Maoist Komünist Parti (MKP), Merkez Komite/Siyasi Büro kuruluşlarının 51. yılı vesilesiyle açıklama yaptı. Açıklamada, “Partimiz, bundan tam 51 yıl önce 24 Nisan 1972 günü Kaypakkaya yoldaş ve Onun tayin edici kurucu önderliği altında birleşen sınırlı sayıdaki kadro tarafından Komünist çizgi temelinde kuruldu. Partimiz, kuruluşuna dayanak yaptığı evrensel Komünist teori ve ilkeler ekseninde spesifik olarak biçimlenen ideolojik-siyasi-örgütsel/askeri normlardaki bilimsel hattıyla tarihsel yürüyüşü temsil eden Komünist bir Partidir” denildi.

Açıklamanın devamı şöyle;

Kaypakkaya yoldaşın Komünist çizgisi ışığında, siyasi sınıf düşmanlarına karşı silahlı temelde verilen siyasi iktidar uğruna mücadele başta olmak üzere, bilumum burjuva/küçük-burjuva çizgilerle ideolojik hesaplaşmalar içinde pekişerek bilimsel zemindeki keskin kopuşlarla yükselen ve bizzat silahlı mücadele pratiğinde mayalanarak Malatya’nın Kürecik dağlarında kurulan Partimizin 51. mücadele yılını Komünist coşkumuzla selamlıyoruz!

Partimiz, her silahlı devrimci savaşın temel konusu olan siyasi iktidar sorununu tüm mücadelesinin merkezi görevi olarak odak alan proleter devrimci karakterde Komünist bir Partidir. Partimiz, silahlı mücadelenin esas biçimi olan gerilla savaşı siperlerinde doğup inşa oldu. Silahlı düşmana karşı silahlı savaş verme ilkesini uygulayan Partimiz, yarım asrı geçen silahlı savaş tarihinde birden fazla örgütsel yenilgiyle tanışırken, ödediği ağır bedeller pahasına önemli başarı ve kazanımlar mirasıyla büyük değerlerler de yarattı. Hiç kuşkusuz ki, bu anlamlı değerlerin yaratıcı kahramanları yüzlerce ölümsüz yoldaşımızdır…

Bu vesileyle, yarım asrı geçen devrimci savaş tarihi boyunca kanlarıyla “çeliğe su veren” yüzlerce ölümsüz yoldaşımızı, Komünist önder KAYPAKKAYA yoldaş başta olmak üzere, Parti Genel Sekreterlerimiz Süleyman CİHAN, Kazım Çelik, Cüneyt KAHRAMAN, Cafer CANGÖZ ve Parti Sekretarya üyemiz Yılmaz KES ve Partimiz güçlerinden Parti Genel Sekreteri Mehmet DEMİRDAĞ, Parti Genel Sekreter yardımcıları İsmail BULUT, Baba ERDOĞAN ve Aydın HANBAYAT yoldaşlar şahsında saygıyla anıyor, Komünist mücadelelerine olan bağlılığımızı bir kez daha yineliyoruz!

Partimizin kuruluşu, çeşitli ulus ve azınlıklardan Türkiye-Kuzey Kürdistan proletaryası ve halklarımızın Komünist Partiyle yeniden buluşması bakımından özel bir değer taşırken, devrimimizde tarihsel bir çığırın açılması anlamına gelir. Partimiz, temsil ettiği Komünist önderlik vasfıyla iddialı bir devrim kurmayı, devrimde ısrarlı bir mücadele örgütü ve kararlı bir savaş kıtasıdır. Partimiz politik savaş partisi niteliğinde mücadeleci bir Partidir.

Partimizin varlık gerekçesi, başta emperyalist dünya gericiliği olmak üzere, bu gericiliğin uzantısı olan her türden egemen gericiliğe karşı, proleter sınıf devrimleriyle ilerleyip nihai hedef olan sınıfsız-sömürüsüz-sınırsız özgür dünya toplumuna varmaktır. Partimiz Komünist dünya devrimi amacından aldığı büyük ilhamla parçamız devrimini gerçekleştirme görevini üstlenip yürütür.

Partimiz kuruluş temelleri ve tüm gelişim süreçleriyle, evrensel karakterdeki bilimsel MLM ideoloji, Komünist teori ve ilkelere oturan genel siyasi çizgisiyle devrimimizin öncü-önder kurmayı durumunda olup Maoist Komünist nitelikte bir Politik Savaş Partisidir. Partimiz, proletarya enternasyonalizmi ilkesini benimseyen temel karakteriyle, proleter dünya devriminin bir bileşeni olarak telakki ettiği parçamız devrimini proleter dünya devrimi perspektifiyle ele alan enternasyonalist nitelikte Maoist Komünist bir Partidir…

Partimizin, TKP(ML)’den MKP’ye uzanan tarihsel gelişme serüveni, Kaypakkaya yoldaşın temsil ettiği Komünist çizginin evrensel MLM ideoloji ve Komünist teoriyle örtüşen bilimsel dokusundan esin alır, MLM’nin yaşayan canlı ruhu olan “somut koşulların somut tahlili ilkesinde” karşılık bulup bilimsel temele oturur. Bu bakımdan partimizin MKP’ye ilerleyen gelişim çizgisi, MLM bilimsel ideolojinin kavranması ve Kaypakkaya yoldaşın aynı zemindeki bilimsel çizgisinin anlaşılması bakımından son derece önemli ve anlaşılması gereken bilimsel bir zorunluluktur… Zira Partimizin bilimsel gelişim doğrultusu yalnızca dogmatik çizgilerden kopuşa indirgenecek sığlıkta

değil, doğrudan bir devrimin örgütlenerek geliştirilmesi sorununa bağlı olarak anlaşılması gereken bilimsel doğrultudur. Tekrar etmekte fayda var ki, Partimizin bu gelişim dinamiği Kaypakkaya yoldaşın MLM Komünist çizgisine dayanır. Bundandır ki, Kaypakkaya yoldaşın Partimizi kurmaya uzanan gelişme çizgisindeki bilimsel dinamiğin incelenerek kavranması ve bilince çıkarılması elzemdir…

Partimizin kuruluşu, Mustafa SUPHİ’ler dönemi TKP’nden sonra Türkiye-Kuzey Kürdistan sınıflar mücadelesi arenasında Komünist Parti’nin yeniden doğuşu bakımından tarihsel önemde bir gelişme olup, bir dizi nitel anlam taşır. Hiç kuşkusuz ki, Partimizin doğuşu bir rastlantı ya da sebepsiz vuku eden kendiliğinden bir gelişme değildi. Bilakis, toplumsal, siyasal ve ideolojik-teorik gelişmelere dayanan ve bu zemindeki konjönktürel şartlarla birebir bağıntılı bir gelişmeydi…

1966 Çin Büyük Proleter Kültür Devrimi ve 1968’de Fransa’da patlak veren Gençlik Hareketi’yle dünya sathında esen anti-emperyalist ve devrimci rüzgar, pek tabii ki Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyası ve bura devrimci hareketinde de karşılık bulacaktı…buldu… Nitekim, Suphilerin Kemalist iktidar tarafından bir komployla katledilmesinden sonra 50 yıl boyunca ölü sessizliğine gömülen coğrafyamız devrimci hareketi, 71’ Devrimci Çıkışıyla zirve yapacak olan 68’ Gençlik Hareketi’nin anti-emperyalist nitelikte boy veren mücadelesiyle gelişip gündeme oturdu. Bu yıllar coğrafyamızda işçi ve köylü mücadelelerinin de fışkırarak kabardığı yıllardı. Ve elbette TKP’nin TİP versiyonu içinde, gerek TİP’in legalist-reformist-parlamentarist çizgisine karşı, gerekse de Uluslararası Komünist Hareket içindeki saflaşmalar temelinde yoğun ideolojik-siyasi çizgi tartışmaları yaşanıyordu. Kısacası, UKH’de yaşanan ideolojik-siyasi saflaşmalar ve ülkede yaşanan işçi-köylü direnişleri ile siyasi gelişmeler olmak üzere, yaşanan iki ayaklı gelişmeler gençlik hareketi içinde büyük bir bilinç sıçramasına ve devrimci çıkışa el verişli şartlar sunuyordu. 71’ Devrimci Çıkışı bu konjonktürel ve ulusal siyasi şartlar zemininde gelişti…

Partimiz, Mahir, Deniz ve Kaypakkaya gibi üç önderlik çizgilerinde ifade bulan 71’ Devrimci Çıkışının bir parçası olmakla birlikte, Kaypakkaya’nın Komünist çizgisi orijininde biçimlenerek 71’ Devrimci Çıkışının ileri niteliğini temsil eden bir mevzi olarak kopuş sağladı…

Bu kopuş şu anlama geliyordu: Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki işçi ve köylü mücadelelerinin kabarması ve öğrenci gençlik hareketinin dinamik mücadelesiyle yükselen devrimci şartlar, devrimci hareketin devrimci çıkış yapmasına uygun koşullar sunuyordu ve 71’ Devrimci Çıkışı bu şartlar zemininde sağlandı. Fakat, bu çıkışın Komünist kopuş niteliği, ancak ve ancak Uluslararası Komünist Hareket içinde yaşanan saflaşmada doğru tavır almakla mümkün olabilirdi. Yani, ideolojik-siyasi çizgide evrensel Komünist çizgiden yana tavır almak ve bu çizgiyi benimsemekle mümkün olabilirdi. Bunun somut karşılığı ise, Sosyal-Emperyalizm tezinde doğru tavra sahip olmak ve nihayetinde Büyük Proleter Kültür Devrimi’nde ifade bulan ideolojimizin üçüncü nitel aşaması olan Maoizm’in kavranması ya da bunlar karşısında alınan ideolojik-siyasi pozisyondu…

İdeoloji, yani Marksizm-Leninizm-Maoizm ve dolayısıyla BPKD konusunda bilimsel tutuma sahip olmak evrensel Komünist çizgiyi temsil etmek anlamına gelirken, bu kavrayışa ulaşamamak ise Komünist teori-çizgi ve ideolojiden geri düşerek devrimci çizgide kalmayı koşulluyordu… İşte, Kaypakkaya yoldaş ile Deniz ve Mahir arasındaki çizgi farklılığı bu noktada anlam kazanır; ideoloji, yani uluslararası çizgideki ayrışmalarında değer taşır. Sağlanan devrimci çıkışı Komünist kopuşa ilerletmek ancak ideoloji-Maoizm (veya BPKD) kavrayışıyla mümkün olurdu. Nitekim, Kaypakkaya yoldaş, “Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünüyüz” diyerek partimizin ideolojk-siyasi çizgi niteliğini evrensel normlarda ortaya koyarak Komünist kopuş temelinde temsil etti. Mahir ve Deniz ise, ideoloji-MLM noktasında gerekli kavrayışı yakalayamadıkları için devrimci çizgiyi temsil etme düzeyinde kaldılar…

Yine, Uluslararası Komünist Hareket içindeki sosyal-emperyalizm tartışmasında anlam kazanan modern revizyonist çizgiye karşı tavır ve bu zemindeki saflaşmada aldıkları tutumun açığa çıkardığı ideolojideki çizgi farklılığının ürünü olarak, özellikle Kemalist devrim, Kemalist hareket hakkındaki

tahlil-tespitler ve ulusal sorun-Kürt ulusal sorunu konusundaki değerlendirmelerde Kaypakkaya yoldaş ile Mahir ve Deniz arasında, dolayısıyla Partimiz ile THKP-C ve THKO kökenli hareketler arasında kayda değer çizgi farklılıkları vücut bulup anlam taşımıştır… Mahir ve Deniz’in uluslararası çizgideki(ideolojideki) yanılgısı onların çizgisini devrimcilikle sınırlarken, Kaypakkaya’nın aynı konudaki bilimsel tavrı Onun çizgisini Komünist devrimci niteliğe taşımıştır… Mahir ve Deniz’in Kemalizm ve ulusal sorundaki hatalı yaklaşımlarının kökeni, Komüntern ve Lenin-Stalin yoldaşlara kadar uzanır, oradan beslenir. Bu anlamda Kaypakkaya yoldaşın bilimsel tavrı, sadece Deniz ve Mahir’den ayrışmakla kalmaz, esasta Komüntern’in hatalı çizgisinden kopuş anlamına gelir, burada derin önem kazanır. Ki, Kaypakkaya yoldaş ve Komünist çizgisine kopuş atfı tam da bu zeminde somutlanır…

Tüm tarihsel süreç ve günümüz gelişmeleri Kaypakkaya yoldaşın Komünist çizgisini doğrularken, devrimci hareketin önemli bir kesimi de Kaypakkaya’nın bilimsel öngörüsünü teslim ederek olumlamaktadır. Buna karşın Kaypakkaya’nın ideolojik-siyasi-örgütsel geleneğini temsil eden devamcı yapılar içinde ise, Kaypakkaya yoldaşı yaşadığı somut toplumsal siyasi koşullara hapsederek Komünist çizgisini 1970’li yılların somut tahlil-tespitlerine indirgeyip orada donduran tutucu kesimler bulunmaktadır. Partimiz MKP, bu sabit fikirli yaklaşımların statükocu anlayışından kopan bilimsel anlayışla, 1970’li yılları değil, 2020’li yılların somut şartlarını esas alan yaklaşım temelinde bir gelişim çizgisi izlemektedir. Kaypakkaya yoldaşın, 2020’li yıllarda değil de 1970’li yıllarda yaşamış olması Onun tercihi ve bir kabahat değilken, 2020’li yılların somut toplumsal koşullarını tahlil etmemesi nedeniyle de suçlanamaz! Zira, Komünistler de öngörülerini somut şartlara ve olgulara bakarak, en önemlisi de yaşadıkları somut şartlardan hareket ederek buradaki gelişmeler hakkında tahlil-tespitlerde bulunur ve ancak bunlardan sorumlu tutulabilirler…

Daha o gün, Kaypakkaya yoldaş şunu söylüyordu; “Ülkemizin bugünkü somut şartları bize köylülükle ilgili görevler yüklüyor, ama bu geçicidir, bizi asıl görevimize yaklaştıran geçici bir adımdır.” Anlaşılıyor ki, devamcı gelenekçilikten muzdarip anlayışlar, Kaypakkaya yoldaşın “bugünkü somut şartları” vurgusuyla altını çizip “geçici görev” olarak tarif ettiği somut şartların ve bu şartlara has görevlerin hiç değişmediğini düşünerek Kaypakkaya yoldaşı es geçmektedirler…

Partimiz MKP, tüm dogmatik direnç ve anlayışların suçlayıcı baskılamalarına rağmen Kaypakkaya yoldaşın Komünist teori ve ilkelerle ışıyan bilimsel çizgisini, MLM’nin yaşayan canlı ruhu olan “somut koşulların somut tahlili ilkesi” temelinde günün şartlarına uyarlayıp Komünist özü üzerinde geliştirmekte tereddüt etmedi.

Kaypakkaya yoldaş Komünist çizgi keskinliğinde tüm hatalı çizgilerden köklü bir kopuş yeteneğidir. Partimiz MKP’de, gelenekçi devamcılıktan ibaret olan doğmatik tekerrürcülükten bilimsel zeminde sağlanan büyük bir kopuştur.

Önceki İçerikKapitalist-Emperyalist Sistemin Talan Politikaları ve Geri Bıraktırılmış Ülke Sorunları- 2
Sonraki İçerikBilimsel Tecrübeye Dayanan Devrimci Pratik Azimli Mücadelenin Dinamosudur!