HABER MERKEZİ (19.07.2013)- Taksim Dayanışma bileşenleri, Taksim Hill Otel’de basın toplantısı düzenleyerek, Gezi Parkı direnişçilerine yönelik gözaltı ve tutuklama terörünü kınadı. Taksim Dayanışması’nın “yasa dışı örgüt” olarak tanımlanması protesto edilerek Taksim Dayanışması’nın bütün bileşenleriyle birlikte mücadelenin sürdürüleceği açıklandı.
Basın toplantısına meslek odalarının yanı sıra çok sayıda devrimci demokratik kurum temsilcileri katıldı. Kurum temsilcilerinin konuşmalar yaptığı toplantıda, Gezi Parkı direnişçilerine yönelik tutuklama terörü protesto edildi.
‘Gözaltı ve tutuklamalar direnişi engelleyemez’
TTB Merkez Konseyi Başkanı Özdemir Aktan konuşmasında, bütün hekimleri temsilen toplantıya katıldığını belirterek “Geçtiğimiz günler çok şey değiştirdi. Türkiye bir daha asla aynı Türkiye olmayacak. Bir korku yaratılmıştı, Gezi bu korkuyu yerle bir etti. Gözaltı ve tutuklamalarla bu korku yeniden yaratılmak isteniyor ama bu sonuç vermeyecek. Taksim Dayanışması’nı marjinalize etme çabası boşunadır.” dedi.
KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Mehmet Aydoğan ise KESK olarak emek mücadelesinin olduğu her yerde kendilerini ortaya koyduklarını belirterek, “Taksim Dayanışması da özlediğimiz Türkiye’nin öğelerini oluşturuyor. O nedenle buradayız, Taksim Dayanışması biziz.” ifadeleriyle Taksim Dayanışması’nın “yasa dışı örgüt” şeklinde tanımlanmasını protesto etti.
‘Eli sopalı saldırganları serbest bırakanlar Taksim Dayanışması’nı yasa dışı görüyor’
Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki Arslan da yaptığı konuşmada Taksim Dayanışması’nın bir bileşeni olan TMMOB’a, torba yasa kapsamında yöneltilen saldırılara dikkat çekti. Arslan konuşmasını, “Dayanışma’nın bileşeni olan TMMOB, hayatın her alanında mücadelesini sürdürüyor, sürdürecek. TMMOB’u torbalarınıza sığdıramazsınız. Örgüt arıyorsanız işte örgüt burada” sözleriyle bitirdi.
EMO İstanbul Şube Başkanı Beyza Üstün de konuşmasında şu ifadeleri kullanarak Gezi direnişçilerine yönelik gözaltı ve tutuklama terörünü protesto etti: “Anayasal görevimiz olan kamu yararına savunmak, doğayı, bilimi yaşamı, insan yaranını savunmak görevimiz. Eli sopalı katiller serbest bırakılırken, gençlerimizi öldüren katiller serbest bırakılıyor, Dayanışma ‘suç örgütü’ olmakla suçlanıyor. Başbakan, Dayanışmayı anlamamış demek ki, işte görsün Dayanışma biziz.”
Bu kurumların yanı sıra Taksim Dayanışması’nı oluşturan bileşenlerin temsilcileri de Gezi Parkı direnişçilerine yönelik gözaltı ve tutuklama terörünü protesto eden konuşmalar yaptı.
‘Direnişle birlikte toplumsal bir duyarlılık oluştu’
Gezi Parkı direnişine katıldığı için Beykoz Belediyesi’nden atılan Şehir Plancıları Odası Yöneticisi Gürkan Akgün de yaptığı açıklamada, Taksim Dayanışması’nın 124 meslek odası, sendika, siyasi parti, mahalle derneği, taraftar grubu ve inisiyatiften oluştuğunu belirterek “Daha yeşil, daha yaşanabilir, daha insani, daha demokratik bir kent ve ülke için mücadele ediyoruz” dedi. Taksim Dayanışması’nın “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent” talebinin milyonların daha fazla özgürlük ve demokrasi talebiyle birleştiğini anlatan Akgün, Gezi Parkı direnişiyle birlikte toplumsal bir duyarlılığın oluştuğunu açıkladı.
Taksim Dayanışması’ndan “yasa dışı örgüt” çıkarmaya çalışanlara da dikkat çeken Akgün sözlerini, “Taksim Dayanışması, çağrıcıları, bileşenleri, talepleri, basın açıklaması, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meşru, yasal ve demokratik bir yurttaş ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan toplumun tüm kesimlerini ‘suçlu’ göstermek ve ‘suç örgütü’ haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur ve bu ilkel, çağ dışı uygulamalarla ülke demokrasisi yüzyıl geriye götürülmektedir.” ifadeleriyle bitirdi.