Kızıl namlularla hesap sormanın tam vakti

Özetin özeti bizlere savaş açmışlardır; çağrıları kesinlikle kabulümüzdür. Zerrece tereddüt etmeden onların halklarımıza karşı açmış olduğu gerici savaşa,  devrimci savaşla cevap verilecektir

HABER MERKEZİ (21.07.2015)-Emperyalizm ve onun uşağı faşist T.C. devletinin halklarımıza dönük katliam ve zulmü pervasız biçimde devam etmektedir. Bu gerici ve barbarca saldırılarda her gün halklarımızın onurlu oğullarını ve kızlarını toprağa vermekteyiz. Her sınıf kendi niteliğine göre konumlanmıştır ve kendi işini yapmaktadır. Dünya gericiliği ve onun bilumum uzantı ve bağlaşıkları gerici niteliklerine uygun olarak halklarımıza ve insanlığın bütün ilerici kazanımlarına ve aydınlık geleceğine pervasız biçimde her türlü kirli aracı ve yöntemi kullanarak saldırmaktadır. Özetin özeti bizlere savaş açmışlardır; çağrıları kesinlikle kabulümüzdür. Zerrece tereddüt etmeden onların halklarımıza karşı açmış olduğu gerici savaşa,  devrimci savaşla cevap verebilecektir. Hiç kuşku duyulmamalıdır ki; akıtılan her damla kanın hesabı er yada geç fakat mutlaka sorulacaktır. Öfkemiz ve bilincimiz sadece yürek acısı ve haykırılan sloganlarla sınırlı olmamalıdır. Hesap sorma bilincini kuşanarak barbar zebanilerin üzerine kızıl namlularımızla yürümeliyiz. Barbar zebanilerden ve tüm gerici burjuva mahlûklardan devrimci şiddetle hesap sormak bugün her zamankinden kat be kat daha anlamlı ve meşrudur.

Kan zulüm deryası ortasında ‘’barış’’ çığlıkları atmak suça ortak olmaktır

Bunca baskı, katliam ve sistematik hal almış olan zulüm karşısında hala birileri kitlelerin öfkesini dindirmeye ve belli sınırlara çekmeye çalışıyorsa onlarda akan ve akacak olan her damla kandan sorumludurlar. Yaşanan zulüm ve barbarlık karşısında hala sükunet ve sağduyu çağrısı yapanlar her kim olurlarsa olsunlar ve hangi kaygılarla yaparlarsa yapsınlar yaşananlardan sorumlu olacaklardır ve halklarımızın devrimci şiddeti, öfkesi ve kahredici kudreti karşısında tuzla buz olmaktan kurtulamayacaklarıdır. Bugün yaşananlar gerçekliğinde “barış” vs söylemlerinin tümü safsatadan öteye hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bugün dillendirilmesi gereken ve halklarımıza adres olarak gösterilmesi gereken tartışmasız olarak devrimci savaş ve kitlelerin kahredici devrimci kudretini kuşanmasıdır.

Suruç’ ta gencecik bedenleri dağlananlar halklarımızın aydınlık geleceğidir

Suruç’ta barbarca katledilenler bu ülkenin en devrimci, en ilerici ve en namuslu oğulları ve kızlarıydı. Düşlerinde sınıfsız, sömürüsüz ve özgür bir dünya özleminden başka hiçbir şeyi olmayan halklarımızın o aydınlık geleceğinin Anka kuşlarıydılar onlar. Onların canlarıyla ve kanlarıyla harladıkları halklarımızın kurutuluş mücadelesi mutlaka ama mutlaka zaferle taçlanacaktır.

Her birinin o aydınlık gözlerinden öperken, devrimci anıları önünde tekrardan saygıyla eğiliyoruz ve diyoruz ki; dağlanan bedenlerinizin intikamını almak ve hesabını sormak boynumuzun borcudur artık.

Önceki İçerikHedefimiz sınıf merkezli bir sendika yaratmak
Sonraki İçerikSözün Bittiği Yer: Kanlı Suruç Katliamı!