EVİD-SEN: Emeğimiz için mücadeleye

“Ev İşçisiyiz Toz Bezi Değil” şiarıyla 2011 yılında sosyal güvence, iş ve can güvenliği talepleriyle kurulan Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN) ile günlük sigorta, işçi statüsüne alınma ve erkek egemen algının izlediği politikalar üzerine Demokratik Kadın Hareketi’nin gerçekleştirdiği röportajı sizlerle paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (05.03.2014)- DKH: Sendikalaşma sürecinizi anlatabilir misiniz?

EVİD-SEN: Örgütlenme çalışmalarımıza 2009 yılından itibaren başladık. Önce DİSK ile görüşmeler aldık ancak bürokratik engellemeler nedeniyle görüşmelere devam edemedik. Daha sonra dernek çatısı altında çalışmalarımızı kurumsal olarak yürütmeye başladık. 15 Haziran 2011’de ise derneği feshederek, EVİD-SEN’ i kurduk. Sendikayı kurduktan hemen sonra hakkımızda dava açtılar. Dava süreci hala devam ediyor. Sendikal örgütlenmemiz onlar baskı yaptıkça büyüyor.

DKH: ‘Gündelikçi’ kadınların işçi statüsüne alınmamasını ve erkek egemen algının bu politikasını sizler nasıl bir mücadele örerek bugüne getirdiniz ve ne gibi zorluklar yaşadınız?

EVİD-SEN: Sendikalaşma sürecine girişimiz elbette kolay olmadı. İlk önce işçi olma bilincini oluşturmaya çabaladık. Arkadaşlarımızla bunu hala aşmaya çalışıyoruz, örgütlenme çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımızı mahallelerde, evlerde, otobüs duraklarında, parklarda birlikte arkadaşlarımızla konuşup, tartışarak bir istişare içerisinde idame ettiriyoruz.

DKH: Günlük sigorta hakkında ne düşünüyorsunuz?

EVİD-SEN: Şu an var olan yasa gerçekten ev işçilerini koruyan ya da onları yasal anlamda ileriye taşıyabilecek bir yasa değil. Bizim talebimiz bununla ilgili olarak bir fiş ya da çek sisteminin çıkarılmasıdır. Dünyada çek sisteminin bir sürü örneği var. Ülkemizde de bu uygulanabilir. Bunun yapılması bu kadar zor değil ama maalesef devlet bunu yapmıyor. Her seferinde kendi işine gelecek şekilde davranıyor. Kadınları kayıt altına alalım diyor ancak kadınları güvence altına alalım diye kimse bir şey söylemiyor. Peki, kayıt altına alıyorsunuz, tamam. Ancak kayıt altına almanız bu kadınları güvence altına aldığınız anlamına gelmiyor. Kadınları kayıt altına alırken bunun güvencesi nerede olacak. Çalıştığı yerde düşüp hayatını kaybettiğinde ya da sakat kaldığında ya da psikolojisi bozulduğunda ki bu başka bir katliam biçimidir. Çocuklarından kopuyor, ailesinden kopuyor, kendisinden kopuyor, hayattan kopuyor. İntihara kadar sürükleniyor. Bunu bu şekilde nasıl sağlayacaksınız. Önemli olan bu kadınların güvencesini sağlamaktır. Bu kadınlar eve katkı sunmuyor, evlerini bizzat geçindiriyor. Katkı sunuyor diyorlar ya böyle bir şey yok kadınlar gerçekten evlerinde ailelerine katkıda bulunmuyorlar, çocuklarına ve kendilerini geçindiriyorlar. Hayata tutunmaya çalışıyorlar. Maalesef evi geçindiren kadın olurken ilk kapıya konulan da kadın oluyor. Her zaman için ekonomik şiddette ilk kapının önüne konan kadın. Kadınlar her zaman ekonomik şiddete maruz kalıyor. Bugün de ekonomik şiddete maruz kalan biziz ve birlikte buna karşı mücadele etmeliyiz.

DKH: Güvencesiz çalışma ve işyerinde tacizin her türlüsüne karşı neler söyleyebilirsiniz?

EVİD-SEN: Tabii ki şiddetin her çeşidine maruz kalıyoruz, özellikle gittiğin evde tacize uğruyorsun ancak bunu kanıtlayabileceğin hiçbir delilin yok elinde. Sadece sen kendin bunu söyleyebiliyorsun. Bu yüzden de kadının beyanı esas alınmalı ve kesinlikle kadının beyanını yasallaştırılmalıdır. Çünkü kadın o evde çalışıyor, onun kamerası var, bir şey olduğu zaman bunu kanıtlayabiliyor ancak kadın aynı evde tacize maruz kaldığında bunu gösteremiyor ve kanıtlayamıyor. Çözüm noktasını kadının beyanının esas alınmasında görüyoruz. Çünkü evler sahipleri için özel haneleri olabilir ancak bizim işyerlerimiz. Erkekler yanlarındaki kadınlara, bunlar senin görevindi ama bak sana yardımcı tuttuk onlar yapıyor diyerek kandırıyor. Ancak oradaki kadın bunun bilincinde olsa böyle bir şey olmadığını da görecek. Erkek kapitalist sistemin kırıntısıyla idare etmeye çalışıyor ve evdeki kadında bizim üstümüzde baskı kuruyor.

DKH: Devrimci- ilerici kurumlardan beklentileriniz nelerdir?

EVİD-SEN: Tabii ki beklentilerimiz var, bu mesele başlı başına bir kadın sorunu. Ev işçiliği de esasında bir kadın sorunundan ileri geliyor. Bu nedenle de devrimci kadınların da bu alanda bize destek olmaları lazım. Gerek manevi, gerek maddi, gerek eylemlerimizde kısacası her yönüyle desteklerinizi bekliyoruz.

DKH: Bizim aracılığımızla 8 Mart’ta çağrınızı alabilir miyiz?

EVİD-SEN: 8 Mart kadın için, kadının emeği için mücadele günüdür. Bizim emeğimizin birlik ve mücadele günü. O nedenle birlik ve mücadele günümüzde birlikte dayanışma içerisinde ve sokaklarda olmak durumundayız. Ev işçisi arkadaşlarımızı da başka kurumların da birlikte alanlarda omuz omuza yürümesi gerektiğini ve taleplerimizi hınca hınç bir şekilde meydanları doldurarak haykırmamız gerektiğini düşünüyorum. Sizin aracılığınızla tüm ev emekçisi kadınları 8 Mart’ta alanlarda olmaya davet ediyorum.   

Önceki İçerikDDHD Gazik’te seçim bürosu açtı
Sonraki İçerikMKP dava tutsaklarından 8 Mart açıklaması