Kemalist Türk ulus egemenleri devletinin, İslam merkezli Müslüman Türk Cumhuriyeti şeklindeki (öz aynı) restorasyonu stratejik hamlelerle derinleşerek sürüyor. Artık çözülemeyen şifreler yok, her şey aleni… Müslüman Osmanlı milleti bayrağı altında, ezilen ulus-milliyet ve inançları kaynaştırma konseptinin stratejisi, Panislamist içim olan “yeni” Osmanlı stratejisidir. Sünni hegemonyanın merkez üssü olarak, İslam’ın kılıcı Osmanlı yayılmacılığının karargahı Türkiye Cumhuriyeti, IŞİD-El Nursa- Müslüman Kardeşler gibi cihatçıların kurmayı rolüyle şimdiden stratejik derinlikli iflaslarıyla, çaresiz hamleler içindedir. İcraat edilen Tayyip-El-Rezilistan Sultasıdır. Sünni fundamentalist bu enternasyonal seferberlik, Yeşil İslam ekonomi, yargı-yürütme-ordu-polis bürokrasisinin de, sermayelerinin yeniden üretimi için genişleme ihtiyacından ötürü elzem olan ve kendisi de bir üretim aracı olan bilgide tekeli elinde bulundurmakta, ideolojik-politik kültürel hegemonyada Osmanlıcılığı elzem görmektedir. Davutoğlu’nun AK-Parti Eskişehir Kongresi, bunların stratejilerinin özlü bir sentezidir. Kongre logosu, “Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır” aforizmasıyla, ecdatlarını-miraslarını-yaptıklarını ve yapmak istediklerini “Yeni Türkiye” devletlülerinin ne olduğunu anlatmaktadır. Sünni egemenlikli Türk totaliter-kapitalist -faşist devleti tahkim etme operasyonu, her cephede sürdürülmektedir.
RTE sultanlığı, hırsızlar cumhuriyetinin meşruiyeti için cahillik vazgeçilmez etkin bir silahtır. Şuralar dedikleri bir danışma-tartışma-tavsiye platformları değil, padişah fermanlarının planlama kürsüleridir. Biatçı İslam Türk toplumlarının terbiye mühendisliğidir. Tekçiliğin “yeni” üretim atölyeleridir bahsi geçen şuralar.19. Milli Eğitim Şurası da bunlardan biriydi. Din şurası, Anadolu kaplanları, “Açılım” şuraları aynı zincirin halkalarıdır. Gerici-dinci-ırkçı-faşist asimilasyoncu eğitim, yandaş eğitim ve “sendika”larının desteği vizyonlarıyla pazara çıktı. Akıl-bilim-yaratıcı-sorgulayıcı-eleştirel bilgi ve eğitime karşı, öncekilerinin devamı olarak 19.Şura, genel çizgiyi somutlaştırdı. Politik-İslam stratejisinin eğitim alanında ulema eğitip-terbiye etme talimi… Eğitim, T.C.’de her zaman ya Türkçü ya da İslam ve de Türk-İslamcı askeri bir talim-terbiye olageldi… Zaten yönlendiren-izleyen talim-terbiye kurulları her zaman resmen mevcut olmuştur. 19. Eğitim Şurası, İslam Türk devlet kararlılığını teyit etti. Burjuva karma eğitime, burjuva laisizme bile yer verilmeyeceği kararlılığı, kızlı-erkekli öğrenime çekilen İslam kılıcıyla gösterilmişti.. Devam denildi.. Zorunlu din derslerini ana okullara kadar yayma planlarıyla yaşamı dinsel tekleştirme azmi yenilendi. Diyanet, eğitimde yüz bini aşan gönüllü imamlar ordusuyla tahkim edildi. Aynı faaliyetler, Selçuklu-Osmanlı hasreti Ak-Saray’lı mimariyi genelleştiren, odaları devreden çıkararak rant-talan düzenini meşrulaştıran, doğa katliamcı ataklarla sürmektedir. Dinsel vahşi kapitalizm bu atılımlarıyla, HESleri MİT-IŞİD koordinatörlüğündeki Sünni yayılma savaşlarını, çözüm ve açılım dedikleri Ak Saraylardaki haram sofralarını, müzakere oyunlarıyla, Kürtleri-Alevileri-Ezidileri-Romanları, devletçi manipülasyonlarla oyalamakla birlikte götürme taktiğini de ihmal etmemektedir.
Zihinsel-bedenleri tutsak eden YÖK’le sömürgeleştirilmiş üniversiteler, “terörle mücadele” yasalarıyla, yasalaştırılmış sıkıyönetimlerle, kadın-erkek fıtratta eşit değil fetvalarıyla bir ganimet-köle-karı haline getirilmiş kadına dayatılan eril erkek düzen ve iktidarlara rıza göstermeleri ideolojik hegemonyalarıyla Müslüman Yeni Türk Devleti iş başındadır..
İslamcı ve Türkçü egemen bloklaşmanın her ikisi de tekçidir. Hitler-Mussolini-Kemal “laik”liği, ulus devlet medeniyetçiliğiyle birlik kulvarı tuzaktır. Kitleler fundamentalist ve bu tarih kıskacının dışına komünist çizgiyle çıkabilir, çıkmalıdır.