DEVRİMCİ EYLEM MEŞRUDUR!

Devrimci eylemin meşruluğu gerici sınıf iktidarlarının varlığından ileri gelir. Gerici sınıf devleti bizzat devrimci eyleme haklılık gerekçesi kazandırır. Bu sınıflara ait iktidarların somutta dışa vuran her kokuşmuşluğu ve çürümüşlüğünün dayanılmaz pis kokusu ve gerçeği tabii olarak devrimci eylemi davet eder. Çünkü bu kokuşmuşluk ve çürümenin temsilcisi sistem ya da düzene ve iktidara karşı salt düzen içi mücadele söz konusu sistemi mükemmelleştirmekten öteye geçmez. Gerici çürümüşlüğe karşı salt düzen içi nitelikte verilen mücadele daha derin çürümeyi koşullamaktan başka bir netice vermez, başka bir yere varmaz.

AKP-Cemaat ittifakı kliği çürümüş olan Kemalist kliğe karşı tasfiye hareketi gerçekleştirerek daha derin çürüme ve kokuşmayı gündeme getirdi. Zira gerici düzen ve sınıf klikleri arasındaki iktidar-çıkar dalaşı en küçük bir ilerici nüve taşımaz. Bu dalaşın ilericilik, demokrasi gibi herhangi bir kaygısı olmaz. Tek kaygıları iktidar çıkarları veya gerici çıkarlarına dönüktür. Bu nitelikteki dalaş gibi, salt düzen içi reformist mücadele de esasta düzeni tahkim etmekten ve onu onarıp sağlamlaştırmaktan başka işlev görmez. Düzeni devrimci yolla veya genel olarak yıkıp değiştirmeyi hedeflemeyen her mücadele ya da siyasi iktidarı hedeflemeyen her mücadele son tahlilde düzen içi mücadele olarak kalır. Dolayısıyla da bu mücadele esasta düzeni içten tamir ederek sağlamlaştırmaktan başka bir işlev görmez. O halde gerici burjuva ahlaksızlığı, çürümeyi, yabancılaşma ve kokuşmayı tesfiye etmek için devrimci eylem şart ve gereklidir.

İster dünya ölçeğinde ve isterse ulusal çapta olsun gerici sınıf klikleri arasındaki savaş, çatışma veya dalaşta proleter devrimciler asla ve asla (kerhen de olsa hiçbir sebeple) destekçi duruma düşmezler.

Gericiler arası dalaş kabına sığmazcasına büyüdü, büyüyor. Hükümet krizi veya ciddi bir siyasi kaosla yüz yüze olunduğu söylenebilir. Bu daslaşta taraf olma tutumu öyle ya da böyle gerici güçler arası herhangi bir kesime yedeklenme anlamına gelir. Kuşkusuz ki, ne Cemaat ve ne de AKP iktidarı zerre kadar ilerici ve desteklenir kesimler-sınıflar değildir. Her biri diğerini aratan cinsten halk düşmanı ve gericidir. Dolayısıyla hiçbir manipülasyona düşmeden sınıf tavrında net olunmalıdır.

Bazı  ‘‘aydın‘‘ geçinen ve gerçekçi olma adına konuşanların darbeye karşı olmaları birinci görevleridir, ses kayıtları montajdır, şüphelidir vb vs diyerek özünde gerçekleri karartmaya çalıştıkları görülmektedir. Bunların yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, talan ve her türlü ahlaksızlık gerçeğini bir kenara atarak ses kayıtlarının montaj ve şüpheli olduğu bahaneleriyle büyük gerçekleri göz ardı ettiği izlenmektedir ki, bu tutum dolaylı-dolaysız Erdoğan ve iktidarının değirmenine su taşıyan iktidar yanlısı tutumdur. Erdoğan bile bu denli inkar etme tavrına cesaret etmezken bu boşboğazlar takımı Erdoğan’ı kurtarma çabasıyla meşgul olmaktadırlar. Evet gerçekçiler gerçeklerle alakalı olma adına ses kayıtları şüphelidir deyip Erdoğan’ı kurtarmaya gayret ederken, AKP iktidarının tüm halk kitlelerine dönük karşı-devrimci faşist saldırıları ve Kürt düşmanlığı, katlaimları vb vs gerçeğiyle neden bu kadar ilgili değiller, bu da onların başka bir handikapıdır. Yine, çelik kasalara sığmayıp evlere istif edilen, ayakkabı kutularına doldurulan eurolar gerçeğiyle neden bu kadar ilgili değiller. Öte taraftan darbeye karşı çıkma adına gerici faşist ve bir o kadar da çürüyerek kokuşmuş bir iktidarı savunma pozisyonuna  düşülemez. Kaldı ki, darbe değil, klasik olarak gerici klikler arasında yaşanan iktidar dalaşıdır süreç. Bu dalaşta halkın menfaati olamayacağına göre taraf olmak da yersiz ve gerici kliğin kuyruğu olma şeklinde de  bir aymazlıktır.

AKP bakan ve bürokratları ile geniş çevre ve iş adamlarının dahil olduğu yolsuzluk, rüşvet ve talan skandalından sonra, şimdi de bu skandal içinde olan Başbakan Erdoğan, oğlu ve aile çevresiyle bağlantılarının sömürü-talan-soygun ve hırsızlık çarkındaki  gerçeği ses kayıtlarıyla basına servis edildi.  Erdoğan ve oğlu Bilal’in konuşmalarında geçen rakamlar dudak uçuklatan astronomik miktarları ifade ediyor. Yani skandalın skandalı patlamış durumdadır. (Burada bir gerçeğin altını çizelim ki, dudak uçuklatan bu skandallar sadece AKP iktidarına veya herhangi bir kişi ve kişilere has durum değildir. Bütün burjuva gerici sınıf iktidarları ve sınıfları aynı zeminde ve aynı karakterdedirler. Birini ötekinden temiz görmek sınıf bakış açısından yoksunluk ve büyük bir yanılgıdır.)

Skandalların gerici iktidar ve sınıfların karakterlerinin ürünü olarak yapışık ikizleri ya da gerçek yüzleri olduğunu söylemek doğrudur. Yolsuzluk, hırsızlık, soygun ve bilumum ahlaksızlığın deşifre edilmesiyle yaşanan gelişmeler zinciri belki de ucunu göremeyeceğimiz kadar uzun ve derindedir. Bu gelişmelerin son durak olmadığı-olmayacağı bilinmek durumundadır. Zira söz konusu olan iktidar dalaşıdır ve bu dalaş mevcut seviyede bırakılmayacaktır. Gerçeğe dayalı başka skandalların patlaması beklenmelidir. AKP iktidarının devrilmesine kadar bu gelişmelerin yaşanacağı ve daha birçok kirliliğin deşifre edileceği açıktır.

Darbe ve milli irade söylemleri, binlerce kişinin dinlenmesi, komplo, montaj, şantaj gibi tarafların karşılıklı olarak kullandığı tüm argümanlar birer kalkan olup gerici kliklerin klasik savunma metotlarından başka bir şey değildir.

Onların suçlarını kabul etmeleri beklenemez. Beklemek safdillik olduğu kadar hala onları umar görmektir. Oysa bu devasa kirlilikleri, kirliliğe batan sınıf iktidarları temizleyemez, temizlemez, bilakis işine geldiği kadar kullanır ve gerisinin üstünü örterek çıkarlarını kollar… Gerici burjuva sınıfların hangi klik ve kesimi olursa olsun hepsinin mayası aynıdır. Hepsinin temel niteliği ve özü sömürücü, zulümkar, tahakkümcü, hegemonyacı, bencil ve çıkar müptelalığıdır… Bunlar iktidar ve çıkar dalaşı gereği birbirilerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökse de  asla dürüst ve samimi olamazlar ve bu manada kirliliklerin üstüne gidip onları temizlemezler, temizlemek istemezler. Yani bunlar ‘‘bataklığı kurutma‘‘ya asla yanaşmaz, çünkü o bataklıktan beslenmektedirler. Bataklığın sahibi olduklarından sadece demagoji olarak yolsuzluk, hırsızlık vb karşıtı laflar edinirler. Böylece kitleleri manipüle ederek arkalarına takmayı ve iktidar emellerine ulaşmayı tasarlarlar.

O halde her türden kirliliği, çürümüşlük ve kokuşmuşluğu silip süpürecek olan tek kuvvet ve sınıf proletarya ve geniş emekçi halk kitleleridir. Dahası bu bataklığı kurutacak olan yegane kuvvet proletarya önderliğinde emekçi halk kitlelerinin devrimci eylemidir! 

Önceki İçerik3. Kongre ve Kaypakkaya(3)
Sonraki İçerikYENİYİ KAVRA DEVRİMİ PRATİKLEŞTİR