İç Güvenlik Paketi Mecliste

Meclis’e gönderilen İç Güvenlik Paketi, sokaklarda yapılacak eylemlere verilecek hapis cezalarının arttırılmasının yanı sıra, molotofkokteyline silah muamelesi yapılmasının ve polisin yetkilerinin arttırılmasının önünü açıyor

HABER MERKEZİ (25.11.2014)- AKP iktidarı, hazırladığı İç Güvenlik Paketini Meclise gönderdi. Paketin yasalaşması durumunda polise, İçişleri Bakanlığı’na ve Valilere geniş yetkiler getirilirken, faşist diktatörlüğün halk üzerindeki baskılarının giderek artacağı bir sürecin önü açılmış olacak. Bu paketin yasalaşmasını engellemek için sokaklarda mücadeleyi büyütmek gerekiyor. 

Pakete göre eylemlerde yüzünü kapatan, Molotofkokteyli atan, ‘suç unsuru afiş’ , fotoğraf taşımak artık tutuklama nedeni olabilecek ve 4 yıla kadar hapis ‘cezası’ verilebilecek. Pakete göre artık devrimci ve komünist önderlerin fotoğraflarını taşımak suç sayılabilecek.

Öte yandan Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarında general ve amiraller hariç atama ve görevden almaları artık İçişleri Bakanı yapabilecek.

Yasa Mecliste

AKP iktidarı 43 maddelik güvenlik paketini dün Meclis Başkanlığı’na gönderdi. Tasarıyla 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Yasası’nda değişikliğe gidilerek polisin yetkileri arttırılıyor. 2559 sayılı yasada, polisin durdurma ve kimlik sorma yetkisi düzenlenirken, polisin kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılmasını isteyemeyeceği belirtiliyordu. Ancak bu tasarıyla uygulama tamamen değiştirilerek polise geniş yetkiler veriliyor.

Tasarıyla polis, kişinin üstü ve eşyasıyla aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerini arayabilecek. Polis amiri arama kararını 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunacak. Bu madde, özellikle Bingöl’deki emniyet müdürlerine yönelik gerçekleştirilen saldırıdan önce şehirde hakimin izin vermemesi nedeniyle genel arama yapılamaması ve saldırının gerçekleşmesi nedeniyle gündeme getirildi. Tasarıdaki maddenin gerekçesinde, amacın kişilere ve topluma yönelik “muhtemel tehlikeleri önlemek” olduğu ifade edildi. Tasarıyla polis, “kendisi veya başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri” eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alabilecek, ‘olay’ yerinden uzaklaştırabilecek ya da yakalayabilecek. Bu durum özellikle bir şehirden başka şehre protesto veya anma amaçlı gidenlerin şehirlere girişlerinin engellenmesine ilişkin yasal olanaklar tanıyor.

İç Güvenlik Paketi’ne göre molotofkokteyli silah olarak kabul ediliyor

Pakete göre molotofkokteyli silah olarak kabul edilirken, kolluk kuvvetleri molotofkokteyline silahla karşılık verebilecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde havai fişek, molotofkokteyli ve benzeri el yapımı maddelerle, demir bilye ve sapan kullanılması da suç kapsamına alınarak taşınması yasaklanıyor. 

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde silah, taş, sopa, sapan, demir bilye, havai fişek, yakıcı, yaralayıcı maddelerle veya yüzlerini örterek katılanlara 2.5 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

Polisin silah kullanma yetkisi arttırılıyor

Tasarıyla polisin silah ve zor kullanma yetkisi de arttırılıyor. Bu kapsamda polise, toplumsal olaylara yönelik saldırılarda, “suç işleyenlerin tespiti ve suçüstü yakalanması” amacıyla “boyalı” su kullanılması yetkisi veriliyor. Gerekçede, “bu yolla eylem sonrası kalabalıkların dağıtıldıktan sonra yakalama işleminin yapılabilmesinin sağlanacağı” ifade ediliyor.

Polise suçüstü halleriyle sınırlı olması koşuluyla 48 saate kadar gözaltı yapma yetkisi veriliyor. 48 saatlik gözaltı süresi, “şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda” uygulanabilecek. Bu sürenin sonunda savcıya yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilecek.

Polis savcının izni olmadan 48 saat gözaltında tutabilecek

Suçüstü gözaltıları; “toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir ve şiddet olayları, kasten öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma, fuhuş, kötü muamele, TMK’de düzenlenen suçlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde molotof, sapan gibi silah kullanılması, sokağa çıkma yasağını ihlal etme” suçlarında uygulanacak. Bu düzenleme yasalaşırsa polis Gezi, Kobanê vb. eylemlerde savcı veya mahkeme kararı olmadan bir kişiyi 48 saat gözaltında tutabilecek.

Dinlemelerde sınırsız yetkiler getiriliyor

Önleme dinlemelerinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde emniyet müdürünün veya jandarma komutanının verdiği dinleme kararının hakim onayına sunulmasının süresi, 24 saatten 48 saate çıkarılıyor. Bu durum, dinleme kararının tatil günlerine denk gelmesi halinde 24 saat içinde hakimden onay almanın mümkün olmamasına bağlandı. Bu konuda yetkili ve görevli hakimin de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olduğu yasada belirtildi. Tasarıyla yasaya aykırı ve keyfi dinlemelerin önüne geçilmesi için istihbarat birimleri yılda en az bir defa denetlenecek.

Valilere geniş yetkiler getiriliyor

İç Güvenlik Paketi’nde, gerektiği zaman, kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması hususunda valilerin doğrudan emirler vermesinin önü açıldı. Tasarıda yer alan düzenlemeyle valiler, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak için kamu kurum ve kuruluşlarının bütün araç ve gereçlerinden yararlanabilecek, adli ve askeri kuruluşlar hariç kamu personeline görev verebilecek. Kamu kurum ve kuruluşları, valinin emrini yerine getirmezse talimatlar kolluk aracılığıyla uygulanacak. Valiye verilen bu yetkileri kaymakamlar da kullanabilecek.

Cemaate yakın isimlerin tasfiyesinin önü açılıyor

AKP iktidarı, emniyetin yönetici kadrolarındaki “cemaate” yakın isimleri tasfiye etmek, polis okullarındaki kadroları dağıtmak için de sil baştan değişikliklere gidiyor. Tasarıya göre polis koleji kapatılacak ve burada öğrenimine devam eden öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınav puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara kaydedilecek. Polis kolejindeki personel, MEB bünyesindeki okullara atanacak.

Tasarı açıklanmadan önce Polis Akademisi Başkanlığı’nın da kaldırılması gündeme gelmişti. Ancak AKP iktidarı bu durumdan geri adım attı. Ancak tasarıyla Polis Akademisi Başkanı dahil tüm yönetici kadronun görevi, düzenleme yürürlüğe girince sona erecek ve kurumla ilişkileri kesilecek. Akademinin tüm yönetici kadrosu sil baştan yeniden atanacak. Polis meslek yüksekokulları İçişleri Bakanı’nın onayıyla, polis meslek eğitim merkezine dönüştürülebilecek. Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne dönüştürülecek. Bu fakültede halen okuyan öğrenciler, YÖK tarafından çeşitli üniversitelere atanacak. Yine bu kurumlardaki personel de kurum dışına çıkarılacak.

Tasarıyla emniyetteki kadro fazlası müdürler emekli edilecek. Bu yöntemle iktidar, özellikle cemaate yakın polis şeflerini tasfiye edecek. Düzenleme yürürlüğe girmeden önceki son beş yıl içinde yetkili disiplin kurullarınca meslekten veya devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği halde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğradığı için cezalandırılamayan emniyet teşkilatı personeli de resen emekliye ayrılabilecek. İkinci sınıf emniyet müdürü rütbesinde olan polis amirleri; ilçe emniyet müdürü olarak atanabilecek.

Jandarmanın kontrolü İçişleri Bakanlığı’na devrediliyor

Tasarıya göre İçişleri Bakanlığı, jandarma teşkilatı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda yapılacak birçok atama ve görevden almada yetkili olacak. General rütbesinde olmayan daire başkanlarıyla il ve ilçe jandarma komutanlarının atanması, yer değiştirmesi ve geçici görevlendirilmesi de İçişleri Bakanı tarafından yapılacak. Askeri nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen jandarma personeli, İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılabilecek. İllerdeki görevden alma ve uzaklaştırmaları ise valiler yapacak. Jandarmanın askeri görevleri haricindeki diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri Bakanlığı, valiler ve kendi amirleri tarafından denetlenecek ve teftiş edilecek.

 

Önceki İçerikSuruç’ta kadınların mitingi başlıyor
Sonraki İçerikİzmir’de kadınlar 25 Kasım’ı alanlarda karşıladı