Muzaffer Oruçoğlu’nun Işıltılar adlı sergisi Ankara’da

20 Ekim’e kadar Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sergilenecek olan Muzaffer Oruçoğlu’nun “Işıltılar” adlı resim sergisi Akara’dan sonra Zonguldak’ta sergilenecek

ANKARA (19.10.2014)- Muzaffer Oruçoğlu’nun Ankara Çankaya Belediyesi’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sergilenen “Işıltılar” adlı resim sergisi 20 Ekim’e kadar devam edecek. Onur Toplumsal Tarih ve Kültür Vakfı’nın öncülüğünde yapılan resim sergisinde Muzaffer Oruçoğlu’nun birçok resminin yanında kitaplarının da tanıtımı yapılıyor. Oruçoğlu’nun “Işıltılar” adlı sergisi 20 Ekim’den sonra Zonguldak’ta sergilenecek. 23 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında Onur Toplumsal Tarih ve Kültür Vakfı ve Maden Mühendisleri Odası Zonguldak şubesinin öncülüğünde Maket Ocak (Zonguldak Valiliği önü) ve TMMOB Maden Mühendisleri Zonguldak şubesi lokalinde yapılacak olan sergi açılışı için Oruçoğlu bir metin kaleme aldı.

Oruçoğlu’nun kaleme aldığı metin şöyle;

“Değerli konuklar, tümünüzü sevgiyle kucaklıyor, serginin düzenlenmesinde emeği geçen maden mühendisleri Zonguldak temsilciliğinden arkadaşlara, Onur vâkıfı yöneticilerine ve Ayhan Oruçoğlu’na teşekkür ediyorum. Benim Zonguldak’la olan somut ilişkim, 1982 ile 1985 arasında, Bartın Özel Tip Cezaevi’nde yattığım yıllardır. Aklımda yer edenler, Zonguldaklı gardiyanlarla olan sohbetlerim ve on bir günlük açlık grevinden sonra, madende yaralanan işçilere (yanılmıyorsam yüze yakın işçi de ölmüştü) kan verme kampanyasına katılıp, kan verdikten az sonra, kansızlık nedeniyle bayılmamdır.

Zonguldak’ın üzerimdeki etkisi büyüktür. Bu etki, Bartın Cezaevine sürülmeden önce, Maltepe ve Niğde cezaevindeyken, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihini yazarken oluştu. Zonguldak Maden işçilerinin, yaşam ve çalışma şartları ile mücadeleleri, Niğde Cezaevinde (1978-1982) kurşun kalemle desenler çizmeme yol açtı. Ve bu durum, tahliyemi (1986) izleyen yıllara yayılarak, madenci yaşamını anlatan tablolara ve dört çiltlik Grizu romanına dönüştü.

Sergide yer alan tablolar, Zonguldak, Avustralya ve Güney Afrika’daki maden yaşamıyla ilgili külliyatın bir bölümüdür. Akrilik, yağlıboya ve kolaj teknikleriyle yapılan bu resimler, sürrealizm ile klasik stilin bir bileşimi olarak değerlendirilebilir.

Saygılarımla.

Muzaffer ORUÇOĞLU”

 

Önceki İçerik‘Hasta mahpuslar sorunu ve çözüm önerileri’ sempozyumu sona erdi
Sonraki İçerikTarlabaşı’nda bir trans katledildi