Maoist Komünist Parti (MKP) dava tutsakları 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim’de ölümsüzleşen 17’ler için açıklama yaptı. Yapılan açıklamada; “Mücadeleleri ve bıraktıkları miras yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tamamı şöyle

15-16 Haziran büyük işçi direnişi ve Haziran ayaklanması gibi görkemli devrimci deneyimlerin yanı sıra haziran ayının tarihe düştüğü bir büyük kaybımızda bizlerin buruk yanıdır.2005 yılında Mercan Dağlarında on yedi yoldaşımızın faşist TC tarafından katledilmesi partimiz ve Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci mücadelesi bakımından çok ağır bir kayıp olmuştur. Partimizin ikinci kongresini gerçekleştireceği süreçte önemli kadro bileşenlerini yitirmemizi kuşkusuz salt manevi yoldaşlık bağları ile açıklamak yetersiz kalacaktır. Yılların emek ve tecrübelerinin devrimci mücadeleye kattıkları bakımından büyük bir boşluğa da yol açmıştır.

Önceli TKP(ML) olan MKP’nin birinci kongresinin gerçekleştirilmesinde Maoist çizginin tesisinde yoldaşlarımızın emek ve katkıları tartışmasızdır. Bugün bizler için onların devrimci savaş ısrarı, pratiği ve doğrudan ilişkili olarak kitlenin ideolojik, politik nitel dönüşümündeki ısrarlı mücadele, bu bağlamda muhasebe, ideoloji belgeleri, Ölüm Orucu sürecindeki rolleri, Devrimci Enternasyonal Hareketinin geliştirilmesindeki önemli emekler, devrimci mücadelenin teori ve pratik alanındaki kadro niteliğinin ne anlama geldiğinin birer örnekleri olmaları anlamında bize çok kıymetli bir devrimci mücadele mirası bırakmışlardır.

Devrim mücadelesi engebesiz düz bir yol olmadığına göre olumlulukları ve olumsuzlukları ile beraber yaşadığımız her pratikten dersler çıkartarak ve tarihimizi sahiplenerek onu ileriye taşıyabiliriz ancak. Zafer gibi yenilgide devrimci savaşın tabiatına içkindir. Böyle olduğu halde bu mücadelede zaferi karşılamak, ilk olarak kendimizi ve düşmanı iyi tanımaktan geçer. Hata ve eksikliklerimizle yüzleşerek bilinçli mücadelede sebatkar olmalıyız. Yetersizliklerimizi ve yetmezliklerimizi, imkanlarımızı ve aynı şekilde düşmanında koşullarını iyi kavramak, yöntem, araç ve hedeflerimizi bu etkenlerden bağımsız ele almamak, dengeleri değiştirici bir etkinin nasıl olmasına da yol açacaktır.

Kadro düzeyinde yoldaşların yitimi, yerlerine yeni kadroların yetişmesi yıllarla ölçülen bir konu olduğundan kadroların nasıl olması gerektiği ve yetiştirilmesi üzerine her birimizin sorumluluk bilinciyle üzerine yoğunlaşması ve pratik çabasına girmesini gerektiren seferber edici bir etkendir.

Bu nedenle bugün yalnızca devrimci mücadelenin saflarına katılım çağrısı yapmıyoruz. Karşıtımızın donanım ve birikimine ve içinden geçmekte olduğumuz zamanın ruhuna uygun, ideolojik, politik, pratik anlamda inisiyatifli, savaşan, öncüleşme perspektifli adanmışlığa dayalı güçlü katılımın çağrıcısıyız. Salt gönül bağı ile değil, esas olarak MLM bilinç ve teori-pratik birliği cephesi ile 17’lerin mücadele mirasını ileriye taşımış oluruz.

Bitirirken, MKP’nin beşinci genel sekreteri Cafer Cangöz ve genel sekreter yardımcısı Aydın Hanbayat olmak üzere, önder kadro ve savaşçılarımız, Okan Ünsal, Ali Rıza Sabur, Alaattin Ataş, Cemal Çakmak, Berna Ünsal, Kenan Çakıcı, Ökkeş Karaoğlu, Taylan Yıldız, İbrahim Akdeniz, Dursun Turgut, Binali Güler, Ahmet Perktaş, Gülnaz Yıldız, Çağdaş Can ve Ersin Kantar’ı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Mücadeleleri ve bıraktıkları miras yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.

Önceki İçerikMKP’den 17’ler açıklaması: ‘Komünist savaş destanıyla 17’ler devrim çağrısıdır’
Sonraki İçerikHBDH: Onlar Katil, Biz DENİZ’iz! Misliyle Hesap Soracağız!