DKH: İsyan çığlığımız tüm alanlara ulaşmalı

Demokratik Kadın Hareketi İstanbul örgütlülüğü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında gerçekleştirdiği etkinlik ve eylemlerini bugün Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nde düzenlediği panelle sonlandırdı

İSTANBUL (29.11.2015)- Demokratik Kadın Hareketi bugün Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi(YÇKM)’de “Biz Ortaoğu’da kanat çırpan kelebeğin dünyada yaratacağı kasırgayı istiyoruz” şiarlı gerçekleştirdiği panelde; şiddet, ayrımcılık ve nefret söylemini tartışarak örgütlü mücadelenin kadına ve LGBTİ’lerin örgütlü ve birleşik mücadelesine vurgu yaparak örgütlenme çağrısı yaptı. Düzenlenen panelde konuşmacı olarak Selin Nakipoğlu, İstanbul LGBTİ Derneği Temsilcisi Deniz Tunç ve DKH üyesi Gülden Coşkun yer aldı. Panelde ilk olarak söz alan avukat Selin Nakipoğlu konuşmasında; erkek yargının yaptırımlarına değinerek şiddetin hayatın birçok alanında yaygınlaşarak devam ettiğini vurguladı. Gelişen teknolojik ilerlemelerle birlikte kadına ve LGBTİ’lere dönük şiddetin son yıllarda internet ortamında da ciddi bir artış gösterdiğine vurgu yaparak, yasal haklardan ve düzenlemelerden bahsetti. Hükümetin ilk imzalayıcısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmayışından ve hiçbir düzenlemenin yapılmayışına dikkat çekti. Kadınların yasalar karşısında uğradığı şiddetten bahseden Nakipoğlu, Eril yargının, savcıların, hakimlerin erkeklik ideolojisiyle kadın katillerine dönük geliştirdiği indirimler karşısında kadınların daha da çok birlikte mücadele etmesini belirtti. Nakipoğlu’nun konuşmasının ardından karşılıklı sohbetle devam eden etkinlik Deniz Tunç’un konuşması ile transların yaşadığı ayrımcılık, şiddet ve kolluk güçlerinin cinsiyetçi yaptırımlarının anlatımıyla devam etti. Deniz Tunç konuşmasında; transların uğradığı şiddetten ve yargının işleyişinden bahsederek, mevcut yargı ve işleyişte transların şikayet için gittikleri her yerden sanık ve şüpheli olarak çıktığına değindi. Bu alanda birçok çalışmalarının ve mücadelelerin olduğunu aktaran Tunç, kadınların ve transların erkek devletin politikaları nedeniyle her an cezalandırılmak istendiğini anlattı. Deniz Tunç’un ardından söz alan DKH üyesi Gülden Coşkun ise 25 Kasım’ın tarihçesini aktardıktan sonra şiddetin bu topraklardaki karşılığını dile getirdi. Kadınların ancak örgütlü mücadeleyle özgürleşeceğine değinen Coşkun, “Sesimiz artık bu duvarları aşarak evlerimize, çalıştığımız fabrikalara ve alanlara ulaşmalı” diyerek, sözünü örgütlenme çağrısıyla bitirdi.

Panelin ardından Grup Alamor müzik atölyesi sahne aldı. Grup Alamor yaptığı konuşmada kadınların şiddet, sömürü ve ayrımcılık karşısında tek tek bireysel mücadele ile değil, ancak örgütlenerek ve birleşerek mücadele yürütüğü taktirde kurtulacağını söyledi. Alamor olarak sanat cephesinden kadınların birliğine ve mücadelesine katkı sağlamak için bu sene Alamor müzik atölyesini kurarak kadınların kolektif olarak müzik üretimi yapabileceği bir alan açmaya çalıştıklarını ifade etti. 

Önceki İçerikTanığıyız; Avukatımız Tahir Elçi’nin Katili Devlettir.!
Sonraki İçerikElçi’nin katledilmesini protesto edenlere saldırı: 1 kişi katledildi