Yeni ATK Yönetmeliği devlet cinayetlerinin gizlenmesi içindir

Öldürmek gibi büyük bir zulmü Kürt halkına reva gören faşist devlet, bu zulümle de yetinmiyor, ölenlerin cenazelerine yapılan saldırılar ve Adli Tıp Kurumu’nun cenazelerin kaçırılmasına olanak tanıyan yeni yönetmeliği ile ölenlerin yakınlarının çektiği acılara yeni acılar katıyor

HABER MERKEZİ (23.01.2016) – Devletin her kurumu yeni sürece adapte ediliyor. Bütün antidemokratik uygulamalara yasal kılıf hazırlanıyor. AKP’nin bu kadar sağlamcı hareket etmesinin nedeni, geçmişte güreşe tutuştuğu Ergenekon’dur. Galibi ve mağlubu belli olmayan bu güreşte iki faşist anlayış minderde bayağı ter döktüklerinde, AKP hep rakibinin açıklarından faydalanarak onu yıpratıp takatten düşürdü. Böylelikle üstünlük sağladı. Tabi hep aklında tuttuğu bir şey var o da; rakibinin fırsat bulursa kendisine yeniden yöneleceğidir. Bu yüzden hasımlarına açık vermemeye çalışıyor. Bundandır ki her türlü insanlık dışı baskılarını devreye sokarken bu yönde yasal düzenleme yapmayı da ihmal etmiyor.

İç Güvenlik Yasası’yla adeta her türlü baskı ve şiddet yasal güvenceye alındı. Sözüm ona idam cezası yok, faili meçhul cinayetler yok, yargısız infazlar yok; kısacası Düşük Yoğunluklu Savaş Konsepti’nin yürürlükte olduğu dönemde yasadışı güçler devrede değil. Fakat yürürlüğe konulan yasalarla çocuk, yaşlı ve kadınların öldürülmesi suç olmaktan çıkarıldı. İdamın olduğu ve daha gerici devletlerde bile günde bu kadar ölümler gerçekleştirilmiyor. Yargı bugüne kadar yaşanan katliamlara dair en ufak bir soruşturma açmadı. Öldürmek gibi büyük bir zulmü Kürt halkına reva gören faşist devlet, bu zulümle de yetinmiyor, ölenlerin cenazelerine yapılan saldırılar ve Adli Tıp Kurumu’nun cenazelerin kaçırılmasına olanak tanıyan yeni yönetmeliği ile ölenlerin yakınlarının çektiği acılara yeni acılar katıyor.

Yeni ATK Yönetmeliği

Devlet bu alanda da elini çabuk tutarak yeni bir yönetmelik çıkardı. Yeni yönetmeliğin içeriği şöyle: 

ADLİ TIP KURUMU KANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 31.7.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 10. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendine ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Cesedin teslim veya gömülme işlemleri sırasında kamu düzeninin bozulabileceği veya toplumsal olayların meydana gelebileceği ya da suç işlenebileceği mülki idare amirince değerlendirildiği takdirde cesetler, gömülmek üzere doğrudan mülki idare amirliğine teslim edilir.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

Yeni yönetmelikle delilleri karartacağı gibi cenazelere de el konulabilecek ve mülki idare amirliklerince istediği zaman istediği yerde cenazeleri toprağa verilebilecek.

Adli Tıp Uzmanı ve TİHV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı bu  yeni yönetmeliği şöyle değerlendiriyor: “Sokağa çıkma yasaklarının olduğu, can güvenliğinin olmadığı, keskin nişancıların evlerin damında konuşlandığı bir yerde insanların üç gün içerisinde gidip cenazelerini alabilmeleri olanağı yok. Üstelik devlet, can güvenliğini sağlamakla ve yaşam hakkı ihlallerini engellemekle görevliyken ‘sizin can güvenliğiniz konusunda ben garanti veremem’ diyerek korumayacağını da açıkça beyan ediyor. Dolayısıyla bütün bu katledilen insanlar devlet eliyle kimsesizler mezarlığına defnedilecek. Arkasından da 90’larda yaşadığımız bütün o şiddeti, katliamı, sevdiklerimizin yasını tutamama halini 2016’da tekrardan yaşıyor olacağız”

Adli Tıp Uzmanı Prof. Ümit Biçer ise faili meçhul cinayetlere dikkat çekerek bu konuya ilişkin görüşlerini şöyle aktarıyor: “Valiliğin bununla ilgili ne görevlisi ne de mezarlık yeri var. Güneydoğu’da belediyelerin fiilen ortadan kaldırıldığı, devletin bütün yetkililerinin cenaze gömme de dâhil seçilmişlere değil, atanmışlara devrettiği bir süreç yaşıyoruz. Bu yönetmelik değişikliği de devletin artık her şeyi ile bir sistem değişikliğine gittiğinin işaretidir. Valiliklerin de bu cenazeleri nereye gömeceklerine dair geçmişte yaşanan örneklere bakıldığında kuşku uyanıyor. Çünkü geçmişte devlet eliyle gömülen cenaze denildiği zaman anlaşılan şu: faili meçhullerin gömüldüğü topraklar…”

 

Önceki İçerikGenç ölü bedenler, matem sebebimiz değil işaret fişeğimizdir…
Sonraki İçerikFaşist devletin sadık bir bekçisi; Kamer Genç