İşkenceci polisler mahkemede aklandı (!)

Taksim Meydanı’nda yapılmak istenen 2009 1 Mayıs’ında M.Ç. adlı üniversite öğrencisini yakalayıp bayılıncaya kadar darp ederek işkenceden geçiren ve öleceğinden kaygılanarak bir köprünün altına atan 4 polisin mahkemede beraatine karar verildi

HABER MERKEZİ (16.12.2014)- Beraat kararının gerekçesinde mağdura “olaydan 7 ay sonra teşhis yaptırılması” ve polislerin “Orada değildik” savunması gerekçe gösterilirken, mahkeme heyeti polislerin cep telefonlarından baz istasyonu sinyal bilgilerinin araştırılması talebini de reddederek polisleri mahkemede akladı (!)

Çevik kuvvet otobüsünde yüzüne biber gazı sıkılarak bir buçuk saat dövüldü

İşkencenin mağduru M.Ç, Trakya Üniversitesi’nden arkadaşı H.K. ile 2009 yılında Taksim 1 Mayıs’ına katılmak için İstanbul’a geldi. Taksim’e çıkmak isteyenlere yönelik polis saldırısında gözaltına alınan M.Ç., kendisini gözaltına alan polisler tarafından darp edilmeye başlandı. Polisler tarafından bir alt geçidin merdivenlerinden indirilirken “Niye vuruyorsunuz” diyen M.Ç’nin bu sorusu üzerine polisler kafa, göğüs ve sırt bölgesine tekme ve coplarla darbeler vurmaya devam etti. M.Ç’yi bir süre daha döven polisler, daha sonra ellerini arkadan kelepçeleyerek çevik kuvvet otobüsüne bindirdi. Darptan hızını alamayan polisler otobüsün içinde M.Ç.’ye küfür ederek yüzüne biber gazı sıktı. 1,5 saatlik süren kesintisiz dayak ve sıkılan biber gazına maruz kalan M.Ç. bayıldı.

Polisler üniversite öğrencisinin ölmüş olmasından korktuğu için otobüsten attı

Bunun üzerine polisler üniversiteli gencin ölmüş olabileceğini düşünerek M.Ç. ile arkadaşı H.K.’yi yol kenarında otobüsten attı. H.K’nin bir arkadaşını aramasının ardından M.Ç hastaneye kaldırıldı.

Hastaneden “yaşam fonksiyonlarını orta derecede etkileyecek şekilde yaralandığı” raporu alan M.Ç., avukatıyla birlikte polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Şikayet üzerine M. Ç.‘nin ifadesinin alan savcılık, polislerin eşgalini tutanağa geçirdi. Ancak M.Ç. teşhis için ancak 7 ay sonra Emniyete çağrıldı. İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne giden üniversite öğrencisi, kendisini döven polisleri teşhis etti. Savcılığın araştırmasında teşhis edilen polislerin, saldırının olduğu saatte o bölgede görevli olduğu da tespit edildi.

İşkenceci polisleri amirleri de destekledi

Saldırıdan iki yıl sonra işkenceci polisler  F.O, V.D, G.A ve F.K. hakkında toplam 46 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde iki yıl süren davada savunma yapan polisler, işkencenin gerçekleştiği bölgede değil, farklı bölgede görev yaptıklarını iddia ederek suçlamaları reddetti. Polis amirleri de davaya katılarak bu ifadeye destek verirken, işkenceci polislerin sözcülüğünü yapmaktan çekinmedi.

Emniyetin işkenceci polislere destek vermesinin ardından mahkeme de benzer bir karara imza atarak, ülkemizde hukuk sisteminin aslında kimlerin çıkarlarına göre işlediğini de gösteren bir pratiğe imza attı.

Mahkeme hukuksuzluğu derinleştirdi

M.Ç’nin avukatı Özgür Urfa da yaptığı açıklamada, “Olaydan 3 gün sonra savcılıkta verilen eşkal bilgileri ile dosyaya gönderilen sanıklara ait fotoğrafların birlikte değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi” talebinin mahkeme tarafından reddedildiğini belirtti. Avukat Urfa’nın “sanıkların kullandıkları cep telefonlarının baz istasyonu üzerinden sinyal bilgilerinin tespiti” talebine de ret yanıtı verildi.

Mahkeme 26 Haziran’daki duruşmada ise polislerin “suçu işledikleri sabit olmadığı” kararını vererek polisleri beraat ettirdi.

Mahkemenin gerekçeli kararı da işkenceci polisleri aklamaya yönelik olarak hazırlandı. M.Ç’nin saldırıdan 7 ay sonra teşhis yapmasını sağlıklı bulmayan mahkeme, polislerin “Olay yerinde değildik” beyanını ise delil gibi değerlendirerek kesin bir ifadeyle M.Ç.’nin ifadelerinin soyut olduğunu iddia etti. Böylece örgütlü hareket eden işkenceci polisler, amirleri ve mahkemenin esasta kimlerin çıkarlarına hizmet ettiği bir kez daha tescillemiş oldu.

 

Önceki İçerikDirenişteki NESTLE işçilerine polis saldırdı
Sonraki İçerikGüneşi içenlerin şanlı zaferi: 19-22 Aralık