Cumartesi Anneleri: 3’ü çocuk 8 kişi 25 yıldır kayıp

İSTANBUL – Cumartesi Anneleri eylemlerinin 814’üncü haftasında, 29 Ekim ve 8 Kasım 1995 tarihlerinde kaybedilen 3’ü çocuk 8 kişinin akıbetini sordu.  

Cumartesi Anneleri, “Failler belli kayıplar nerede” sloganıyla gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta düzenledikleri eylemlerinin 814’üncüsünü koronavirüs nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi. Eylemde bu hafta 29 Ekim ve 8 Kasım 1995 tarihlerinde kaybedilen Davut Altunkaynak, Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun ve Süleyman Seyhan’ın akıbeti soruldu. Eylemde ayrıca 2 Kasım’da Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan duruşmaya da dikkat çekilerek, “25 yıllık cezasızlık son bulsun; Dargeçit JİTEM Davası’nda hukuk işletilsin, adalet sağlansın” çağrısı yapıldı.  

‘Annem adalet mücadelesinde gözaltına alındı’ 

Eylemde konuşan gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan’ın abisi Kadri Doğan, kardeşinin asker ve korucular tarafından gözaltına alındığını belirterek, kendisinden bir daha haber alamadıklarını söyledi.  Annesinin yıllarca kardeşini aradığını söyleyen Kadri, 20 yıl önce yaşamını yitirdiğini kaydetti. Kadri, “Annem sadece adalet istedi. Annem adalet mücadelesinde gözaltına alındı. Daha sonra İstanbul’a gelerek Cumartesi Annelerine katıldı” diyerek babasının da 10 yıl önce oğlundan bir haber alamadan yaşamını yitirdiğini ifade etti. 

‘Ana davamızdan vazgeçmeyeceğiz’  Abdurrahman Coşkun’un abisi Mehmet Coşkun da yıllardır mücadele ettiklerini belirterek, “Kemiklerimizi bulduk. Gerçi katilleri de bulduk. Ama bu katilleri cezalandıracak, tutuklayacak ne bir mahkeme ne de bir adalet bulamadık. Bu gidişle bulamayacağız. Ama davamızdan da vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. Davut Altunkaynak’ın babası Abdulaziz Altunkaynak da, 2 Kasım’da görülecek duruşmaya değinerek, “Orada olacağız ve adaleti soracağız. Adalet sağlanıncaya kadar da davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın katillerinin peşini bırakmayacağız” dedi.  

Davaya katılım çağrısında bulunuldu 

Dargeçit JİTEM Davası avukatlarından Erdal Kuzu da, davanın güvenlik gerekçesiyle Adıyaman’a nakledildiğini ve davanın duruşmalarının 5 yıldan beri burada görüldüğünü hatırlattı. Erdal, “Kaybedilen 7 insanın tamamının cenazelerine ulaşıldı. Kaybedilen 7 insanın ne şekilde, hangi yöntemlerle infaz edildiklerini bütün gerçekliği ile açığa çıkarıyor” ifadelerini kullandı. Bugüne kadar gelen aşama ve delillere değinen Erdal, “Bu dava 1990’lı yılarda devlet tarafından işlenen cinayetlerin özetlerini içerisinde barındırmaktadır” sözlerini kullandı.  Görülecek duruşmada mahkemeden cesaretli bir tespit yapmalarını beklediklerini sözlerine ekleyen Erdal, hukuksal mücadeleyi ailelerle birlikte verdiklerini söyledi. Erdal, duruşmaya katılım ve sahiplenme çağrısında da bulundu. 

3’ü çocuk 8 kişi 25 yıldır kayıp 

Bu haftaki basın metnini okuyan Cumartesi İnsanları’ndan Saliha Şanlı, Dargeçit JİTEM Davası’nda hukukun işletilmesi ve adaletin sağlanması gerektiğini ifade etti. 29 Ekim-8 Kasım 1995 tarihleri arasında ağır silahlı askerler ve korucular tarafından Mardin-Dargeçit’te ev baskınları yapıldığını dile getiren Saliha, “Bu baskınlarda dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Dargeçit Jandarma Taburu’na götürüldü. Gözaltındakilerden 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan’ı soran ailelerine ‘sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler’ cevabı verildi. Ailelerinin tüm başvurularına rağmen onlardan bir daha haber alınamadı” diye belirtti. 

‘İşkence izi taşıyan kemiklere ulaşıldı’ 

Ailelerin ve İnsan Hakları Derneği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattığını aktaran Saliha, savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında katledilerek kuyulara gömüldüğü gerçeğinin ortaya çıktığını ekledi. Saliha, “2012–2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. 2015 yılında Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ile Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, ‘birden fazla kişiyi taammüden öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı” dedi.  

‘Yargılamanın sonuna yaklaşıldı’ 

Saliha, şöyle devam etti: “7 Dargeçitlinin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla savcılık iddianamesine ve mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer aldı. Davanın 2 Kasım 2020 tarihinde görülecek duruşması vesilesiyle bir kez daha üçü çocuk, biri uzman çavuş olmak üzere 8 kişinin Dargeçit Jandarma Taburu’nda gözaltında kaybedildikleri gerçeğini hatırlatıyor ve bu insanlığa karşı suçu azmettirenlerin, işleyenlerin hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz. Yargılamanın sonuna yaklaşıldı ve bu davada mahkeme heyetini görevlerini önyargıdan uzak, tarafsız ve bağımsızlıklarını gölgeleyecek etkilerden arınmış olarak icra etmeye çağırıyoruz.” Açıklamanın ardından eylem sona erdi. 

Kaynak: JINNEWS

Önceki İçerikPolonya’da on binlerce kişi kürtaj hakkı için sokağa çıktı
Sonraki İçerikHasta tutsağın boğazından kan akıyor