Ukrayna’da demokrasi oyununda kazanan kim kaybeden kim?

26 Ekim 2014 Pazar günü dünyanın değişik coğrafyalarındaki Brezilya, Uruguay, Tunus ve Ukrayna’da genel (parlamento) seçimleri gerçekleştirildi. Öncelikle belirtmek isteriz ki dünyanın genelinde olduğu gibi bahsi geçen ülkelerdeki genel seçimlerin de çok kutuplu emperyalist bloklar arası rekabet ve çelişkilerle doğrudan ilgili durumları söz konusudur 

HABER MERKEZİ (02.11.2014)- Çok kutuplu emperyalist bloklar arasındaki Kiev yönetimi ve genel olarak kabul edilen ülkenin doğusundaki çelişki ve bölgesel savaş özgülündeki rekabetin yeni boyutlar alarak sürdüğü görülmektedir. Yaklaşık iki yıldır Ukrayna özgülünde Rusya emperyalizmi ile AB emperyalistleri arasındaki bilek güreşinin devam ederek sürdüğünü vurgulayalım. Kısa bir süre önce gerçekleştirilen seçim sonuçlarına göre AB emperyalist bloğu özgülünde batı ve ABD emperyalist blokların işbirlikçisi partilerin seçimi ‘’kazandığı’’ görülmektedir. Rusya emperyalizmi de gerçekleştirilen genel seçim sonuçlarını tanıdıklarını beyan ederken yeni yönetimin toplumun temel sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını umduklarını dile getirerek Kiev’in bölge temsilcileriyle doğrudan iletişim kurmasını istemiştir. Ukrayna’nın doğrusundaki Rusya emperyalizmi işbirlikçilerinden muhalefetteki liderler ise seçimlerin savaş atmosferinde insanların korkutarak gerçekleştirildiğini ve Donetsk ve Luhansk’ın geniş kesimlerinde oylamaya izin verilmediği buna karşın iş başına gelen Kiev’deki yeni yönetimle ülkenin geleceği üzerine görüşmeye hazır olduklarını belirtmiştir.

Yakın bir süreçte devlet başkanlığı koltuğuna oturtulan Petro Poroşenko’nun desteklediği ve kendisinin de başında olduğu Dayanışma Partisi (Solidarnist) ile eski ünlü Ukraynalı boksör Vitali Kliçko’nun lideri olduğu UDAR hareketinden oluşan merkez sağ çizgideki Petro Poroşenko Seçim İttifakı seçimlerden yüzde 23 civarında bir oyla ilk sırada çıkarken, Başbakan Arseniy Yatsenyuk’un lideri olduğu bir diğer AB yanlısı sağ parti Halk Cephesi’nin ise yüzde 21 oyla ikinci büyük parti olduğu görülmüştür.

Rusya yanlısı Komünist Parti’nin ise yüzde 5 barajının altında kalması dikkat çekerken, bir diğer Rusya yanlısı Muhalefet Cephesi ise % 9.6 ile seçim barajını aşarak parlamentoya girmeyi başarmıştır.

Uluslararası sermayenin handikapları

Ancak bu yıl % 7 ile 10 arasında bir küçülme yaşaması beklenen Ukrayna ekonomisindeki kötü gidişe, seçimlerin ne derece çözüm olabileceği de önemli bir tartışma konusudur. Zira temsili burjuva parlamenter cumhuriyet ve sisteminin bugünlere kadar ezilen ve sömürülenlere esasta bir şey kazandırmadığı gibi genel (parlamento) seçimlerini kitleleri aldatmada önemli bir araç olarak demokrasi oyunu şeklinde kullanıldığnı görmekteyiz. Bu anlamda Ukrayna’da da gerçekleştirilen genel seçimlerin ezilen ve sömürülenlerin yaşam koşullarında olumlu denilebilecek esaslı bir değişiklik getirmeyeceği bilinmelidir. Özellikle ABD ve AB emperyalist bloklar içerisindeki hakim olup niteliğine damga vuran emperyalist yönetim mekanizmalarının Rusya ve Çin emperyalistlerinin hakimiyetindeki Şangay Beşlisi emperyalist bloğuna karşı, Ukrayna özgülünde yaşanan rekabetin sonucu olarak sorunların yaşandığını hemen belirtelim. Keza çok kutuplu emperyalist bloklar arası ekonomik başta olmak üzere siyasi vb hegemonik rekabet Ukrayna’da olduğu gibi bölgesel savaşlar düzleminde günümüzde yaşandığını söyleyelim. Uluslararası emperyalist sermayenin derinleşmesi ve merkezileşmesinin bir parçası olarak çok kutuplu emperyalist bloklar arasındaki ekonomik çıkar merkezli gerçekleştirilen politikaların doğrudan Ukrayna’da yansımasından kaynaklı olarak çelişki ve savaşın, tarihsel ve günceldeki haksızlık ve eşitsizlikleri de içerisine alarak güncelde geliştiğini vurgulayalım. Ukrayna bilindiği gibi jeo politik durumuyla alakalı olarak önemli bir yerde durmaktadır ve AB emperyalist ülkeleri için de oldukça önemli bir halkayı oluşturmaktadır. Bu halkada Ukrayna özgülünde yaşanan kriz karşısında rekabet halindeki güçler birbirlerini suçlayadursunlar, kimi aydın vs kesimlerde aynı korodan saf tutarak bazıları ABD ve AB emperyalist devletlerini suçlarken diğer bazıları ise Rusya emperyalist devletini suçlamaktadır. Aslında Ukrayna ve doğusundaki bütün yaşananların doğrudan emperyalist kapitalizm gerçekliği içerisinde görmek ve bunun birer bileşenleri olan ABD, AB ve Rusya, Çin emperyalistlerinin büyük küçük ya da çok az demeden onların içerisinde roller aldığı emperyalist kapitalizmden kaynaklı olduğunu tespit etmek lazımdır. Dolayısıyla çok kutuplu emperyalist bloklar arasında ciddi bir çelişki ve rekabetin taraflarından birinin haklı ya da diğerinin haksız olduğu yönlü bir tartışma yürütmek şıracının şahidini bozacı göstermekten öte bir anlam taşımayacak ve boşuna gereksiz kürek sallamak olacaktır. Dünyanın diğer coğrafya ve ülkelerinde olduğu gibi Ukrayna’da genel seçimler özgülünde yaşananlarda demokrasi, insan hakları, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi olgular gerçekte tamamen özel mülkiyet temeli üzerinde yükselen başka çıkarların gözetildiğini göstermektedir. Özellikle ABD ve AB emperyalist blokların demokrasi ve insan hakları soslarıyla kitlelerin bilinci manipüle edilmekte ve onlarda gerçeklik hissi zayıflatılarak uluslararası emperyalist sermayenin derinleşmesi ve merkezileşmesine hizmet edebilecek çerçevede düşünmesi için kullanılmaktadır. Bunun içinde sosyal mühendisliğe soyunularak Ukrayna’daki ABD ve AB emperyalist bloklar yönelimli siyasetler ve kurumlar başta ekonomik destek olmak üzere her türlü destek verilmektedir. NATO üzerinde askeri kapsama alma alma girişimleri de cabası. Bütün bu yaşanan gelişmeler de eskisi ve yenisiyle Kiev yönetiminin sadece demokrasi oyunuyla kandırılmadığını bunu da içerisinde taşıyan, son derece ekonomik ve siyasal konseptlerin bir parçası olarak stratejik ve kapsamlı bir yönelim ve projelerin ürünü olarak gerçekleştirildiğini ifade edelim.

 

        

Önceki İçerik‘Türkiye’nin en zengin 100 ailesi ve işçi ölümleri..’
Sonraki İçerikKobané üzerinde ince hesaplar