Önderleşen bir devrim hamalı; Kazım Çelik

Kazım Çelik’in kızıl direnme ruhu ve devrime adanmışlıkla perçinlenen önderlik çizgisi bugün bizlere hangi yolda yürümemiz gerektiğini berrak biçimde ortaya koymaktadır. Proleter Öncü’nün şehit düşen 3.Genel sekreteri olarak devrim tarihine adını altın harflerle yazdıran Kazım Çelik 20 Mayıs 1987 de Elazığ/Palu’da düşmanla yaşanan çatışmada Hıdır Aykır, Cihan Ateş, Müslüm Emre ve Ali Kaya Doğan yoldaşlarıyla birlikte ölümsüzleşir

HABER MERKEZİ (24.05.2016)-Yüzlerce komünist önder, kadro, üye, savaşçı ve taraftarını mücadele içerisinde yitirerek kan kızıl içinde çelikleşerek bugünlere gelen proleter öncünün komünist önderlerinden biride Kazım Çelik’tir. 12 Eylül Askeri Faşist Cuntası (AFC) öncesi devrimci mücadele ve proleter öncü ile tanışarak örgütlenen Kazım Çelik, kısa sürede öne çıkarak Kaypakkaya geleneğinin önderleşen kadrolarından biri durumuna gelir. Proleter Öncü’nün 2. Konferans çalışmaları sırasında Malatya’da tutsak düşen Kazım Çelik Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın kızıl direnme ruhunu kuşanarak devrimci direniş geleneğini devam ettirir. Ki gerçek ismini aylarca süren işkencelere rağmen kabul etmeyip, yakalandığı sahte kimlikte ısrar ederek tarihi bir direniş yaratır. Düşman bu tavrından dolayı Kazım Çelik’i bırakmak zorunda kalır. İdeolojik tartışmaların yoğun olduğu bir süreçte 1981 yılında Proleter Öncü’nün gerçekleştirdiği 2.Konferans’ta MK üyeliğine seçilen Kazım Çelik, Proleter Öncü’nün Konferans’tan sonra art arda yediği operasyonlarla zayıflaması üzerine 1983 yılında Proleter Öncü’nün genel sekreterliğine seçilir.

Devrime adanmışlıkla mücadelenin bütün alanlarında hiç durmadan koşturan Kazım Çelik aynı zamanda Proleter Öncü içinde yaşanan keskin çizgi tartışmalarında da aktif yer alır. O dönemin hem objektif ve hem de sübjektif gerçeklikleri içinde değerlendirildiğinde Kazım Çelik’in komünist önder niteliği ve en zor koşullarda mücadelenin ve savaşın bizzat başında olma iradesi net olarak anlaşılmış olur. Kazım Çelik’in kızıl direnme ruhu ve devrime adanmışlıkla perçinlenen önderlik çizgisi bugün bizlere hangi yolda yürümemiz gerektiğini berrak biçimde ortaya koymaktadır. Proleter Öncü’nün şehit düşen 3.Genel sekreteri olarak devrim tarihine adını altın harflerle yazdıran Kazım Çelik 20 Mayıs 1987 de Elazığ/Palu’da düşmanla yaşanan çatışmada Hıdır Aykır, Cihan Ateş, Müslüm Emre ve Ali Kaya Doğan yoldaşlarıyla birlikte ölümsüzleşir.

Düşmana korku salan bir dağ kartalı; Erdal Artun(Lenko)

Proleter Öncü’nün Mayıs’ın kızıllığında ölümsüzleşen kadrolarından biri olan Erdal Artun daha çocuk denebilecek yaşlarda gerillaya katılma talebinde bulunarak devrimci mücadeleye olan ısrarını dile getirir. Dönemin parti organı tarafından yaşı küçük olduğu için gerillaya alınmayan Erdal Artun (Lenko) bu kararı tanımayarak gerillaya katılmada ısrarcı olur. Ve nihayetinde ısrarlı duruşu karşısında kısa bir süre sonra gerillaya katılır. Mücadele içinde kısa sürede yetkinleşen Lenko özellikle askeri anlamdaki belirgin özellikleri ile kısa bir zamanda devrimci savaşın önder kurmaylarından biri haline gelir. Devrimci mücadele içerisinde hızlı bir şekilde adım adım yetkinleşen Lenko Proleter Öncü’nün bütün yönetici kademelerinde yer alır. Lenko’nun ihtilalcı devrimci çizgisi ve düşmanı bozguna uğratan saldırıları halkta umut ve güven yaratırken düşmanda ise korkuya yol açmaktaydı. Bundandır ki düşman Lenko’yu katletmek için özel çalışmalara girerek özel ekipler oluşturur ve kellesine ödüller koyulur. Proleter Öncü’nün önder kadrolarından ve komutanlarından Lenko 26 Mayıs 2000 tarihinde Dersim/Ovacık-Havoçar’da düşmanın attığı özel pusu sonucu ölümsüzleşir. Lenko ölümsüzleştiğinde Proletarya partisinin DBK(Dersim Bölge komitesi) siyasi komiseri ve MK üyesiydi.

Lenko’nun nakış nakış ördüğü devrimci direniş, önderleşme ve komutanlaşma bilincini kuşanarak Sosyalist Halk Savaşımızda kılavuz edineceğimize söz veriyoruz. Onun halka umut ve düşmana korku salan ihtilalci çizgisi bugünde yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Lenko ve Lenko gibi yüzlerce komünizm savaşçısının devrimci anılarını Sosyalist Halk Savaşı siperlerinde yaşatacağız.

Proleter Öncü’nün şanlı kızıl güzergâhında ve Mayıs’ın kızıllığında ölümsüzleşerek güneşe uğurladığımız Medet Özbadem, Hacer Çetin, Ali Ekber Atmaca, Hıdır Aykır, Cihan Taş, Müslüm Emre ve Ali Kayadoğan’ın devrimci anıları önünde eğilerek mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz.

 

 

Önceki İçerikAçılan soruşturmaya tavrımdır!
Sonraki İçerikYPS: Nusaybin’den çekildik, sivillerin katledilmemesi için devreye girin