Güneşe yürüyenlerin türküsü hiç susmayacak!

Düşenlerimize dair elbette yazılacak ve söylenecek çok şeyin olduğunun farkındayız. Fakat asıl olan düşenlerimizin bizlere bıraktıkları devrim ve komünizm yürüyüşümüze daha sıkı sıkıya sarılarak sınıf savaşımını yükseltmektir. Düşenlerimize söz veriyoruz, andınız andımız, kavganız kavgamızdır

HABER MERKEZİ (10.05.2017)-

“alnını

dağ ateşiyle ısıtan

yüzünü

kanla yıkayan dostum

senin

uyurken dudağında gülümseyen bordo gül

benim kalbimi harmanlayan isyan olsun

şimdi dingin gövdende

uğultuyla büyüyen sessizlik

bir gün benim elimde

patlamaya sabırsız mavzer olsun

 

başını omzuma yasla

göğsümde taşıyayım seni

gövdem gövdene can olsun

…”

                                          Arkadaş Zekai Özger

 

Devrim ile karşı devrim arasındaki sınıf savaşımı tüm keskinliği ile sürmektedir. Karşıt sınıflar arasındaki bu savaşım kuşkusuz ki devrimci feda ruhu ve ağır bedellerle ilerlemektedir. Sınıflar savaşımının bu tarihsel zorunluluğu zemininde yüzlerce, binlerce ve on binlerce halk evladı sonsuzluğa uğurlanmıştır. Devrim ve komünizm yürüyüşümüz güneşe uğurladıklarımızın kanlarıyla tohuma ve açan kızıl kardelenlerle bir kan deryasına ve güneşi fethetmenin hücumuna dönüşmüştür.  Mücadelemizi haklı, meşru ve zorunlu kılan işte bu tarihsel devrimci birikim ve değerlerdir.

Burjuva faşist diktatörlüğün topyekün olarak halklarımıza ve onun örgütlü devrimci ve komünist güçlerine yönelik stratejik savaş ve ezme konsepti tüm barbarlığı ile devam etmektedir. Gerilla alanları başta olmak üzere toplumsal mücadelenin bütün alanlarında devrimci ve komünistlere yönelik olarak yürütülen bu stratejik bastırma saldırılarında onlarca halk evladı ölümsüzleşti.

Öncesi yitirdiklerimizle birlikte, Rojava’dan ülkeye geçmeye çalışan ve devrimci savaşı ülke topraklarında yükseltme bilincini kuşanan 4 BÖG savaşçısının ölümsüzlük haberi öfkemizi biledi.  Ardından Dersim-Aliboğaz’ında 12 halk savaşçısının günlerce çatışarak ve devrim marşlarını haykırarak toprağa düştüğü haberi yüreklerimizi dağladı. Dörtlerin ve 12’lerin acı ve öfkesi hala yüreklerimizde tazeliğini korurken bu defada yüreğimiz daha büyük bir kin ve öfkeyle sarsıldı. DKP ve BÖG baş komutanı Ulaş Bayraktaroğlu’nun ölümsüzleştiğini öğrenmiş olmanın acısını ve öfkesini yaşamaktayız.

Düşenlerimize dair elbette yazılacak ve söylenecek çok şeyin olduğunun farkındayız. Fakat asıl olan düşenlerimizin bizlere bıraktıkları devrim ve komünizm yürüyüşümüze daha sıkı sıkıya sarılarak sınıf savaşımını yükseltmektir. Düşenlerimize söz veriyoruz, Andınız andımız, kavganız kavgamızdır.

Önceki İçerikBÖG ve DKP’nin başkomutanı Ulaş Bayraktaroğlu şehit düştü
Sonraki İçerikMKP: Sosyalizmin devrimci savaş siperlerinin büyük komutanı Bayraktaroğlu!