Ukrayna’da güncel gelişmeler istikrarsızlığın kaynakları ve çözüm!

Gazetemizin 96. Sayısında yayınlanan “Ukrayna’da güncel gelişmeler istikrarsızlığın kaynakları ve çözüm!“ başlığını taşıyan analiz yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (04.02.2015)- Kısa bir süre önce Ukrayna’da çetrefilli gerçekleştirilen genel seçimlerde zaten önceden belli olan istikrarsızlığa çözüm olamamıştır. Başka da düşünülemezdi zaten. Zira uzun yıllar emperyalist kapitalist dünya sisteminin bir o yana bir bu yana rekabetinde oyuncak haline gelen Ukrayna gerici rejimi ve yönetimlerinin istikrar sağlama iradesi de söz konusu olamazdı. Bu açıdan özellikle son yıllarda iyice açığa çıkan emperyalistler arası çelişki ve rekabetin bir yansıması Ukrayna’da daha belirgin hale gelmişti. ABD ve AB emperyalist bloğu ile Rusya- Çin endeksli emperyalist blok arasındaki ekonomik rekabet ve pazar dalaşı Ukrayna’da yönetimin bir o yana bir bu yana değişmesiyle bugünlere kadar gelmiştir. Ve özellikle Ukrayna’nın doğu kesimlerindeki Kırım, Donetsk, Luhangsk gibi bölge ve alanlarında Rusya emperyalizmi yanlısı milliyetlerin ABD ve AB emperyalist güçler yanlısı yönetime karşı isyanı belli ayrılıklarla bugüne kadar gelmiştir. Buralarda Ukrayna yönetiminden ayrılarak kendi özerk yönetimlerini oluşturan güçler arası anlaşımazlık her ne kadar belli göreceli yumuşak üslup ve argümanlar kullanılarak sürse de özellikle son süreçlerde tarafların hakimiyetindeki bölge ve alanlarda ard arda gerçekleşen şiddet ve bombalama eylemleri ve tabii ki yaşanan ölümlerden kaynaklı karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla durum daha da sertleşmiş görünmektedir.

Halkları katleden ve coğrafyaları çıkarları için tarumar edenler

Hatırlanacağı gibi Kiev merkezli gerici Ukrayna iktidarı ve yönetiminin kısa bir süre önce gerçekleştirdiği seçimler öncesi ve hemen sonrasında karşılıklı yumuşama hali söz konusuydu. Ve hatta özellikle Rusya emperyalizmi ve ona yakın duran Ukrayna’nın  doğusundaki ayrılık ilan eden özerk yönetimlerin önderlikleri kendi haklarını garanti altına alınması kaydıyla kendileri katılmasa da bu seçimleri kabul edeceklerini ilan etmişti. Aynı şekilde karşılıklı yumuşama rüzgarları estirilirken aslında hiç de devreden çıkmayan uluslararası emperyalist güçlerin karşılıklı sert sözleri ve yaptırımlarıyla durum tersine dönmüş ve tarafların karşılıklı operasyonları ve şiddetiyle savaş hali daha da güncelleşmiş oluyordu.   

Çatışmalar daha da geniş alana yayılma göstermiştir. Aynı zamanda ekonomik ve ticari geçiş bölge ve alanlara da sıçrayarak liman kentlerine doğru genişleme özelliği göstermiştir. Havaalanları, liman kentleri ve ulaşım noktalarına yönelik karşılıklı şiddet eylemleri, Ukrayna ve doğusundaki ayrılan güçler arasında tam bir savaş haline evrilmiş durumdadır. Ve bütün bu yaşananlar kesinlikle AB ve ABD emperyalist bloğu ile Rusya-Çin eksenli emperyalist blok arasındaki bölgesel savaş olarak ifade edilebilir.

16 Ocak’ta uluslararası Donetsk havaalanına saldırı olmuş, akabinde çatışmalar Karadeniz kıyısında stratejik önemdeki liman kenti Vovorossiyal’a sıçramıştır.       

24 Ocak’ta ise Mariupul kentine atılan füzeler sonucu 30 kişinin hayatını kaybetmesiyle birlikte taraflar birbirini suçlamıştır. AB ve ABD uşağı Proşenko Davos’taki toplantıdan erken ayrılarak Kiev’e dönmüş ve bu saldırılardan Novorossiyalı milisleri sorumlu tutmuştur.

Donetsk Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ise bu suçlamayı yalanlamıştır.

Bütün bu yaşananlar karşısında emperyalist efendilerin arka bahçesindeki yedek uluslararası kurumsal mekanizmaları devreye soktuklarını da görüyoruz. AGİT(Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) sadece sivil gözlemcilerin gönderilmesiyle savaşın önlenemeyeceğini uluslararası barış gücünün de gönderilmesinin zorunlu olduğunu beyan etmiştir. Rusya emperyalizmi Dışişleri Bakanı Lavrov ise ölümlerden ve çatışmaların devam etmesinden Kiev yönetiminin sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Acil toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ise anlaşma sağlanamamıştır. Birleşmiş Milletlerin yaptığı açıklamaya göre 2014 Nisan ayından itibaren 5 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Uluslararası finans merkezlerinin önemli bir parçası olarak spekülatif sermayedar Soros ise Avrupa’nın kendi geleceği için de Kiev yönetimindeki Ukrayna’ya destek olması gerektiğini belirtmiştir.

Stratejik uşaklık için yaratılan savaş ortamı

Çok kutuplu emperyalist bloklar Ukrayna üzerinden ellerindeki bütün olanaklarıyla karşılıklı olarak birbirlerini vurmak istemektedir. Uluslararası emperyalist sermayenin halihazırdaki merkezileşmesi ve derinleşmesi kapsamında Ukrayna örneğinde olduğu gibi rekabet ederek ulaşabildiği tüm bölge ve alanlarda tam bir hakimiyet savaşı yürütülmekte ve sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırma savaşı sürdürülmektedir. Dolayısıyla emperyalistler arası çelişki ve rekabetin sonucu olarak Ukrayna ve dünyanın diğer bölge ve coğrafyalarında yaşanan gelişmelerde göstermektedir ki gerçek anlamda barışı tesis edemeyeceklerdir. Ki  eşitsizlikler ve haksızlıkların bizzat kaynağı olan emperyalist kapitalizmin gerçek barışı ve demokratik bir çözümü getirmesi de asla düşünülemez. Dolayısıyla Kiev merkezli Ukrayna yönetimi ve doğusunda özerklik ilan eden taraflar arasındaki savaşın doğrudan özneleri ve asıl tarafları bizzat emperyalist devletlerdir. Daha açıkça ifade edecek olursak AB emperyalist blok devletleriyle ittifak halindeki ABD emperyalist bloğu ile başını Rusya- Çin emperyalistlerinin çektiği Şangay Beşlisi emperyalist bloğu arasındaki ekonomik çıkarlar üzerinden gelişen jeostratejik ve siyasal çelişki ve savaş hali olarak tasavvur etmek doğru olandır. Ukrayna ve doğusundaki özerklik ilan eden tarafların da vesayet rejimleri olarak tasavvur edilmesi gerekmektedir. Bu noktada Kırım, Donetsk, Luhangsk gibi özerklik ilan eden güçlerin her ne kadar belirli haklı ve demokratik yanları söz konusu olsa da halihazırdaki yaşanan savaş vesayet savaşı olarak da bir içerik taşımaktadır. Kiev merkezli Ukrayna yönetimi ise AB ve ABD emperyalist güçlerin stratejik uşağı konumu tartışmasız bir gerçektir.

Gerici tüm rejimlere karşı devrimci mücadeleyi büyütelim

Taraflar önümüzdeki süreçte de boş durmayacak ve kozlarını alabildiğince kullanarak hakimiyet kurma savaşını boyutlandırarak sürdürecektir. Ta ki egemenliklerini iyice tesis edene kadar… Dolayısıyla rüzgar eken fırtına biçer özdeyişinden hareketle uluslararası emperyalist devletler tüm anti- demokratik uygulama ve politikalarıyla barış ve çözümün merkezi değil tüm sorunların yaratıcısı olarak görülmelidir. Emperyalist kapitalizm oynadığı tüm kirli ve çirkef oyunlardan bazen kafaları dönse de kapitalizmin daha fazla kar ve rekabet mantığı bugünkü düzlemde yaşanan dünya krizinin de önemli etkisiyle ya saldırganlaşmaya ya da batmaya mahkumdur. Bu gidiş hatlarında tabii ki doğrudan tüm insanlık ve dünya halkları da çok ağır etkilenmektedir. Bu bilinçle Ukrayna ve doğusundaki özerklik ilan eden bölge ve alanlar başta olmak üzere halk kitlelerinin emperyalist kapitalist dünya sistemine ve onun gerici tüm rejimlerine karşı devrimci savaşlarını yürüterek doğrudan kendi iktidarlarını kurmaları gerekmektedir.     

 

 

  .    

Önceki İçerikIŞİD Ürdünlü pilotu yaktı
Sonraki İçerik‘Kil ocağı istemiyoruz’