MKP tutsağı Zeynel Karabulut’a tecrit işkencesi

MKP tutsağı Zeynel Karabulut, kaldığı Kırıkkale Hapishanesi’nden Ankara’ya getirilerek bel fıtığı ameliyat oldu. Ameliyatın ardından Sincan Hapishanesi’ne götürülen Karabulut, ‘tek başına kalamaz’ raporlarına karşın 2 gün boyunca hücrede tecritte tutuldu

HABER MERKEZİ (12.02.2016) – Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kalan Maoist Komünist Partisi (MKP) tutsağı Murat Aygül, gazetemize gönderdiği bir mektup ile, ölüm orucu gazisi olan MKP tutsağı Zeynel Karabulut’un maruz kaldığı işkenceyi ve tecridi anlattı.

Murat Aygül gönderdiği mektupta; “Dışarıda, başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm ezilenlere dönük anti-demokratik saldırı ve baskılar hız kesmeden devam ederken, yapılan faşizan saldırılara paralel olarak hapishanelerde de bu saldırı furyası gün be gün artarak devam etmektedir.

Bu gayri insani, gayri ahlaki saldırılara en son Kırıkkale – Hacılar F Tipi Hapishanesi’nden bel fıtığı ameliyatı olmak için Ankara’ya getirilen arkadaşımız Zeynel Karabulut maruz kalmıştır.” dedi.

‘Tek başına kalamaz raporuna rağmen tecrit’

Aygül mektubunda Ankara Hacettepe Hastanesi ve Adli Tıp Kurumu’nun ‘tek başına kalamaz’ raporu vermesine karşın hapishane idaresinin Karabulutu iki gün boyunca hücrede yalnız bıraktığını ve işkence suçu işlediğini vurguladı.

Mektupta; “Ankara’ya getirilip, ameliyat edildikten sonra Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesine getirilen Zeynel, ölüm orucundan kaynaklı geçirdiği rahatsızlıktan dolayı, ayaklarından problem yaşadı ve iki koltuk değneği olmadan ayakları üzerinde duramıyor. Bu rahatsızlığının üzerine birde bel fıtığı ameliyatı geçirmiş. Yanında biri olmadan, günlük kişisel bakımını-yaşamsal ihtiyaçlarını tek başına gideremeyecek durumda olan arkadaşımızın, aynı amanda da Ankara Hacettepe Hastanesi’nden ve Adli Tıp Kurumu’ndan “tek başına kalamaz” raporları bulunmasına rağmen, hapishane idaresi bunları dikkate almayarak arkadaşımızı iki gün boyunca hücrede yalnız bırakarak işkence suçu işlemiştir.

İlk gün, hapishane iradesiyle arkadaşımızla ilgili ısrarla görüşmek istediğimi bildirmeme rağmen, görüşme talebimize olumlu yanıt verilmedi. İkinci gün, müdürle görüşme talebimi yineleyerek, ısrarlar sonucu çıkıp müdürle görüşebildim. Görüşmede arkadaşımızın iki ayrı raporu olduğunu, aynı zamanda Zeynel Karabulut’un wernicke korsakof hastası olduğunu ve acilen yanına başka bir arkadaşımızın verilmesini yada diğer hücrelerde kalan arkadaşımızın yanına götürülmesini istedim. Talebimize hemen olumlu cevap vermeyen hapishane idaresi talebimizi idare kuruluna götürüp değerlendireceklerini söyledi. Bende “talebimize olumlu yanıt verilmemesi halinde farklı tavırlar geliştireceğimizi ve arkadaşımızı işkence altında bırakmayacağımızı” belirterek görüşmeyi sonlandırdım. Öğleden sonra talebimizi kabul edip Zeynel Karabulut arkadaşımızı diğer arkadaşların bulunduğu hücreye aldılar.”

‘Zindanlarda boy veren direniş geleneğini her şart altında yükselteceğiz’

Aygül mektubunda, dışarıda insanların fütursuzca katledildiği bugünlerde tutsaklar olarak “paylarını aldıklarını” belirtti ve bu saldırıların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada tutsakları yıldıramayacağınız belirtti.

Aygül mektubunu şu şekilde sonlandırdı; ” Bugün, tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi, öldürülen gerilla bedenleri akrep tipi zırhlı araçlara bağlanarak kent sokaklarında gezdiriliyorken, kadın gerillaların çıplak bedenleri fotoğraflanıp sosyal medyada ‘teşhir’ ediliyorken (bu konuda asıl olarak kimin teşhir olduğu ortadadır!) binaların bodrum katlarında tüm dünyanın gözleri önünde insanlar gün gün ölüme sürükleniyorken, IŞİD vahşetine “rahmet okutan” canilikle halklar katliamdan geçirilip ‘terbiye-ıslah’ edilmeye çalışıyorken, ülkenin ‘cumhurbaşkanı’ çıkıp “yasayı-mevzuatı bir kenara koyun” diyorken, aynı ceberrut zihniyetin saldırılarından biz tutsaklarda ‘payımıza düşeni’ alıyoruz!

Fakat bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonrada bu baskılar bizleri yıldıramadı- yıldıramayacaktır! Zindanlarda boy veren direniş geleneğini her şart altında yükseltmeye devam edeceğiz. Tecrit işkencesine, keyfi uygulamalara ve her türlü baskı-teslim alma politikalarına karşı tüm devrimci araçlarla mücadele edecek, halk düşmanlarının iç yüzünü kamuoyuna teşhir etmeye devam edeceğiz.”

 

Önceki İçerikAla’nın ‘Cizre’de saldırlar bitti’ yalanı
Sonraki İçerikCizre’de katliam bilançosu artıyor