Sözün Bittiği Yer: Kanlı Suruç Katliamı!

Aynı vesileyle, katliama dönük gerçekleştirilen tüm çalışma ve yürütülecek görevlerde devrimci sorumluluk bilinciyle halkımızın ve dostlarımızın yanında olup kesin bir dayanışma içinde olacağımızı beyan ediyoruz! Tüm yoldaşlarımız hiç bir grup-örgüt kaygısı taşımadan ve hiç bir fedakarlıktan sakınmadan gerekli olan dayanışmayı en üst seviyede sergileme yükümlülüğüyle hareket etmelidir!

HABER MERKEZi(22.07.2015)-20 Temmuz 2015 günü Suruç’ta hunharca bir katliam gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen alçakça katliamda onlarca devrimci demokrat insan ölümsüzşeşirken, çoğu ağır olmak üzere yüzü aşkın insan da yaralandı. Ölümsüzleşenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyor, yaralılara acil şifalar dilerken, dostlarımızın ve  halklarımızın acısını paylaşıyoruz!  

Aynı vesileyle, katliama dönük gerçekleştirilen tüm çalışma ve yürütülecek görevlerde devrimci sorumluluk bilinciyle halkımızın ve dostlarımızın yanında olup kesin bir dayanışma içinde olacağımızı beyan ediyoruz! Tüm yoldaşlarımız hiç bir grup-örgüt kaygısı taşımadan ve hiç bir fedakarlıktan sakınmadan gerekli olan dayanışmayı en üst seviyede sergileme yükümlülüğüyle hareket etmelidir!

Kolayca yok edilen insan yaşamıdır! Ölen insandır! Ölümüne beslenen düşmenlık devrime, halka ve devrimcileredir! Son tahlilde insanlığa/insanlığın geleceğine yapılan vahşi bir saldırıdır! Kürt coğrafyasında gerçekleştirilen bu katliam gericiliğin en çıplak yüzünü deşifre ederken, gericiliğe karşı soluksuz, keskin ve birleşik devrimci mücadelenin zorunluluğunu da bir kez daha kanıtlanmıştır. Dolayısıyla üzerinde bir kaç paragraf, bir kaç gün ya da ay konuşularak geçilecek bir durum değildir; tersi asla benimsenemez! Gerici şiddet devrimci şiddetle alt edilecek!

Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında gerici savaşa karşı devrimci haklı savaşın yükseltilmesinin zorunluluğu ve silahlı mücadelenin zengin bir gerekçeye dayandığı gericiliğin bu vahşi pratikleriyle yeniden ispatlanmıştır. IŞİD ve onun tüm destekçileri devrimci savaşın hedefidir.

Faşist katliam Kürt ulusu şahsında devrimci, demokratik ve ilerici tüm güçleri hedeflemiş olup, özünde Kürt ulusuna dönük yapılmıştır. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federesyonu üyelerinin çalışması ve basın açıklaması Rojava-Kobane gelişmeleri ile ilgili olup Kürtler şahsında yürütülmektedir. Dahası SGDF üyesi grubun basın açıklamasına binlerce Kobane’li ve Suruç’lu Kürt katılmış, canlı bomba bu kitle içinde infilak etmiştir. Dolayısıyla saldırının Kürt mücadelesi ve Kürtleri hedeflediği, Kürt düşmanlığından beslendiği açıktır. O halde Kürt ulusuna düşmanlık güdenler objektif ve sübjektif olarak katliamın sorumlusuyken, özellikle bu kanlı katliam karşısında Kürt ulusuyla dayanışmak devrimci görev ve sorumluluktur. Demokrat ve aydın olmanın da ölçütüdür.

Faşist gericiliğin yüzlerce insanı katletmeyi göze alan, planlayan ve hedefleyen bu cüreti kırılmak, asla yanıtsız bırakılmamak durumundadır. Silahlı devrimci eylemler başta olmak üzere, her türden devrimci öfke sokakları zapt ederek faşit iktidardan hesap sormalıdır. Bilumum gericilik bir yanda yoksul devrimci dünya bir yandadır. Çatışma bu iki dünya arasında cereyan eden açık sınıf çatışmasıdır. Yoksul dünyadan yana olan hiç bir devrimci güç bu çatışmanın dışında değildir, dışında kalmamalı, kalamaz. Sözün hükmünün bittiği yerdir Suruç katliamı. Söz bitmiş sıra eylemdedir! Suruç katliamında sergilenen yüz salt Kürt düşmanlığının yüzü değil, gericiliğin çıplak insanlık düşmanı yüzüdür.

Gerçekleştirilen vahşi katliamın tetikçisi ve maşası IŞİD barbarlığı olsa da, katliamın gerçek sorumlusu halk düşmanı hegemonik güçler, mevcut gerici sınıf iktidarları ve sistemleridir. Orta Doğu’nun talan edilmesine dayanıp, oradaki varlığını meşrulaştırma ve nüfuz alanını genişleterek güçlendirilmiş hegemonya kurma uğruna bir istikrarsızlık ve kaos unsuru olarak IŞİD’i sahneye sokan Emperyalist gericilik başta olmak üzere, Kürtlerin bölgedeki topraklarında statüye kavuşmasını hazmedemeyerek, her vesilede Kürtlere düşmanlığını kusup, IŞİD‘de finansörlük rolüyle birlikte bu barbar güruh ile kol kola hareket eden AKP iktidarı ve onun siyasi temsilindeki faşist ‘‘TC‘‘ devleti ve elbette bizzat kiralık cellat durumundaki barbar bir güruh olan IŞİD maşası gerçekleştirilen katliamın suç ortakları ve doğrudan sorumlularıdır.

Katliamların hesabını sormak ve katliamlara dur diyerek önüne geçmek için kaybedilecek zaman, tüketilmiş, devrimci öfkenin eyleme dökülmesinin meşruluğu  sonuna kadar zorlanmıştır. Gün savaşma günüdür! Bundan hareketle gericiliğe karşı savaşmak isteyen her devrimci bireyi siyasi iktidar perspektifiyle yürüttüğümüz Sosyalist Halk Savaşı saflarında görev almaya çağırıyor, her türden gericiliği yerle bir etmek için Sosyalist devrime güç vermeye davet ediyoruz!

 

 

 

 

Önceki İçerikKızıl namlularla hesap sormanın tam vakti
Sonraki İçerikFehmi Altınbilek’in cezalandırılması ve silahlı eylem kavrayışı üzerine!