Kartal’da Kaypakkaya paneli gerçekleştirildi!

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 44.yıldönümü dolayısı ile Halkın Günlüğü ve Partizan dergisinin düzenlediği panellerin ikincisi dün Kartal’da kitlesel bir katılımla gerçekleşti

HABER MERKEZİ(28.05.2017)- Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın 44.ölümsüzlük yıldönümü dolayısı ile Halkın Günlüğü ve Partizan tarafından İstanbul’da düzenlenen panellerin ikincisi de dün Kartal’da gerçekleştirildi. Eğitim-Sen salonunda yapılan panele konuşmacı olarak HDP milletvekili Erdal Ataş, Bekir Zengin, Partizan temsilcisi Rahime Karvar ve Halkın Günlüğü temsilcisi Hüseyin Şimşek katıldı.

Kaypakkaya şahsında tüm devrim ve komünizm şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından ve kısa bir açılış konuşmasından sonra sırasıyla konuşmacılara söz hakkı verilerek panele devam edildi.

Panelde ilk sözü HDP milletvekili Erdal Ataş aldı. Kaypakkaya ve devrim şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Ataş,  Kaypakkaya ve devrim mücadelesinde yaşamlarını yitirenlerin tümünün mücadelesinin özel mülkiyete dayalı kapitalist sistemin yarattığı bütün eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve daha özgür bir gelecek ve sosyalizmi hedeflediğini belirterek, tüm eşitsizlikler, baskı ve zulmün bugün daha katmerli bir şekilde devam ettiğini ve buna karşı mücadele etmenin bir zorunluluk olduğunun altını çizdi. Sınıf, Ulus,İnanç ve Cinsiyetler arasındaki eşitsizliklerin kapitalist sistemden kaynaklandığını dolayısı ile tüm bu toplumsal mücadelelerin kapitalizmi hedef alarak bir ortak bir mücadele örmesi gerektiğinin altını çizen Ataş,farklılıklarımızı koruyarak ve ideolojik mücadeleyi elden bırakmadan toplumsal yaşamın tüm alanlarında ortak mücadele hattının geliştirilmesinin tarihsel bir zorunluluk olduğunu belirterek bu noktada önemli dinamik ve somut adımların atıldığını ve bunların daha da ilerletilmesi gerektiğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Panelde ikinci sunumu ise Partizan temsilcisi Rahime Karvar yaptı. Karvar; Walter Benjamin’in ”En iyi devrimci işini iyi yapandır”  sözün hatırlatarak bu sözün güncel olduğunu belirtti.  OHAL sürecinde baskıların arttığını belirten Karvar, toplumsal öfkenin birikimden bahsederek Roboski’yi Gezi’yi öz yönetimleri ve Rojava’yı hatırlattı. Hakim sınıfların özellikle Suriye iç savaşı ile birlikte gelişen ve ülkemiz neticesinde kendini Rojava gibi bir görüngüde somutlandığını belirten Karvar, Türkiye Devrimci Hareketi açısından Rojava devriminin önemli bir kanal oluşturduğunu belirtti.

Dünyada emperyalist kapitalist sistemin girmiş olduğu krize de değinen Karvar, dünyada hakim sınıfların gerçekleştirdiği katliamlara ve siyasal saldırılara değindi. Ülkemizde Kürt ulusal sorunun hakim sınıflar tarafından nasıl manipüle edildiği anlatan Karvar, Sri Lanka’da ulusal harekete dönük gerçekleştirilen katliamları hatırlatarak hakim sınıfların oldukça kapsamlı bir saldırı içerisinde olduğunu belirterek hakim sınıfların işlerini iyi yaptığını belirtti.

Bu noktada TDH’in işini ne kadar iyi yaptığının ortaya konulması gerektiğini ve bunun analizinin yapılması gerektiğini söyledi. Kaypakkaya’nın işini iyi yaptığını ve ülkemizde verili durumun gözden kaçırmayarak işçi ve köylü yığınları içinden ayrılmadığını ifade etti. Kaypakkaya’nın en ileri olan ile buluştuğunu ve kendini dönüştürmesi sürecinin bu süreçte geliştiğini ifade eden Karvar, kitle hareketi içinde Kaypakkaya’nın rehber olarak diyalektik materyalizmi kullandığını ve onun komünist kimliğinin burada oluştuğunu ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.

Panelde üçüncü konuşmacı olan Halkın Günlüğü temsilcisi Hüseyin Şimşek ise özetle; hakim sınıfların topyekün bir katliam içerisinde olduğunu belirterek ülkemizde Kürdistan’ın bu katliam sürecinin bir cephesi olduğunu belirtti. 71 devrimci çıkışı içinde toplumsal önderlere değinen Şimşek, Denizlerin idam sehpasında Mahir’lerin Kızıldere’de İbrahim ise işkence tezgâhlarında katledildiğini belirtti. Bu yargısız infazların devlet açısından bir korku olduğunu ifade eden Şimşek Kaypakkaya’nın komünist kimliği ve duruşunun hakim sınıfları yargılamasında da somutlaştığını ifade etti. Kaypakkaya’nın mahkemeye çıkarılmadığını çıkarılması halinde bugüne birçok eser kazandıracağını belirten Şimşek, Kaypakkaya’nın birçok konuyu ele alacak bir taslağının olduğunu ifade etti.

Türkiye’de sınıf mücadelesinin Ermeni devrimciler ve TKP’ ye dayandığını ve 71 devrimci çıkışı içinde birçok kopuşun gerçekleştiğini ifade ederek Mahir ve Denizi’nde bir kopuş gerçekleştirdiğini ancak Kaypakkaya’nın bunlardan farkının işçi sınıfının analizinde ve ülkemizin sosyo-ekonomik yapısında kapsamlı bir tarihsel analizi ve güncel verileri ele aldığını ve bunu yaparken de tekrara dayanan değil dinamik ve değiştirici olduğunun altını çizdi. Şimşek ayrıca Kaypakkaya’nın ülkemizde Kemalizm’in tahlilinin de önemli olduğunu ve bu kapsamda Kürt ulusunu, azınlıkları ve işçi sınıfının cephesinden bakarak bir tahlilin söz konusu olduğunu belirtti ve Kürt isyanlarının ülkemizdeki siyasal tahlillerinin Kaypakkaya’nın Kürt ulusal hareketine yaklaşımdaki sınıfsal yaklaşımını oluşturduğunu belirtti. Şimşek devamında, Kaypakkaya’yı  sadece ulusal sorun yada Kemalizm tespitleri ile sınırlandırmanın eksik olduğunun onun fikriyatının bütünlüklü bir devrim proğramı ve komünizmi eksen alan bir içerik taşıdığını dolayısı ile bu düzlemde ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Şimşek, Kaypakkaya’nın tüm geleneksel algı ve fikriyattan devrimci bir kopuş olduğunun altını çizerek onun tüm yöntem ve mücadele düzlemin devrimci dinamizm ve somut durumun analizi olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Panelde son konuşmacı olan ve Kaypakkaya geleneğinden gelen Bekir Zengin ise; Devrim ve demokrasi mücadelesinde şehit düşenleri anarak konuşmasına başlayarak Kaypakkaya’nın bu topraklarda 71 devrimci kopuşunun en önemli isimlerinden biri olduğunun altını çizerek onun bir mızrak gibi sistemin kalbine saplandığını ve bu yönüyle de diğer devrimci önderlerden temel bir ayrım çizgisi ortaya koyduğunu belirtti.

Zengin devamla; Kaypakkaya’nın “komünistler tarihi bir silah olara kullanmasını bilirler” sözünü hatırlatarak  bu noktada ezilenlerin tarihsel mirasını sahiplendiğini ve bu cepheden bir analiz yaptığını belirtti. Kaypakkaya’nın bu yaklaşımı hiçbir şekilde düzen ile bağdaştırılamaz. Onun Kürt ulusal sorunu ve Kemalizme yaklaşımının alışılmışın ötesinde olduğunu belirterek bu yaklaşımın sistemin kolonlarını sarstığını belirtti. Kaypakkaya’nın UKKTH’nı destekleme yaklaşımı ve Kürt ulusal hareketi ile sınıfsal ilişkileri ortaya koymada ciddi tespitlerinin olduğunu belirten Zengin Kaypakkaya’nın ezilenlerin mirasını mücadeleye dönüştürdüğünü ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.

Panel konuşmaların ardından katılımcılara söz hakkı verilerek fikir belirtme ve soru cevap şeklinde devam etti. Bu bölümde özellikle, Rojova, Kürt ulusal sorunu ve birlik meselelerine dair önemli tartışmalar yürütüldü. Panel bu bölümün ardından sonlandırıldı.

 

Önceki İçerikAvcılarda Kaypakkaya Paneli yapıldı!(Foto-haber)
Sonraki İçerikDHF: Yeni Haziranlar yaratmak ellerimizdedir!