Erdoğan’ın sürprizi; seçimden sonra yeni bir partinin kuruluşu

AKP’nin aleyhine olan bu tabloyu gören ve psikolojisi bozulan Erdoğan bir taraftan saldırgan eğilimler geliştirip bir çok noktada kendi söylemini inkar eden konumuna düşerek gerçek yüzünü özellikle de Kürt ulusal sorununda gösterirken, bazı itiraflarda bulunma aşamasına da gelmiş bulunmaktadır

HABER MERKEZİ (26.05.2015) Bu seçimin önceki birçok seçimden farklı olduğu ve olacağı her bakımdan anlaşılır doğrudur. AKP’nin on yılı aşkın başarı serüveni bu seçimde tam olabora olmasa da derin yara alıp ciddi denebilecek bir düşüşle seyredecektir. Mecliste, seçim barajı sayesinde toplam dört siyasi parti bulunmaktadır. AKP gerileme-düşüş dönemine girerken, HDP, CHP ve MHP üçlüsü genel bir yükseliş trendi izlemektedirler. Bunlardan en önemlisi HDP’nin yükselişi ve muhtemel olan barajı aşma gerçeğidir. AKP’yi esas olarak zayıflatan rolün en etkilisini HDP oynamaktadır. Barajı aşması büyük olasılık olan HDP, AKP’den kendi vekillerini geri almış olacaktır. Baraj sayesinde esasta HDP’den çaldığı vekil sayısını bu seçimde HDP geri alacaktır. Dolayısıyla HDP’nin bu durumu AKP’yi zayıflatan ve hatta çaresiz bırakan bir faktördür. CHP ve MHP’nin de oy artışı genel kabul gören durumdur. Bütün bu oy artışlarının AKP’de düşüş anlamına geleceği açıktır. Ancak AKP’nin düşüşü salt bununla sınırlı değildir. Paraleliy le başının belaya girmesi azımsanmaz bir oy deposunun yitirilmesi demektir. Yolsuzluk-rüşvet-çapul gerçeği kara leke olarak alınlarında durup kendi tabanında da oy düşüşüne vesile olacak kadar etkili realitedir. Paraleliyle ne kadar bağlantılıdır, ne kadar değildir tartışması bir yana ama iç muhalefetinin es geçilecek kadar önemsiz olmadığı açıktır. Ki bu muhalefet veya çelişkinin kamuoyuna sınırlı da olsa yansımasının etkileri AKP’nin zayıflamasının başka bir halkasıdır. Bu iç muhalefet din davasında birleştiği için seçime kadar bir kopuş tavrına girmemekte ama hoşnutsuzluğunu yansıtmakta, bu hoşnutsuzluk tabanına da yansımaktadır. Yani oy kaybı burada da söz konusudur. Maden işçilerinin madencinin ‘’fıtratında’’ olduğu gibi iktidar ve sermayedarlar tarafından toplu olarak katledilmesi ve verilen sözlerin tutulmaması gibi gelişmeler de AKP’nin tabanında belli bir kesimi etkileyerek oy desteğini geri çekmeye sebep oluyor. Cumhurbaşkanının seçimde tarafsızlığını korumaması yine halkta belli bir tepkiye neden oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile  AKP-Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve bunların kamuoyuna yansıması yine tabanında bir hoşnutsuzluğa yol açmaktadır. Kısacası AKP genel olarak teşhir oldu. Dünya ölçeğinde de AKP karşıtı ve CHP yanlısı bir eğilim söz konusu. Ki, seçimde açıklanan projelerin genel olarak CHP’ye bu veya belirli güçler tarafından hazırlandığı vs söylenebilir. CHP etkili bir seçim profili ortaya koyuyor. Öyle ki, AKP artık gündemi belirlemiyor, CHP ve HDP’nin belirlediği gündemleri tartışıyor, savunma pozisyonuna geçmiş bulunuyor. Bütün bu tablo AKP’nin ciddi oy kaybını da anlatıyor.

AKP’nin aleyhine olan bu tabloyu gören ve psikolojisi bozulan Erdoğan bir taraftan saldırgan eğilimler geliştirip bir çok noktada kendi söylemini inkar eden konumuna düşerek gerçek yüzünü özellikle de Kürt ulusal sorununda gösterirken, bazı itiraflarda bulunma aşamasına da gelmiş bulunmaktadır. Önce söyleyerek her şeyin kendi inisiyatifinde olduğunu kanıtlayıp kişisel gücünü korumaya, böylece AKP kitlesi üzerinde tartışmasız otorite olma durumunu sürdürmeye çalışmaktadır. Evet, Erdoğan’ın seçimlerden sonra sürpriz dediği şey büyük olasılıkla, AKP içindeki muhali kesim olup zımni anlaşmayla seçime kadar gitmeyi öngören Gül ve çevresindekilerin ayrı bir parti kurma tavrıdır. Yani seçimlerden sonra AKP’yi iyice hırpalayacak bir bölünme ve bu eksende yeni bir partinin kurulması söz konusu olacaktır muhtemelen. İşte Erdoğan’ın sürpriz dediği şey büyük olasılıkla budur. Elbette daha zayıf olasılık olarak gördüğümüz ikinci olasılıkta Abdullah Gül’ün seçimden sonra AKP’nin başına geçmesidir.

AKP’nin oy kaybı veya tek başına hükümet kurma çoğunluğunu elde edememesi-yeterli(276) millet vekili sayısı alamaması mümkündür ve bu da bir sürpriz sayılabilir. Ancak sürpriz kavramının yarattığı çağrışım bu oy kaybının oranının bu ya da şu olması değildir. Ama AKP içinden çıkma koşuluyla yeni bir partinin gündeme gelmesi tam anlamda bir sürpriz olacaktır.

Ancak bu saatten sonra muhtemel yeni kurulacak partinin bilinen şahsiyetlerinin de Erdoğan’ın bu tavrından sonra bazı açıklamalarda bulunması mümkün, beklenendir.

Evet, Erdoğan; ‘’Kürtlere özerklik veriyorum, Öcalan’ı serbest bırakıyorum’’ ya da ‘’halka karşı işlediğim suçları itiraf edip yargılanmak istiyorum’’ demeyeceğine göre, bahsini ettiği sürpriz ya yeni bir partinin kurulacağı ya da A. Gül’ün seçim sonrası AKP’nin başına geçmesi olabilir. Ki, bu da dediğimiz gibi karşı cepheden yapılması olası olan açıklamalarla yakın zamanda anlaşılmış olacaktır. Elbette bunlar kesin şeyler değil, belli gelişmelerin okunmasına dayalı bir yorumdan ibarettir. Yani yeni partinin kurulması kesin doğru değildir, sadece ağırlık verdiğimiz bir olasılıktır, kanaatimizdir. Dolayısıyla yanılgı payı vardır.

 

Önceki İçerikAKP’nin seçim propagandası: sosyal politikalar!
Sonraki İçerikMetal işçilerinin direnişi kararlılıkla devam ediyor