MKP Rojava: Faşist işgale karşı mücadele ve direnişi yayalım!

MKP Rojova ‘’TC’’nin Efrin işgali ve işgale karşı direnişte ölümsüzleşen devrim savaşçılarına ilişkin bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada ‘’ Efrin halkı bu faşist kuşatma ve işgal saldırısı karşısında boyun eğmeyerek geleceğine sahip çıkmıştır. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bedel ödemeyi göze almıştır. Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının da geleceğine sahip çıkmak ve yalanlarla-manipülasyonlarla sürdürülen bu faşist işgal saldırısı karşısında Efrin halkı gibi direnmek-mücadele etmekten başka seçeneği yoktur’’  denildi

HABER MERKEZİ(10.03.2018)- MKP Rojova Efrin işgali ve İşgale karşı direnişte ölümsüzleşen devrim savaşçılarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. ‘’Efrin’le birlikte geleceğimiz işgal ediliyor, Her alanda faşist işgale karşı mücadele ve direnişi yayalım!’’ başlığı ile yapılan ve elimize e-mail yoluyla ulaşan açıklamayı öneminden dolayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

‘’Tarihin en şanlı sayfalarını yazan ezilen halklar, Efrin’de de tarih yazıyorlar. Ve bu tarih nasılki gelecek nesillere direnişin, mücadelenin ve boyun eğmemenin mirası olarak kalacaksa, aynı şekilde savaş tarihi-biliminde de yerini alacak kahramanlıklara, savaş yöntemlerine tanıklık ediyor.

Gelişmiş savaş araçlarıyla, her türlü teknik ve savaş gücüyle saldıran ve NATO denen emperyalist askeri gücün en büyük ordularından birine sahip olan Faşist Türk Devleti, yüz ölçümü olarak küçük ama ezilen halklar nezdinde anlamı büyük dört tarafı kuşatılmış Efrin’e işgal saldırısını başlattığı günden bugüne iki aya yakın bir zaman geçti.

Faşist Türk devleti, öve öve bitiremediği “yerli ve milli” askeri güç ve savaş kapasitesiyle, 3 gün değil, 5 gün değil, 10 gün değil 50’li günlere gelinmesine rağmen emellerine ulaşıp Efrin’i işgal edip teslim alamadı. Bunun tek ama tek bir nedeni vardır. O da halkların haklı ve meşru direnişi, örgütlü mücadelesi, toprağına ve geleceğine sahip çıkmasıdır.

İşgal ve saldırı sınırın ötesine değil, aynı zamanda berisinedir!

İşgal saldırısı Efrin’le, yalnızca Efrin halkının-Kürt ulusunun demokratik kazanımlarına dönük değildir. İşgal saldırısı aynı zamanda tüm Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının demokratik kazanımlarına, yaşam biçimine, doğasına, mekânına, toprağına, inancına, işine-aşına ve geleceğine yöneliktir. Canlandırılan şovenizmle, yaratılmak istenen “düşman” algısıyla milliyetçi duygular okşanmakta, halkların bilinci en zehirli söylemlerle işgal edilmekte ve Efrin hedefe konarak halkların yaşadığı sosyal-ekonomik-demokratik-akademik sorunlar karartılmaya çalışılmakta, faşist kuşatma-çember gittikçe daraltılmaktadır. En küçük bir itiraz, eleştiri dahi “milli” olup olmamakla, “ihanet”le, “terör destekçiliği”yle saldırıya maruz kalmaktadır. Dün “fetö” yandaşlığı suçlamasıyla bugün “YPG-PKK-terör” yandaşlığı suçlamasıyla toplum sindirilmeye çalışılırken, her türlü yolsuzluk-adaletsizlik-talan-zam-baskı-sömürü de katmerleşerek sürdürülmekte, toplumsal yaşam ve yaşam alanları zindana çevrilmek istenmektedir.

Faşist tekçi iktidarını kurumsallaştırmak için gündeme getirdiği politikaları dün “15 Temmuz darbe girişimi”ni bahane ederek uygulayan Erdoğan-AKP iktidarı, bugün de yanına MHP’yi de alarak (ve düzen partilerinide) Efrin’e işgal saldırısını bahane ederek sürdürmektedir.

Efrin halkı bu faşist kuşatma ve işgal saldırısı karşısında boyun eğmeyerek geleceğine sahip çıkmıştır. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bedel ödemeyi göze almıştır. Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının da geleceğine sahip çıkmak ve yalanlarla-manipülasyonlarla sürdürülen bu faşist işgal saldırısı karşısında Efrin halkı gibi direnmek-mücadele etmekten başka seçeneği yoktur.

Turnusol kâğıdı gibi doğru ile yanlışı, haklı ile haksızı, mücadele ile teslim olmayı net bir şekilde ayrıştıran Efrin’e işgal saldırısı safları netleştirmektedir. Ortada durmak, tarafsız kalmak, izlemek, beklemek, banane demek mümkün değildir. Ve üçüncü bir yol da yoktur.

Direnişi-mücadeleyi örgütleyelim, en ön saflarda yerimizi alalım!

Her geçen zamanın, her kaybedilen kazanımın ve mevzinin bizlerden daha büyük bedelleri alacağı, bizi kuşatan faşist çemberi güçlendireceği açıktır. Bedeller ödenerek elde edilen kazanımları, mevzileri korumak, geleceğimize sahip çıkmak ve faşizmin saldırıları karşısında mücadeleyi seçmek ve her alanda direnişi-mücadeleyi örgütlemek yarınlara ilişkin özlemlerinde gereğidir. Özgürlüğü büyük sözlerle söyleyenlerin bu gereklilik karşısında konumlanışı büyük, enerjisi yüksek, çabası eylem olmalıdır.

Efrin halkı, işgal saldırısının ilk gününden itibaren direnmeyi seçmiş ve en değerli çocuklarını-kadınlarını ve erkeklerini bu savaşta yitirmiştir ve bedeli ne olursa olsun boyun eğmeyi reddetmiştir.

Efrin Şehitlerine Sözümüzdür:

Mevzileriniz boş kalmayacak, bayraklarınız yere düşmeyecek!

İlk günden  itibaren tavrını açık ve net ifade eden, Faşist Türk devletinin işgal saldırısı karşısında Kürt Ulusunun ve Efrin halkının haklı-meşru ve onurlu mücadelesinin yanında yer almakta tereddüt etmeyen partimiz militanlarıda, ölümsüzleşen Avesta Xabur gibi, Ulaş Bardakçı gibi, Sinan Ateş gibi, Şahin Hüseyni,TirejAlişer, Özgür Avaroni, Zeynel Seyid Rıza, Nurhak Cem, Bayram Ali Akdeniz gibi Rojava’nın ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’ının yiğit çocukları-devrimcilerle birlikte Efrin’den ön saflarda yerini almayı da sorumluluk ve görev kabul etmiş, ölümsüzleşenlerin taşıdığı mücadele ve direniş bayrağını devralmışlardır.Ve partimizin her bir militanı, her bir taraftarı bulundukları her alanda da mücadeleyi ve direnişi örgütleyecekler, halklarla birlikte faşizme karşı kahredici öfkeleriyle karşı koyacaklardır.

Yalnızca partimizin militanlarına değil, devrimden ve demokrasi mücadelesinden yana olan her bireyin ve kurumun-örgütün omuzlarına binen bir yük olarak bu görev önümüzdedir ve sorumluluk bizdedir, hepimizdedir. Ne üzerinden atlayabiliriz ne de yanından geçebiliriz. Ne de görmezden gelebiliriz. Bu süreç ve önümüzdeki görev turnusol kâğıdıdır. Çünkü cilalanmış tüm renkler, sarfedilmiş onca sözler, edinilmiş kimlikler ve ayrıcalıklar bu sürecin konusudur.

Kahrolsun faşizmin işgal ve İlhak Saldırganlığı!

Efrin ve Kürt Ulusu Yalnız Değildir!

Yaşasın Kürt Ulusunun Efrin İşgaline Karşı Mücadelesi ve Direnişi!

Efrin Şehitleri Ölümsüzdür!”

 

 

 

 

 

Önceki İçerik‘’8 Mart’ı yaratanların direnişi sokaklarda yankılandı’’
Sonraki İçerikAçık faşizmin kanlı kıskacına alınmış seçimler üzerine tartışmalar ve bakış açımız