldırılara karşı devrimci dünyanın değerlerini korumak ve onları  temsil etmektir. DHF faaliyetçilerinin tavrı budur, bu anlamda yükselmektedir.

DHF  faaliyetçileri faşist baskılar karşısında ciddi bir sınav vermekte ve bu sınavı onurlu bir tavırla göğüslemektedirler.Faşist AKP iktidarı ve polisin DHF faaliyetleri ve dolayısıyla faaliyetçileri karşısında ciddi bir rahatsızlık duyduğu karakterlerine uygun olarak başvurdukları kirli mücadele yöntemlerinden anlaşılmaktadır.Faşist polisin özellikle DHF faaliyet ve faaliyetçilerine yönelik bu kirli saldırısı anlamsız olmadığı gibi rastlantı da değildir. DHF faaliyetçileri tarihsel sorumlulukları gibi, somut sorumluluklarını gevşetmeden daha sıkı mücadele pratiğiyle düşmanın bu saldırılarını boşa çıkaracak, düşmanın hile ve oyunlarını bozguna uğratacaktır.DHF mücadelesinden geri adım atmak şöyle dursun aksine mücadelesinde daha bilenecek, daha genişleyecek ve kitlelerle daha fazla birleşecektir! işte onlarca yıl hapis cezaları alan DHF faaliyetçilerinin tavrı ortadadır ve DHF ’nin benimseyeceği tavra kanıttır!

Dünyanın en aşağılık işi olarak tüm toplumlarca lanetlenen ve insan nezdinde nefretle karşılanıp hiçbir itibar görmeyen ihanet, jurnal, gammaz, işbirlikçilik ve ajanlık kuşkusuz ki onurlu insanlar tarafından kabul edilemez.Meslek edinilemez.Fakat biz örgütlü mücadeleyi meslek diyoruz çünkü bu aşağılık işi bilinçli olarak ve isteyerek meslek edinip kanla beslenen bir yığın düşkün vardır. Ancak her şeyden önce en aşağılık ve düşkün olan insanları çeşitli biçimlerde bu duruma düşüren karşı-devrimci hakim sınıflar ve faşist iktidarlarıdır!

Tavizsiz demokratik devrimci mücadele pratiği, mevcut kesitte DHF faaliyetçilerinin büyük cüretle ortaya koyduğu pratiktir! Onları devrimci yoldaşlık duygularımla selamlıyor, eğilmez kızıl alınlarından öpüyorum!

           

 

Önceki İçerikKADINLAR SOSYALİST HALK SAVAŞININ ÖNDERİ VE TEMEL BELİRLEYİCİ ÖZNESİ OLMALIDIR
Sonraki İçerikKADININ DEVRİMCİ ENERJİSİNİ KUŞANALIM ZİHNİMİZDEKİ GERİCİ PRANGALARI YIKALIM