Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu başlıyor

26-27 Nisan tarihlerinde İstanbul’da çok sayıda devrimci, demokratik ve ilerici kurum tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu’yla ilgili bir açıklama yapılarak sempozyumun programı kamuoyuna duyuruldu. Bu açıklamayı ve programı okurlarımızla paylaşıyoruz

HABER MERKEZİ (25.04.2014)- 26-27 Nisan tarihlerinde İstanbul’da Petrol-İş’te düzenlenecek Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu’nun programı açıklandı. Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz.

Uluslararası Hapishaneler Sempozyumu‘nda buluşalım

Devrimci demokrat yurtsever tutsaklara özgürlük

Burjuvazinin ezilenlere yönelik cezalandırma saldırısı ilk olarak 1596 yılında Amsterdam’da uygulanmıştır. Bu saldırı süreç içinde ‘Flaman modeli’ olarak adlandırılmıştır.

Emperyalistler ve işbirlikçileri, emeğin ve doğanın sömürüsü üzerine kurdukları cennetlerini korumak için devrimci ve yurtseverlere saldırmakta, tutuklamakta ve idama varan ağır cezalar vermektedir. Başta ABD emperyalizmi beraberinde batılı emperyalistler olmak üzere egemenler, kendileri açısından büyük bir tehlike arz eden sosyalizmin önünü kesmek için, tüm dünyadaki başta sınıfsal mücadele, devamında ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelelerine karşı saldırılarını artırmış, gerçekleştirdikleri katliamların yanı sıra, işgal ettikleri yerlerdeki hapishanelerinde bulunan devrimci ve yurtsever tutsaklar üzerinde de bir dizi deneyler gerçekleştiriyor. ABD’nin Irak’taki Ebu Garip Hapishanesi ve Guantanamo Hapishaneleri bu duruma örnektir.Öncelikle ABD emperyalizmi tarafından 1950 yılında Kore hapishanelerinde bulunan tutsaklar üzerinde uygulanan tecrit ve tretman politikaları, bugün daha da geliştirilerek dünyada yaygın bir biçimde uygulanmaktadır. Almanya’da 1970’li yıllarda RAF militanlarına, İngiltere’de, 1980 yılarının başında İRA militanlarına yönelik katı bir biçimde uygulanırken, Türkiye’de tecrit saldırısı direnişler sonucu engellenmiş ancak. 2000 senesinde 19 Aralık Hapishaneler Katliamı’yla F tipleri ülkemiz hapishanelerine uyarlanmıştır. Uygulamanın özü politik tutsakları birbirinden ve toplumdan izole etme, dirençlerinde zayıflama sağlama, itaate zorlama, kimliksizleştirme, kişiliksizleştirme ve sonunda teslim almayı hedefleyen çok geniş ve kapsamlı bir projeden ibarettir.

Ülkemiz hapishanelerinde uzun ve onurlu direnişlere çokça şahit olduk. Özellikle 12 Eylül Darbesi sonrası ülke açık bir hapishaneye dönüştürülürken, başta Diyarbakır zindanları olmak üzere birçok hapishanede devrimci muhalefet ölümlerle ve işkencelerle yeniden sınandı.  Hapishanelerin en karanlık dönemi sayılabilecek bu dönemde tutsaklar açlık grevleri, ölüm oruçları ve fiili direnişlerle başkaldırı geleneğini sürdürerek coğrafyamızda hapishaneler tarihinin önemli mihenk taşlarından olmuştur. 1989 Eskişehir-Aydın,19 Eylül 1995 Buca Katliamı,1996 Diyarbakır Katliamı, 4 Ocak 1996 Ümraniye Katliamı, 1996 Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu Direnişi, 26 Eylül 1999 Ulucanlar ve 19 Aralık 2000 Katliamı biçiminde ülke devrimci hareketi imha edilmek istenmiştir. Bugün de, gazete dağıtmak, 1 Mayıs’a katılmak,  basın açıklamalarında yer almak gibi en doğal ve yasal haklar suç olarak ele alınıp yüzlerce yıllık hapis cezalarıyla sonuçlandırılmaktadır.

Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine uygulanan ağır tecrit devam ediyor. Tutsakların kaldıkları hücrelerin içini de görecek biçimde havalandırmalara kameralar yerleştirilmekte, onur kırıcı yaptırımlara karşı her türlü direniş disiplin cezalarıyla ve infaz yakma uygulamalarıyla karşılanmakta ve tedavi hakları engellenen tutsaklar ölüme mahkum edilmektedir. Böylece uygulamada kaldırılan idam cezası sürece yayılarak uygulanmaktadır! Hapishanelerde 202’si ağır 620 hasta tutsak bulunmaktadır.  Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre 2000-2013 yılları arasında hapishanelerde toplam 2.304 kişi yaşamını yitirdi. F tipi tecrit politikalarının genel etkilerinin yanı sıra kadın, LGBTİ ve çocuklar için tecrit gerçekliği bir dizi ekstra saldırıları da gündeme getirmektedir. Kadın, çocuk ve LGBTİ tutsaklar tacizden tecavüze, işkenceye kadar birçok saldırı biçimine maruz kalmaktadır.

İlk başta da söylediğimiz gibi, hapishanelere yönelik bu saldırılar sadece ülke özgülünde yaşanmamakta, tüm dünyada özellikle de muhalif, devrimci, komünist ve ilerici tutsaklar benzer uygulamalara maruz kalmaktadır. Bu nedenle enternasyonal dayanışma, ortak mücadele hattı hapishaneler konusunda da vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Deneyimlerimizi paylaşabileceğimiz, ortak mücadeleyi örgütleyebileceğimiz bir zemine ihtiyacımız olduğu açıktır. Bu anlamda uluslararası delegelerin katılımıyla 26-27 Nisan tarihlerinde yapılacak olan sempozyuma tüm halkımızı davet ediyoruz.

Türkiye / İstanbul’da gerçekleştirilecek olan sempozyumun gündemleri şöyle:

1.Gün: Ülke hapishaneleri raporları / Tecrit ve izolasyonun tutsaklar üzerindeki etkileri

2.Gün: Kadın, LGBTİ ve çocuk hapishaneleri / Ulusal ve uluslararası ortak bir çalışma grubunun oluşturulması

Yer: Petrol-İş / Tarih: 26-27 Nisan 2014

1.Gün Saat:10:3o

– Organizasyon “sine vizyonu”

– Organizasyonun açılış konuşması (DHF)

1. Oturum:Ülke hapishaneleri raporları / Tecrit ve izolasyonun tutsaklar üzerindeki etkileri Saat: 11.00

– Moderatör: Akın Birdal

– (DHF-ESP-Partizan) Ortak temsilcinin sunumu

– Hasan Gülbahar

– Uluslararası katılımcılar

– Soru cevap ve serbest kürsü

Yemek arası Saat: 13.00-14.00

1.Gün 2. Oturum: Ülke hapishaneleri raporları / Tecrit ve izolasyonun tutsaklar üzerindeki etkileri Saat:14.00

– Moderatör: Ümit Efe (İHD İstanbul şube başkanı)

– Latin Amerika ve Asya ülkelerinin temsilcileri

– Av.Özlem Gümüştaş

– Soru cevap

2.Gün 1. Oturum: Kadın, LGBTİ, çocuk ve hapishaneler.   Saat: 10.00-12.00

– Moderatör: Ayşe Berktay

– Elif Avcı (LGBTİ Temsilcisi)

– Çiçek Otlu

– Av. Hasan Erdoğan (İHD Çocuk Hapishaneleri Kapatılsın Temsilcisi)

– Soru cevap ve serbest bölüm

2.Gün 2. Oturum Uluslararası İnfaz Sistemleri ve Hukuk Saat: 12.15-14.00

– İranlı Hukukçu; İran Hapishanelerine ilişkin sunum yapacaktır.

– Avusturalya Hukukçu; Avusturalya göçmen yasası üzerine sunum yapacaktır.

– Hollandalı Hukukçu; Hollanda hapishaneleri ve anti-terör yasaları üzerine sunum yapacaktır.

– Hollandalı Hukukçu; Avrupa anti-terör yasaları üzerine sunum yapacaktır.

– MLPD Hukukçu; Almanya 129a 129b anti-terör yasaları üzerine sunum yapacaktır.

– Brezilya Hukukçu; Brezilya köylü ceza yasaları üzerine sunum yapacaktır.

– Türkiye hukukçu; Türkiye’de İnfaz sistemi ve Terörle Mücadele Yasası

– Serbest bölüm

Yemek arası: 14.00-15.30

2.Gün 3. Oturum: Ulusal ve uluslararası ortak bir çalışma grubunun oluşturulması Saat:15.30

– Moderatör (Partizan)

– Ülkelerin sunumları

– Kurumlarım önerileri ve sunumları Serbest kürsü

Örgütleyici kurumlar:

ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi), DHF (Demokratik Haklar Federasyonu), Partizan, SKM (Sosyalist Kadın Meclisi), SGDF (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu), YDK (Yeni Demokrat Kadın), DDSB (Devrimci Demokrat Sendikal Birlik) PŞTA (Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri), DGH (Demokratik Gençlik Hareketi, YDAB (Yeni Demokrasi Aileleri Birliği), DKH (Demokratik Kadın Hareketi), ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu), UPOTUDAK, ATİF, ATİGF, HTİF, İTİF,  YDG (Yeni Demokratik Geçlik)Yeni-Kadın, ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu), ADHF (Almanya), İDHF, FDHF, Londra-YÇKM, ADHF (Avusturya), ADKH (Avrupa Demokratik Kadın Hareketi), ADGH (Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi), Alınteri, Devrimci Proletarya (Yaşanacak Dünya), Aveg-Kon (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu), AÖTDK (Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi), AGIF (Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu), ACTIT (Paris Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği), IGIF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu), GİK-DER (Londra Göçmen İşçiler Kültür Derneği), VEK-SAV (Hollanda Vardiya Enternasyonal Kültür ve Sanat Vakfı)VARDIYA, Avusturya Göçmen İşçiler İnisiyatifi, EGA-BİR (Edinburg Göçmen Aileler Birliği), BGK (Belçika Göçmenler Kolektifi), SKB (Sosyalist Kadın Birliği), YS (Young Struggie),

Destekleyenler:

FEKAR(Kürt Kültür Dernekleri Federasyonu)Bir- Kar İsviçre, Proleter Devrimci Duruş İsviçre,(Türkiye) Siyaset Gazetesi İsviçre, ADDBF(Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu), TUAD(Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği),  DİSK Limter-İş, CİS, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği

 

 

Önceki İçerikTaksim’de Ermeni Soykırımı’nda katledilenler anıldı
Sonraki İçerikHiçbir hile ve manipülasyon Ermeni Soykırımı suçunu geçiştirmeye yetmez!