PARTİ KAVRAYIŞIMIZI DERİNLEŞTİRELİM VE GÜÇLENDİRELİM

Devrimci savaş bizim için sadece teorik bir söylem değildir. Kırk yılı geride bırakan mücadele tarihimiz, ölümsüzleşen yüzlerce yoldaşımız bunun ifadesidir. Partimiz uluslararası komünist hareketin bir kolu olarak, devrimci proleter amaca bağlı kalma ısrarını ağır bedellerle sürdürüyor. Bundan kuşku duyulamaz. Elbette hatalarımız da olacaktır. Fakat bütün hatalı yanlarımıza ve bütün burjuva eğilimlere karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Partimizi güçlendirmek, disiplinli ve sarsılmaz bir iradeyle kitlelere önderlik edebilme yeteneğini derinleştirmek için Marksizm Leninizm Maoizm (MLM)’in parti anlayışını, teorik ve pratik olarak kavrayış düzeyimizi yükseltmeliyiz.

MLM ideoloji temeldir. Komünist ideoloji olmadan komünist partisi olmaz. Bu anlamıyla devrimci ideolojinin ışığında örgütsel, bilimsel kavrayışa ve pratik katılığa ihtiyaç vardır. Çünkü devrimci iktidar zor araçlarıyla donanmış kanlı bir savaşı zorunlu kılar. Laçka, dağınık, disiplinsiz ve iddiasız bir parti, devrimci savaşa kumanda edemez. Kitlelere önderlik edemez. Sınıf savaşımı bu gerçeği bedellerle ezilenlere öğretmiştir. Sınıf savaşımında önderliğin önemini kavramayanlar, komünist partisinin işlevini ve önemini anlayamazlar.

Komünistler üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin ve sınıfların olmadığı yeni bir dünya için bütün güçleriyle mücadele ederler. Bu nedenle sömürücü eskimiş dünyanın temsilcisi gerici sınıfları ortadan kaldırmak için savaşır. Mücadele onlardan hayatlarını istediğinde onlar çekinmeden yaşamlarını verirler. Bu toplumsal amaç için onları bir arada tutacak, savaştıracak ve zafere yürümede önderlik edecek bir araca ihtiyaç duyarlar. Bu araç olmaksızın, aynı amaç için çalışmak isteyen milyonları yan yana tutmak, güçlerini yıkılması gereken düşman hedeflerine yöneltmek ve yeni devrimci bir sistem kurmak olanaksızdır. Bugün direnen ve isyan eden yığınların önderlik ihtiyacının karşılanamamış olması, meseleyi daha anlaşılır kılmaya yardım edecektir.

Komünizm amacını benimseyenler, komünist partisine kabul edildikten sonra belirlenen ilkelere (ki bunlar politik olarak çiğnenemez kurallardır) uymak zorundadırlar. Felsefesi, kültür ve ahlaki yaşamı, benimsediği amaca uygun olmalıdır. Amaca uygun çalışma yürütmek, kararlarına uymak ve verilen görevleri yerine getirmek zorunludur. Bunlara uymayanların amaca bağlı kalmadıkları ve kalamayacakları açıktır. Devrimci örgüt bu durumda ilkelerini çiğneyenleri, kültürel ve ahlaki duruşlarının dışına taşanları içinde tutmaz. Bunlar temel olarak kavranması gerekenlerdir. Komünist hareketin tarihi incelendiğinde görülecektir ki; Marks ve Engels’in 1847’de içinde yer aldıkları Komünistler Birliği’nde de bu politik ilkeler farklı değildir. Aynı şekilde Lenin’in önderlik ettiği Bolşevik Parti de disiplinli ve savaşçı bir partinin açık, kararlı ve ezilenleri devrim zaferiyle buluşturmuş bir örgüt örneğini oluşturur. Daha ileri taşınmış, deneyimlerle dolu ilkeler bütünü vardır.

Başkan Mao önderliğinde Çin Komünist Partisi (ÇKP), Çin halkını devrime taşımıştır. ÇKP’nin ilkeleri, Lenin’in Bolşevik Partisi’nden farklı değildir. Nasıl ki komünist ideoloji yerel değil, genel-enternasyonal ise örgütsel ilkeler de enternasyonaldir. Strateji, taktikler elbette farklıdır ama komünist parti ilkeleri evrenseldir. Sınıf savaşımının deneyimini içeren çiğnenemez kurallardır. Devrimi arzu eden ve çalışmak isteyenin ilk kavraması gereken bunlardır.

Marks ve Engels’in deyimiyle komünist partisi “Bir tarikatın ya da bir teorinin ser? bitkisi değildir.” Komünist partisi ezilenlerin kurtuluşu için zorunlu bir oluşumdur. En anlaşılır haliyle söylersek komünist parti olmadan, halk kitlelerinin devrimci amacına önderlik etmek olanaksızdır. Kendiliğinden yığın hareketine övgüyle devrim amacına ulaşılamaz. Sık sık tekrarlandığı gibi savaş politikanın kanlı ve en yüksek biçimidir. Devrim ise politikanın en yüksek amacı değil midir? Devrim isteyen herkes, devrimin aracını da istemek zorundadır. Devrimin biricik aracı komünist partisinden başka bir şey değildir.

Komünist hareket Gandhi felsefesini benimsemez. Sağ yanağına tokat yiyince sol yanağını çevirmez. Buda gibi itaat etmeyi salık vermez. İslam’ın tarikatlarında olduğu gibi takiye yapmaz.

Komünist partisi bir savaşım gücüdür ve yeni bir dünyayı temsil eder. Sınıf bilinci almış ve kendine özgü karakter kuşanmıştır. Aksi takdirde savaşım veremez.

Bütün bunlar hareketimizin can damarında vardır. Düşman 2005’te Maoist Komünist Partisi (MKP)’nin önderliğini katletti. Kimdi 17’ler? 17’ler devrim davasına yıllarını vermiş ve büyük sınamalardan geçmiş komünistlerdi. 17’ler çekirdekten işe başlamış ve yetkinleşmişlerdir. Onlara şekil veren Kaypakkayacı partinin ideolojisi, kültür ve ruhudur.  Partideki herkesin çekirdekten işe başlamasının anlamı vardır. Çünkü savaşım koşullarını bilmenin ve onları aşmanın başka yolu yoktur. Mücadelenin aşama ve biçimlerinden geçerek ancak sağlam, denenmiş ve kişisel güvenilirlik karakteri elde edilir. Lafla gemi yürümez. Kadrolar devrimci savaşın içinde yetişir. Eğer böyle olmasaydı, sosyalist mücadelenin olduğu her yerde, kürsülerde bol keseden atıp tutanlardan tutalım da çeşitli yetenekte edebiyatçı ve akademisyenlere kadar herkesin, iyi birer Marksist olması gerekirdi. Ya da onlara patent ve mevki verilmesi gerekirdi. Fakat böyle olmadığını biliyoruz. Bilgi ve çeşitli yeteneklere sahip olmanın iyi birer MLM, birer kadro ve önder olmak için asla yeterli değildir. Kavramlarla yeni dünyalar kurup-yıkanlara karşı devrimci halk kitleleri, komünist partisi önderliğinde muazzam kahramanca savaşımıyla somut bir dünya kurmuş ve onlara büyük tarihsel dersler vermiştir. Partimizin genel karakteri, bu temel üzerine oturur.

Devrimci koşullar ve halk hareketi partiyi güçlendirmeyi ve devrimci savaşı geliştirmeyi emrediyor.

Önceki İçerikŞAMRAM
Sonraki İçerikSarıgazi’de kitlesel 8 Mart coşkusu