Vekil Dokunulmazlıkları İktidarın Tasarrufunda Değil kitlelerin Yetkisindedir!

Direniş yaygınlaşarak genel isyana doğru ilerleme eğilimi taşımaktadır. Süreç mücadelenin büyümesi ve direnişin genel isyana evrilmesinin işaretlerini taşımaktadır… Düşünmesi gerekenler Kürt ulusu ve devrimci halk kitleleri değil, komprador tekelci burjuva sınıflardır. Kazananlar ezilen mazlum ulus ve değişik ulus ve azınlıklardan emekçi halk kitleleri olacaktır! Kürt ulusal direnişinin bugünkü siyasi başarısı daha büyük kazanımların ve başarıların geleceğine kanıttır. Bu direniş ve mücadelede olduğu gibi, büyüyen isyanda da proleter devrimciler açıktan eylem öznesi olmak durumundadır. Olacaktır!

HABER MERKEZİ (10.03.2016)-Erdoğan/AKP güruhunun devlet politikası olarak uyguladığı ağır milli zulüm mezalimi Kuzey Kürdistan’da en pervasız boyutlara ulaşmıştır. Kürt ulusuna dönük soykırım katliamları tüm acımasızlığıyla devam etmektedir. Eşyanın tabiatına uygun olarak ve elbette komprador tekelci burjuva Erdoğan/AKP iktidarın beklemediği biçimde büyük bir Kürt direnişi de milli baskı ve zulme karşı yükselmiş durumdadır. Dahası bu büyük direnişin daha kapsamlı bir Kürt isyanına ve Kürt ulusuyla birlikte genel bir mücadeleye  dönüşmesinin ayak sesleri de duyulmaktadır. Newroz ve sınıf mücadelesinin dinamiklerindeki muhtemel gelişmeler bu isyanın işaret fişeği olacaktır… Direniş, mücadele ve isyan cephesinin genişleyerek büyümesi kaçınılmazdır. Kürt direnişinin sınıf hareketiyle birleşik seyri siyasi gelişmelere gebelik edecektir. Elbette bu özneler dışındaki muhalefet de siyasi gelişmelerde rol oynayan bir etken olarak bu süreçte rol oynayacaktır.

Kürtleri kolayca ezip terbiye etmeyi tasavvur eden Erdoğan ve çetesinin, Kürt ulusunun kararlı direnişi karşısında Kürtleri teslim alma uğraşı kabusa dönüşürken, direnişin genel isyana dönüşme olasılığı hakim sınıfların bu kabus ve korkularını daha da büyütmektedir. Saldırganlığın şuursuzca tırmanıp hoyrat boyutlara ulaşması iktidarın çırpınışından başka bir ifade taşımamaktadır. Pervasız saldırganlığa koşut olarak devreye sokulan burjuva sinsi manevralar bu aczin göstergesi olup, çaresizliğin ürünü olarak anlam kazanmaktadır.

Kürt milletvekilleri ve siyasi parti eşbaşkanlarının vekilliklerinin düşürülerek hapse atılması girişimleri ırkçı-faşist saldırganlığı çıplak resmederken, Kürt milletvekillerinin başında ‘‘Demokrasi Kılıcı‘‘ gibi sallandırılan ve meclis gündemine getirilerek somut adımlara dönüştürülen dokunulmazlıklarının kaldırılması baskısı Erdoğan/AKP güruhunun yaşadığı çaresizlik ve aciz zemininde ifade bulmaktadır. Kendi Ana Yasa Mahkemesi’nin kararlarını alenen tanımayan şuursuz saldırganlığın ve devasa katliamlardan sakınmayan kudurgan faşizmin, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırması elbette beklenenin ötesinde değil, tamamen mümkündür. Ancak bu tablonun ‘‘millet iradesi‘‘ lafzını ağzından düşürmeyen faşist güruhun bir handikabı olduğunu, ‘‘milletin‘‘ oyu ile seçilmiş olan ve o ‘‘milletin‘‘ iradesini temsil eden vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla açıkça Kürt milletinin iradesine saldırı ve saygısızlık olduğuna dikkat çekerek faşist güruhun gerçek yüzünü deşifre ve teşhir etmek de zorunludur.

Devlet sizin, yasalar sizin, iktidar sizindir. Halkın oyuyla seçilmiş olan milletvekillerini düşürebilir, hapse atabilirsiniz. Faşist yasalarınızla, iktidarınız ve parlamentonuzla dokunulmazlıkları düşürebilir, hapse atabilirsiniz. Fakat düşüreceğiniz dokunulmazlıklar sizler tarafından verilmeyip sizin tasarrufunuzda değildir. Vekillerin dokunulmazlıkları seçmenlerin tasarrufudur ve ancak onlar tarafından düşürülebilirler. Dolayısıyla sizlerin dokunulmazlıkları düşürme hakkı yokken, düşürmenizin hiç bir değeri yoktur. Kürtlerin, Kürt vekillerin asla Türk hakim sınıflarının tanıdığı dokunulmazlığa ihtiyacı yoktur. Onlar dokunulmazlığı kendi ulusu ve halk kitlelerinden aldığı gibi, onlar nezdinde ‘‘dokunulmaz‘‘ ve meşrudurlar. Kürt vekiller için bağlayıcı olan seçmen kitlesi ve elbette Kürt ulusudur, sizlerin parlamentosu ve dokunulmazlığı değil. Milli baskı, zulüm ve soykırım saldırganlığınızın bir parçası olan Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması Kürt ulusunun iradesine saldırı olduğu gibi, Kürt direnişini kırmaya da yetmeyecektir.

Durmak bilmeyen ırkçı-faşist saldırılar Kürt ulusunun tüm meşru mücadelesini yok etmeye yönelirken, milletvekilliği dokunulmazlıklarının kaldırılması boyutuyla Kürtlerin burjuva yasalarca tanınan demokratik siyaset yapma hakkını da rafa kaldıran aşamaya gelmiştir. Bu saldırganlık biçimi Kürt ulusuna yasa dışı mücadeleyi dayatan ve Kürtlerin topyekun bir isyana kalkışmasını koşullayan evredir. Bu şarlarda ve bu şartlara rağmen Kürt vekillerin demokratik mücadele ve siyaset aracında ısrar etmesi doğruyken, Kürt ulusunun isyan etmekten başka bir şansı kalmamıştır. Tüm devrimci ve sosyalist güçler ile devrimci halk kitleleri kesinlikle Kürt ulusunun haklı mücadelesi ve isyanıyla ortaklaşacaktır. Kürt ulusu ve devrimci halk kitleleri hakim sınıfların teveccühü ve dokunulmazlık zırhıyla devrimci, demokratik mücadelelerini yürütmediler, kazanımlarını da bu teveccühle sağlamadılar. Bundan sonra da buna ihtiyaçları yoktur. Onların dayandığı tek şey haklı mücadeleleri ve devrimci halk kitleleridir. Kürtlerin de devrimci halk kitlelerinin de eli-ayağı dokunulmazlıkların düşürülmesiyşle bağlanamaz, asla bağlı değildir.

Direniş yaygınlaşarak genel isyana doğru ilerleme eğilimi taşımaktadır. Süreç mücadelenin büyümesi ve direnişin genel isyana evrilmesinin işaretlerini taşımaktadır… Düşünmesi gerekenler Kürt ulusu ve devrimci halk kitleleri değil, komprador tekelci burjuva sınıflardır. Kazananlar ezilen mazlum ulus ve değişik ulus ve azınlıklardan emekçi halk kitleleri olacaktır! Kürt ulusal direnişinin bugünkü siyasi başarısı daha büyük kazanımların ve başarıların geleceğine kanıttır. Bu direniş ve mücadelede olduğu gibi, büyüyen isyanda da proleter devrimciler açıktan eylem öznesi olmak durumundadır. Olacaktır! 

Önceki İçerikDHF’den Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi anmalarına çağrı!
Sonraki İçerikHHB Berkin’i vuran polisin kimliği açıkladı