İşaretlenen Kapılar Alevi Katliamlarının Habercisidir!

Erdoğan başlattığı haksız savaşa halklarımızı ortak etmek için son derece tehlikeli oyunlar oynamakta, kirli yöntemler kullanmaktadır. Kürtleri ve siyasi partilerini hedef göstermenin ötesine geçerek, faşist çete ve katliam mangalarını kışkırtarak halklarımızı ve özelde de Alevileri faşist katliamların hedefi haline getiriyor. Her gün basın aracılığıyla yaptığı konuşmalarla halkı kin ve nefrete doğrudan yönlendirip cinayetlerin, katliamların, linçlerin yaşanmasına davetiye çıkarıyor

HABER MERKEZİ(22.08.2015)- Gazetemizin 105.Sayısında yayınlanan ‘’İşaretlenen kapılar Alevi katliamlarının habercisidir’’ başlıklı makaleyi okurlarımızla paylaşıyoruz.

Özellikle içinden geçtiğimiz tarihsel süreçte yazılan her yazı, söylenen her söz ve gelişmelere dair yapılacak her hangi bir değerlendirme zorunlu olarak Erdoğan ve AKP iktidarından bahsetmek durumundadır. Çünkü faşist saldırganlık temelinde yaşanan gelişmelerin aktörü Erdoğan ve onun oyuncağı olan AKP’dir. Çünkü istenmeyen ve son derece büyük acılara yol açan ağır gelişmeler tamamen bu iktidar tarafından planlanıp yürütülmektedir. Çünkü gündemi yaratıp yöneten, gündeme nitelik veren ve gerici emelleri için ülkeyi kan gölüne çeviren, halklarımıza ve Kürt ulusuna uygulanan katliam ve baskılar yalnızca bunların eseridir. Çünkü yaşanan katliam ve akan kandan bizzat Erdoğan/AKP sorumludur. Ve çünkü bunlar her kötülüğün kaynağı, ezilen ulus ve halklarımıza zulmedip katliamlar gerçekleştiren birer suç odağı durumundadırlar. Yani, yaşanan tüm acıların tek nedeninin iktidar hırsıyla şuursuzlaşan Erdoğan ve iktidara gerici imtiyazlar kaygısıyla kilitlenen AKP olduğu açıkken, bu acıların devam etmesinden de ve/veya edeceğinden de bunlar sorumludurlar…

Erdoğan komutasında AKP iktidarının yetkisiz kararıyla özelde Kürtlere, genelde halklarımıza karşı savaşa dönüldü; yoğun çatışmalar yaşanıyor, büyük tutuklamalar ve ağır baskılar gerçekleştiriliyor. Savaşa dönüldü diyoruz çünkü seçime kadar Kürt ulusuna karşı savaş değil, ‘’barış’’ koşulları hüküm sürüyordu. Şimdi azgın bir savaş süreci daha başlatıldı. Savaş ve çatışma doğasına uygun olarak taraflardan ölümler yaşanıyor. Yaşanan ölümlerden haksız savaş yürüten ve bir fiil savaşı yeniden başlatan Erdoğan’ın komutasındaki AKP iktidarından başkası sorumlu olamaz, değildir. Ne kadar ölümlerin yaşanacağı son tahlilde ilgili taraflarca belirlense de, esasta savaşı başlatıp barış çağrılarına savaşla yanıt veren Erdoğan/AKP belirleyen pozisyondadır. Yaşanan savaşta-çatışmada kimin veya hangi tarafın üstün geleceğinden ziyade, gerici haksız savaşta bencil burjuva çıkar ve hesapları uğruna ısrar eden Erdoğan’ın tavrından vazgeçmesi tayin edici durumdadır.  Ama tek bir şey var ki, savaşın faturası ezilen ulus ve emekçi halklarımıza çıkıyor. Savaşa Erdoğan karar veriyor ama yalnızca analar ağlıyor, ne hakim sınıflar, ne Erdoğan!… Kuşkusuz ki, halklarımıza evlatlarının ölümü olarak fatura ettikleri bu haksız savaşın bedelini ödemekten kurtulamayacaklardır. Başlattıkları haksız savaş halklarımızın devrimci öfkesi olarak Erdoğan ve tüm emir kullarına dönecektir…

Erdoğan başlattığı haksız savaşa halklarımızı ortak etmek için son derece tehlikeli oyunlar oynamakta, kirli yöntemler kullanmaktadır. Kürtleri ve siyasi partilerini hedef göstermenin ötesine geçerek, faşist çete ve katliam mangalarını kışkırtarak haklarımızı ve özelde de Alevileri faşist katliamların hedefi haline getiriyor. Her gün basın aracılığıyla yaptığı konuşmalarla halkı kin ve nefrete doğrudan yönlendirip cinayetlerin, katliamların, linçlerin yaşanmasına davetiye çıkarıyor. Kan akıtarak hazırlamak istediği kaos ortamından faydalanmak istiyor. Nitekim İstanbul’da birçok Alevi ailenin kapıları tıpkı Maraş’ta olduğu gibi kırmızı çarpılarla işaretleniyor, tehditler yapılıp muhtemel katliamların işareti veriliyor. Katliam mangaları faşist çeteler çeşitli kılıflar altında Alevi köylerini sorup tespit ediyor, keşifler gerçekleştiriliyo Askerler Guantanamo zindanlarını aratırcasına elleri arkadan kelepçelenerek toplu halde yerlere yatırılan Kürt köylülerini vahşi işkencelerden geçiriyor, tehditler yapılıp hesap verecekleri vaaz ediliyor, tam bir zulüm ve faşist darbe yaşatılıyor. Gece saatlerinde evler basılıp tutuklamalar gerçekleştiriliyor, bombalamalar yapılıyor, ormanlar yakılıp köylerin boşaltılması isteniyor. Bütün bunlar yaşanırken AKP iktidarı adeta ölü numarası yaparak duymazdan geliyor, katliamlarına, zulmüne faşist çetelerinin yapacakları katliamlar eklenmek isteniyor.

Elbette AKP iktidarı bütün bunları bilinçli olarak geliştirip uyguluyor, dolayısıyla önlem alması düşünülemez. Erdoğan ve AKP adına konuşan her yetkili doğrudan katliamları, linçleri teşvik ediyor, çetelerini harekete geçiriyor. Bu durumda faşist çetelerinin katliamlara girişmesi an meselesidir. Kırmızı çarpılarla işaretlenen kapılar Alevilere dönük katliamların habercisidir. Muhtemel katliamlardan Erdoğan/AKP iktidarı doğrudan sorumlu olacaktır.

Bugün açıkça görülmektedir ki, Erdoğan/AKP iktidarı sadece Kürt Ulusuna karşı değil, tüm topluma ve özellikle Alevilere karşı da bir savaş dayatmakta, başlatmaktadır. Halklarımız bu savaş ve katliamlara boynunu uzatan durumda olamaz, olmamalıdır. Katliamları önleyecek ve önleyebilecek kendisinden başka bir güç de yoktur. İktidar katliamları teşvik edip kışkırtandır. Emekçi halk kitlelerinin kendi can güvenliğini teslim edeceği bir devlet ve iktidar yoktur. Dolayısıyla kendi güvenliğini devrimci güçlerle birlikte kendisi sağlamak durumundadır. Halk kitlelerinin iktidarın kışkırtmasıyla muhtemel olan katliam saldırılarına karşı silahlanması ve kendisini savunmasından başka bir seçenekleri yoktur. Çeşitli millet ve milliyetten halklarımızın devrimci hareketlerle ilişkiler kurup saldırılara karşı direnişe hazırlanması zorunludur. AKP, Kürt Ulusu ve emekçi halklarımıza karşı topyekun bir savaş açmış yürütmektedir. Dayatılan bu haksız gerici savaşa karşı devrimci savaşla karşı koymak meşru haktır.

Ne Kürtler, ne Aleviler, ne Ermeniler ve diğer azınlıklar, ne de emekçi halklarımız yalnız değildir. Sosyalist ve devrimci güçler faşist saldırı ve katliamlara karşı emekçi halklarımızın yanında olacaktır.

Önceki İçerikÇağımız direnme, safımız direnişçilerin safıdır…
Sonraki İçerikKarşı-Devrimci Saldırı Süreci Devrimci Savaşla Yanıtlanmak Durumundadır