‘Kadınım kendi savaşımın savaşçısıyım’ (Foto-haber)

İstanbul Kadıköy’de 8 Mart Kadın Platformu imzasıyla toplanan binlerce kadın erkek devletine, şiddetine ve savaşlarına karşı ‘İsyanı büyütüyoruz’ şiarıyla alanları doldurdu

İSTANBUL (08.03.2015)- Kadıköy Numune Hastanesi önünde saat 12.00’de toplanan binlerce kadın; pankartlar, flamalar ve dövizler eşliğinde yürüyüşe geçti. Platform içerisinde yer alan Demokratik Kadın Hareketi (DKH) de kadının rengini slogan ve dövizleriyle alanlara taşıdı. ‘Kadınım Kendi Savaşımın Savaşçısıyım’ yazılı pankart arkasında toplanan DKH eylem boyunca ‘Kadın katliamları politiktir’, ‘Kadınlar sokağa özgürleşmeye’, ‘Bedenimiz emeğimiz kimliğimiz bizimdir’, ‘Jin jiyan azadi’, ‘Kadınlara özgürlük sosyalist halk savaşıyla gelecek’, ‘Eşit işe eşit ücret’ sloganları attı. ‘Kadın ve trans katliamları politiktir’, ‘Devletin istihdam paketi katliamdır’, ‘T.C.avüzcü devlet yıkacağız elbet’, ‘Kürtaj haktır karar kadınların’ dövizleri taşıyan DKH, Berna Saygılı, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler, Arin Mirxan gibi devrim mücadelesinde şehit düşmüş kadınların fotoğraflarını taşıdı.

Yürüyüş boyunca çekilen ajitasyonlarda şu ifadelere yer verildi: “Erkek egemen zihniyetin tüm saldırılarına, ötekileştirmelerine ve baskılarına rağmen ‘Buradayız’ çığlığını sizlerle beraber yükselteceğiz. Sizlerle yükselecek her ses gücümüze güç katacaktır. Bu ses Kobané’de, Şengal’de, Rojava’da direnen, bedenleri hapsedilse de düşünceleri özgürce akan tutsak edilen kadınlarımıza ulaşacaktır”

‘Kadınların katili sermaye devleti’

Sermayedarların, IŞİD çetelerinin ve sermaye odaklı her saldırının karşısında kadın olmanın öz iradesiyle duracaklarını belirten DKH’lılar katliam ve talanlara sessiz kalmanın suça ortak olmak olduğu ifade etti.

Yürüyüşte DKH’lı kadınların yanı sıra Feministler, Anarşist Kadınlar, İmece Kadın Sendikası, Kongreya Jinen Azad (Özgür Kadın Kongresi/KJA), Sosyalist Kadın Meclisleri, Özgür Genç Kadınlar ve Yeni Demokrat Kadın kortejleri yer aldı. Kadın örgütlerinin ardından ÖDP, EMEP ve SDP’li kadınların pankartları taşınırken, yürüyüşe İstanbul Tabip Odası, DİSK ve KESK üyesi kadınlar da katıldı.

Kadınlar eşit yaşımı talep etti

Kadıköy Rıhtım’da son bulan yürüyüşün ardından 8 Mart Kadın Platformu’nun ortak programı başladı. Devrim ve komünizm şehitleri adına durulan saygı duruşunun ardından ortak basın metni Türkçe ve Kürtçe dillerinde okundu. Okunan açıklamada “Bizler bu şiddetin canilik veya ruh hastalığı değil, erkek egemen sistemin gündelik ve sürekli bir sonucu olduğunu biliyoruz.” Denilerek talepler şu şekilde sıralandı: “8 Mart ücretli tatil ilan edilsin, acilen ‘kadın bakanlığı’ kurulsun, erkek şiddetini araştırmak için kurulan komisyon daimi hale getirilsin ve alanda çalışan kadın örgütlerinin izlemesine açık olarak çalışsın, hükümet yandaş örgütlerle değil, kadın örgütlerini tanıyarak, bu örgütlerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderici politikalar ve uygulamalara derhal başlasın, kadın ve erkek eşittir. Yaşamın her alanında eşit temsiliyet tanınsın, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayeti davalarında, erkeklere uygulanan tahrik ve iyi hal indirimi kaldırılsın, erkekleri kollayan erkek-yargı işbirliğine son verilsin, boşanan kadınlara ev, maaş ve can güvenliği sağlansın, güvencesiz, esnek ve kayıt dışı çalışmaya son verilsin, ev emekçi kadınlara sosyal güvence ve emeklilik hakkı tanınsın, eşit, parasız, bilimsel anadilde ve laik eğitim hakkı tanınsın.”

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu adına açıklamayı okuyan Sultan Çit ise “Erkek şiddetine karşı yalnız da çaresiz de değiliz” diyerek, “AKP’nin yaşamlarımıza müdahalesine, hayatlarımızı yeniden biçimlendirmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

HDP’li Grup Başkan vekili Pervin Buldan ise kadınların yalnızca 8 Mart’ta değil 365 gün alanlarda olması gerektiğini vurguladı. “Kadınlar şiddete, baskıya, yaşamın her alanında yok sayıldı, hep ikinci sınıf vatandaş olarak görüldü” diyen Buldan, ama her şeye rağmen kadınların diz çökmediğini, dimdik ayakta durduğunu hatırlattı. Hükümete, “Kadınları yok sayarak, baskı ve şiddet uygulayarak bu ülkeye özgürlük getiremezsiniz” diye seslenen Buldan, “Eğer bu coğrafyaya eşitliği, özgürlüğü, barışı getirmeyi istiyorsanız kadınların sesini duymalısınız ve anayasanızı değiştirmelisin ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığa, şiddete karşı başta kadın bakanlığı olmak üzere sistem değişikliği yapmanız lazım” diye konuştu.

 

‘Aramızdaki zincirleri kopartmalıyız’

Bu sistemi değiştirmek için kadınların güçlerini birleştirmek zorunda olduğunu kaydeden Buldan, “Aramızdaki zincirleri kopartmak zorundayız. Nerede olursak olalım Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez olalım ama birlikte olalım” dedi. Buldan, “Özgecan, Sakine, Fidan ve Leyla için nasıl ki sokaklara indiysek, bundan sonra dünyanın neresinde olursa olsun, kadına karşı en ufak bir baskı, bir katliam karşısında alanlarda olacağız ve sesimizi birleştireceğiz” dedi.

‘Kadınlar yoksa barıştan söz edilemez’

Çözüm sürecine de değinen Buldan, bu coğrafyaya kadınların barış ve özgürlük getireceğini vurguladı. Kadınların olmadığı bir süreçte barıştan söz edilemeyeceğini altını çizen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte Sayın Öcalan’da müzakere masasında kadınların özgürlüğü, kadınların eşitliği benim için esastır diyor. Sayın Öcalan müzakere masasında kadın temsiliyetini çok önemli bulduğunu söylüyor ve kadının katledildiği bir ülkenin üye bile olmam diyor. İşte bunun için Sayın Öcalan’ın başlatmış olduğu barış ve çözüm sürecinde onunla birlikte olduğumuzu buradan bir kez daha haykırıyoruz.”

Pervin Buldan’ın konuşmasının ardından sahneye çıkan Sarya Müzik, Ahu İrani Kürtçe müzik gruplarının seslendirdiği şarkılar eşliğinde halay çekildi.

 

Önceki İçerikİzmir’de kadınlar sokakları mesken eyledi!
Sonraki İçerikAnkaralı kadınlar alanları kuşattı (Foto-haber)