‘Tutsaklar onurumuz ve davamızın simgesidirler!’

Hapishanelerdeki yayın yasağına ve yasağa karşı örülen eylemlerin sürecine ilişkin, Atılım, Barikat, Halkın Günlüğü, Kaldıraç, Kızıl Bayrak, Meydan Gazetesi, Mücadele Birliği, Özgür Gelecek, Proleter Devrimci Duruş ve Siyaset tarafından hazırlanan ortak açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (02.01.2014)- “İnsanlık tarihi boyunca, egemenler iktidarlarını sürdürebilmek için iktisadi, siyasal ve sosyal olarak sömürdükleri, yok saydıkları toplulukların öncülerini hedef almıştır. Türkiyeli egemenlerin tarihinde de bunun sayısız örneğini işçiler, gençlik, kadınlar, başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere çeşitli halklar ve inançlar üzerinden görmekteyiz. 19-22 Aralık 2000’de hapishanelerde gerçekleştirilen, tarihe katliam olarak geçen saldırı öncesi dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in şu sözleri, gerçeğin bir itirafı niteliğindedir: “İçeriye hâkim olmadan dışarıya hâkim olamayız.” Yıl dönümünden geçtiğimiz Roboskî Katliamı da egemenlerin katliamcı kimliğinin en acımasız ve insafsızca açığa vurulduğu güncel bir örnektir.

Devletin katliamcı kimliği son bulmadığı gibi, tutsaklara yönelik tecrit politikaları da son bulmamıştır. Başta hasta tutsaklara yönelik uygulamalar olmak üzere birçok yasak ve fiili engelleme bunlara birer örnektir.

Bu kapsamda 10 Kasım 2014 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün yeni bir emriyle yayın yasağı uygulanmaya çalışılmıştır. Bu saldırı karşısında devrimci, demokrat, sosyalist, anarşist ve Kürt basını birleşik bir tepki ortaya koymuş, bu iradeyi ısrarla ve büyütme hedefiyle sürdürmüştür. Aynı süre içerisinde tutsaklar, dört duvar arasında ortaya konabilecek türleriyle uygulamalara karşı tepkilerini gösteren eylemlilikler yapmıştır.

Bu hızlı ve kararlı tutum karşısında, devlet erkânı geri adım atmış ve 5 Aralık tarihli yeni bir ek emir yazısıyla yayınların alımının önünü açmak zorunda kalmıştır. Eski emir hükümlerinin geri çekilmediği ve içerisinde farklı yasakları barındırdığı da açıktır.

Elbette ki bu saldırıların son bulmayacağı tarihsel bir gerçektir. Hangi zaman diliminde ne boyutta gerçekleşeceği toplumsal mücadelenin seyrine bağlıdır. Bu gerçeklik ışığında, sürecin takipçisi olduğumuzu ve bundan sonraki süreçte de saldırılara geçit vermeyeceğimizi belirtiyoruz.

Dünya’ya paralel olarak Türkiye’de de ekonomik, sosyal ve siyasal bunalımların yaşandığı bir dönemden geçmekteyiz. Ayrıca egemenlerin iç iktidar kavgaları da bu krizleri daha da büyütmektedir. Egemenler krizleri yönetmede yaşadıkları başarısızlıklarını örtbas etmek için emekçileri, ezilenleri zorla bastırmaya, direnişlerini kırmaya yönelmektedir. Son olarak ‘güvenlik reformu’ adı altında çıkarılan yasayla polisin sınırsız ve keyfice diyebileceğimiz bir şiddet kullanımının önü açılmıştır. Bunun sonuçlarını da ölümlerle ve tutuklamalarla görmekteyiz. Tutsaklara yönelik saldırılar da buna paralel yürüyecektir.

24 Aralık’ta Proleter Devrimci Duruş Dergisi bürosuna yapılan baskın ve çalışanına gözaltı, bunun basın ayağına yönelik bir uygulamasıdır. Bu saldırıyı kınadığımızı ve baskıların bizleri yıldıramayacağını belirtmek isteriz.

Devlet terörünün yok olmayacağı ve giderek tırmanacağı aşikârdır. Bu nedenle hem tutsaklara hem de hak ve özgürlüklerimize yönelik saldırıların karşısında olmaya devam edeceğiz.

Hapishanelerde tutulan siyasi tutuklu ve hükümlüler özgür, demokratik, sömürüsüz ve sınıfsız bir toplum mücadelesinin bir parçası olarak egemenlerin elinde tutsaktır. Bu açıdan bizlerin onuru ve davamızın simgesidirler. Onlara yönelik her saldırıyı davamıza yönelik saldırı olarak sayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.

Son olarak önemle belirtmek isteriz ki, insanlığın gerçek özgürlük mücadelesini ezilen işçiler, kadınlar, gençlik başta Alevi ve Kürtler olmak üzere ezilen çeşitli halklar ve inançlar vermektedir.”

Bizler, devrimci ve özgür basın-yayın organları olarak egemenlerin sömürü ve zulmüne karşı özellikle basın özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı birleşik mücadelemizi, hayati bir sorun olarak görüyor, her daim devlet terörüne karşı omuz omuza olacağımızı bildiriyoruz.

Yaşasın devrimci dayanışma!”

Atılım, Barikat, Halkın Günlüğü, Kaldıraç, Kızıl Bayrak, Meydan Gazetesi, Mücadele Birliği, Özgür Gelecek, Proleter Devrimci Duruş, Siyaset

 

Önceki İçerikMLKP savaşçısı Oğuz Saruhan sonsuzluğa uğurlandı
Sonraki İçerikÖcalan‘ın yol taslağı ve sürecin analizi