SMF: Ezilen Kürt Ulusunun İradesi Baskı Altına Alınamaz!

Ezilen, yok sayılan, iradesi gasp edilmeye çalışılan Kürt ulusunun vereceği karar meşrudur ve tüm uluslararası kamuoyu tarafından tanınmalıdır. Güney Kürdistan’da yapılacak bağımsızlık referandumu nedeniyle Kürt ulusuna yönelen tehditlere, savaş çığırtkanlıklarına karşı ezilen Kürt ulusuyla dayanışma içinde olacağımızı ifade ediyor, tüm demokratik kamuoyunu faşist baskılara, savaş ve katliam çağrılarına karşı durmaya çağırıyoruz

HABER MERKEZİ(23.09.2017)-25 Eylül’de Güney Kürdistan’da yapılacak olan bağımsızlık referandumu ve referanduma yönelik başta ‘’TC’’ devleti olmak üzer birçok gerici bölge devletinin ve emperyalist güçlerin savaş çığırtkanlığı ve tehditlerine ilişkin Sosyalist Meclisler Federasyonu(SMF) bir açıklama yayınladı. ‘’Ezilen Kürt Ulusunun iradesi baskı altına alınamaz’’ başlığı ile yapılan açıklamayı öneminden dolayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

‘’Güney Kürdistan’da 25 Eylülde bağımsızlık referandumu yapılacak. Referanduma kısa bir süre kala emperyalist dünya gericiliği ve sömürgeci devletlerin referandum karşıtı tutumu da daha çok dillendirilir oldu. Başta İran, Irak ve TC devletleri olmak üzere Güney Kürdistan’da gerçekleşecek referanduma yönelik tehditler artmaktadır. Geçmişte ezilen Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını masa başlarında gasp eden emperyalist dünya gericiliği ve onun bölge işbirlikçileri bugün yine Kürt ulusunun bu hakkını baskı, tehdit ve şantajlarla gasp etmeye, sindirmeye çalışmaktadırlar.

Bazı dost güçlerin ‘emperyalizmin parmağı var’, ‘bölge barışı tehdit altına girer’, ‘emperyalizm işbirlikçiliği’ vs. gibi ‘argümanlarla’ referandum karşıtı tavır sergilemesi sosyalistler tarafından kabul edilemez. Bu söylem, geçmişte ezilen Kürt ulusuna yönelik gerçekleşen Dersim, Zilan, Koçgiri, Ağrı gibi katliam ve soykırımlarının dönemin sözde ‘sosyalistleri’ tarafından ‘meşru’ gösterilmesindeki anlayıştan kopamayışın, sosyal şoven reflekslerin göstergesidir. Güney Kürdistan’da yapılacak bağımsızlık referandumu demokratik muhtevaya sahiptir. Ayrı bir devlet kurma, dört parça Kürdistan topraklarında ağır sömürü ve baskı politikalarıyla yok sayılan, katliamlara maruz bırakılan, yeraltı ve yerüstü kaynakları talan edilen Kürt ulusunun hakkıdır. Güney Kürdistan’ın ayrılma hakkı ile Mesud Barzani’nin siyasi duruşu ve ilişkileri birbirine karıştırılmamalıdır. Bugün, Güney Kürdistan’ın ayrılma talebi ezilenler cephesinde ileri bir adımdır. Ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı, tüm dünya sosyalist ve komünistlerin tanıdığı/tanıması gereken bir haktır. Bu hakkın karşısına ‘argümanı’ ne olursa olsun hiçbir güçle geçilemez. Ayrılma/ ayrı bir devlet kurma ya da ayrılmama, ezilen Kürt ulusunun vereceği karardır. Bu karar; tehditle, şantajla, baskıyla gasp edilemez.

Ezilen, yok sayılan, iradesi gasp edilmeye çalışılan Kürt ulusunun vereceği karar meşrudur ve tüm uluslararası kamuoyu tarafından tanınmalıdır. Güney Kürdistan’da yapılacak bağımsızlık referandumu nedeniyle Kürt ulusuna yönelen tehditlere, savaş çığırtkanlıklarına karşı ezilen Kürt ulusuyla dayanışma içinde olacağımızı ifade ediyor, tüm demokratik kamuoyunu faşist baskılara, savaş ve katliam çağrılarına karşı durmaya çağırıyoruz’’

Eşitlik, Kardeşlik,  Kürt Ulusuna Özgürlük!

 

Önceki İçerikMKP/HKO: ‘Teslimiyeti kırdık feda ruhunu kuşandık’
Sonraki İçerikAlmanya seçimlerinde Merkel zaferle çıktı