Suruç’ta sınır nöbetindeki direnişçiler anlatıyor (Röportaj)

DHF Dersim örgütlülüğünün geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Suruç ziyareti sırasında sınırda Kobane direnişiyle dayanışmak için nöbette olan halka gerçekleştirmiş olduğu röportajı paylaşıyoruz

URFA (19.10.2014)- DHF Dersim örgütlülüğünün geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Suruç ziyareti sırasında sınırda Kobane direnişiyle dayanışmak için nöbette olan halka gerçekleştirmiş olduğu röportajı paylaşıyoruz.

“Dersim DHF örgütlülüğü olarak Suruç’a  direniş nöbetine ikinci gidişimizde  de Maaser köyünde kaldık. İlk gittiğimiz zaman Dersim, Muş ve Mersin’den gelenlerin olduğu Qop köyünde kalmıştık ve Kobane’den gelen kadınlarla röportaj gerçeklikleştirmiştik. Bu sefer Maaser köyünde olan çocuklarla, kadınlarla ve sınıra direniş nöbetine gelen halkımızla genel olarak şu sorular üzerinden bir sohbet gerçekleştirdik:

-Gelirken sınırda sıkıntı yaşadınız mı? (Kobane’den gelenler için )

-Kobane’deki direnişe ilişkin ne düşünüyorsunuz. Düşer diye kaygınız var mı?

-Şu an sınırın öbür ucunda savaşan tanıdıklarınız var mı?

-Koalisyon güçleri ve T.C ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

-Sadece Kobane’de Kürtlere değil Şengal de, Gazze’de daha gerilere gidersek Irak’ta Afganistan’da halkı sömürdüler, katlettiler. Sizler bu konu ile ilgili ne düşünüyorsunuz, bu kaosta halkın dostları kimlerdir ve nasıl bir mücadele yürütülmeli?

-Şu anda sınırın karşısında Kobane var. Sizler buradaki direniş nöbeti ve buradaki dayanışma ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Başarılı sonuç verdiğini düşünüyor musunuz ya da alternatif olarak başka neler yapılabilir?

Bu soruları yönelttiğimiz sınır nöbetindeki direnişçilerin bizlerle paylaştıklarını aktarıyoruz:

Adım Ömer . 20 gündür Kobane’den geldim. 11 yaşındayım. Şu anda YPG saflarında 4 kuzenim var. Günlerdir ve şu anda da olduğu gibi patlama sesleri çok yakından geliyor.Lakin korkmuyorum artık çünkü Suriye’de bu terör örgütünün varlığı bir aydır gelmedi. Ama açıkçası ben savaşın Kobane’ye geleceğine asla inanmazdım. Suriye’deyken 5. Sınıfa gidiyordum. Ama şimdi okula gidemiyoruz. Evi çok özledim. Türkçe bilmiyoruz ve buraya gelen insanlarla Kürtçe bilmedikleri takdirde anlaşamıyoruz. Kürtçe eğitim yok Türkiye’de keşke olsaydı. Eğitimin kendi dillimde olmasını isterdim. DAİŞ çetelerini dürbünle ve televizyonda gördüm canlı görmedik çünkü canlı görsek yaşamazdık gördüklerini çoluk çocuk demeden öldürüyorlar, kesiyorlar. Ama inanıyorum gerillalar Kobane’de zafer kazanacak. Bizleri nasıl DAİŞ çetelerinden yara almadan sınırdan geçirip çatışmaya başladılarsa Kobane’yi de alacaklar.

Adım Halime 50 yaşındayım. 22 gündür Kobane’den geldik. İki çocuğum YPG saflarında idi. İkisi de şehit oldu. Biz sınırda sıkıntı yaşadık. Daha doğrusu T.C: devleti sıkıntı yaşatıyor. Sınırı aşmak isteyenlere silahları yöneltip tehdit ediyorlar. YPG gelenlere yardımcı oluyor çatışmanın ortasında sivillere zarar gelmesin diye köyleri ve Kobane merkezi boşatıyor . YPG ve YPJ’ye selamlar olsun. Kobane düşmeyecek. Direnişin yeri olan Kobane düşmeyecek. Halkın dostu halktır, emperyalist devletler çıkarları doğrultusunda ‘’yardım’’ ediyorlar. DAİŞ çeteleri halka dayattıkları şey “namusunuzu satın. Bize biat edin öldürmeyiz” diyorlar. Ama kim bunu yapar ki. Bizlerin direnmesi mücadele etmesi bu gerici güçleri ülkemizden topraklarımızdan çıkarmamız gerekiyor. Evimize dönmek istiyoruz. Buradaki insanlardan ülkenin dört tarafından gelenlere teşekkür ediyoruz yardımlarından ve dayanışmalarından ötürü. Sınırın bu tarafının boş bırakmamak gerekiyor. T.C. DAİŞ çetelerine yardım ediyor buna izin vermemek, teşhir etmek gerekiyor.

Adım İbrahim Akkuş. Batman’dan geliyorum. 15 gündür direniş nöbeti için buradayız. Bu direngenlik olduğu sürece Kobane asla düşmez. Ezidi, Kürt, Alevi  hepimiz dayanışma içinde olmalıyız bu hepimizin kavgası. Barış sürecine T.C.’ nin samimiyetine asla inanmadım. Koalisyon güçlerinden sadece Fransa yardımcı olmak istiyor bence. Çünkü onun sömürgesi yani o da çıkar doğrultusunda. T.C. devleti bu güne kadar yasalarına karşı çıkan herkesi katletti ve şu anda DAİŞ çetelerine yardım ediyor. Sınırın öbür tarafında savaşan çok akrabam var. Burada olmamız önemli hem sınırda T.C.’nin yardım etmesini engellemek hem de gerillaya moral olması açısından.

Adım Haydar Özel.53 yaşındayım. Dersim’den geliyorum. Yaklaşık 15 gündür buradayım. Bu terör örgütü sadece Kobane için değil insanlık için sıkıntılı bir terör örgütüdür. Bu mücadele sadece Kobane’nin ve Kürtlerin değil Ezidi Alevi tüm ezilenlerin mücadelesidir. Türk devleti Osmanlı’dan beri hile peşinde. Şu anda da DAİŞ çetelerine yardım ediyor. Barış süreci de bir safsata. Bu çeteler yeni olan bir şey değil, Hz. Hamza’nın ciğerini söküp yiyen gerici sistemin devamcılarıdır. Koalisyon uçaklarında daha çok; Fransa ve ABD’nin attıkları bombalar isabet ediyor bence. Burayı boş bırakmamız gerekiyor. Direnişe nöbete devam etmeliyiz. Gerekirse sınırı aşmalıyız, ki aşalım milyonlar olup akalım Kobane düşmesin insanlık onuru düşmesin.

Adım İzzetin Akgil. Mersin’den geliyorum. Memleketim Amed.Yaklaşık 15 gündür buradayım.50 yaşındayım.

Gerillanın ve Kürt halkının mücadelesine güveniyor ve Kobane düşmeyecek diyorum. Lakin sınırda gıda ve cephane gerillaya gidemiyor o yönüyle biraz endişeliyim. T.C. teşhir olmuş bir halde şu an, DAİŞ’e yardım ediyor. Barzani Türk kuklası olmuş . Koalisyon güçleri için bir şey demeyecem sadece emperyalist çıkarlar halkın davasıyla uzlaşmaz bunu biliyorum. Beş çocuğum vardı; ikisi şehit oldu, biri YPJ’ye yeni katıldı bir tanesi cezaevinde. Yanımda tek çocuğum kaldı. Biz onların barışına güvenmiyoruz biz de istemiyoruz kan aksın ama onurlu bir yaşam olmadığı takdirde savaşmaya hazırız. Bilsem diğer çocuğum da şehit olacak yine mücadelenin olması gerektiğini savunurum. Kürtlerin Alevilerin Ezidilerin dayanışma içinde olması lazım. Aleviler iki defa eziliyor, onlar kardeşlerimizdir. Gerici her türden din ve sisteme ezilenleri birbirine kırdırtan herşeyle mücadele edelim. Burada olmamız önemli burayı boş bırakmayalım ama kitlesel olalım sınırı boş bırakmayalım.

Kobane, Şengal, Gazze gibi yerlerde insanlık dramı yaşanıyor ve bizler bunu çok iyi görüyoruz ki halkın halktan başka samimi dostu yok. Mücadeleye ilişkin halkın dayanışması Ezidi, Kürt, Alevi demeden ülkemizin sınırlarını aşıp ezilenlerin sömürülenlerin yanında olmamız gerektiğini görüyoruz.

 

 

Önceki İçerikTarlabaşı’nda bir trans katledildi
Sonraki İçerik1990’lar 2000’ler ‘Eski- Yeni Türkiye’