Erdoğan’ın savaş naraları kabulümüzdür! Devrimci savaşla cevap olacağız

Erdoğan/AKP iktidarının savaş çağrıları ve naraları tartışmasız olarak kabulümüzdür. Dün olduğu gibi bugünde bu çağrılara cevabımız devrimci direniş ve devrimci savaş olacaktır. Bunda teredüte asla yer yoktur. Bulunduğumuz tüm mücadele alanlarında militan devrimci ruhu kuşanarak faşizmin karşısına dikilmeliyiz. Topyekün gerici savaşa karşı halkların topyekün birleşik devrimci savaşını örerek cevap olabiliriz

HABER MERKEZİ (07.04.2016)- Faşist ‘’TC’’ devleti halklara düşman gerici pozisyonuyla sömürü ve zulüm sultasında sınır tanımayarak saldırılarına devam ediyor. Varlığını halkların soykırımı ve zulmü üzerinden zora dayalı biçimde inşa ederek bugünlere kadar gelen faşist ‘’TC’’ devleti aynı gerici barbarlığı ile halklara kan kusturmaya devam ediyor. Bunda şaşılacak bir durumda yoktur. Sınıf gerçekliklerine uygun biçimde kendi rollerini yerine getiriyorlar. Bunun ötesinde devletten ve somuttaki temsilcisi Erdoğan/AKP iktidarından hala demokratik ve iyi niyetli beklentiler içinde olanlar varsa  ki oldukça fazla var, geçmişte olduğu gibi şimdide aynı hüsranı ve şoku yaşamaya devam edeceklerdir. Çünkü mevcut faşist iktidarın sınıfsal karakteri gereği hiçbir koşulda demokratik nüveler barındırmayacağı bizler açısından net olan bir durumdur. Dolayısı ile her defasında imkânsız olan beklentiler içine girenler maalesef aynı hüsranları tekrar yaşamaktan başka bir şey göremeyeceklerdir.

Mazlum Kürt ulusu başta olmak üzere bütün devrimci ve demokratik toplumsal güçler üzerinde zulüm saltanatı kurarak Ülkeyi kan deryasına ve zindana çeviren Erdoğan/AKP iktidarı, aynı gerici savaş konseptiyle halklara yönelik zulmün devam edeceğini bir kez daha açık biçimde dillendirdi. Özellikle ABD ziyareti sonrası Erdoğan’ının yapacağı açıklamalar merakla bekleniyordu. Ki Erdoğan tamda faşist-gerici özüne uygun olarak bir kez daha ağzından salyalar akıtırcasına kan kusmaya devam etti. Rıza Zarrap meselesi başta olmak üzere birçok önemli siyasal gelişmeden kaynaklı ABD ‘nin ‘’TC’’yi hizaya getireceği ve politik değişikliklere gireceği beklentileri ve öngörüleri bulunmaktaydı. Kİ bu beklenti ve öngörülerin belli haklı yanları da bulunmaktadır. Fakat unutmamak gerekir ki belli politik meselelerde ayrı düşsellerde ABD ile ‘’TC’’ arasındaki ilişki stratejik bir muhteva taşımaktadır. Ki Erdoğan/AKP iktidarının topyekün gerici savaş konsepti başta olmak üzere uyguladığı tüm politikaların arkasında bizzat ABD emperyalizmi bulunmaktadır. Erdoğan’ın ABD dönüşü sonrası yaptığı açıklamalar göstermektedir ki uygulanan politikalar noktasında tam bir uyumluluk hali bulunmaktadır.

Savaş çağrılarına devrimin isyanını kuşanarak cevap olalım!

Erdoğan/AKP iktidarının savaş çağrıları ve naraları tartışmasız olarak kabulümüzdür. Dün olduğu gibi bugünde bu çağrılara cevabımız devrimci direniş ve devrimci savaş olacaktır. Bunda teredüte asla yer yoktur. Bulunduğumuz tüm mücadele alanlarında militan devrimci ruhu kuşanarak faşizmin karşısına dikilmeliyiz. Topyekün gerici savaşa karşı halkların topyekün birleşik devrimci savaşını örerek cevap olabiliriz. Yaşananlar binlerce kez bizlere teyit ettirdi ki ya direneceğiz ya direneceğiz! Başka bir yol yoktur. Halklarımızın tek kurtuluşu bu köhnemiş gerici sistemin nihai olarak devrimci savaşla ortadan kaldırılmasıdır. Bu perspektifle sürecin devrimci zorunlulukları ve sorumluluklarıyla hareket ederek halkların devrimci birleşik mücadelesini adım adım daha ileriye taşıyarak faşizme cevap olmalıyız.

Önceki İçerikKaypakkaya korkusu sansürlerle devam ediyor
Sonraki İçerikDHF; Özgür bir dünya yaratmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıkalım