‘’Yeni Siyasal Programımızın Ekseni Bilimsel Sosyalizmin Tarihsel Birikimleri Olmuştur’’

Federasyonumuzun gerek sosyalizmin tarihsel seçmelerinde ve gerekse de geçmiş pratiklerinde var olan meclis örgütlenmesini bugün uygulama biçimi ise yeni fikirlerine bağlı olarak yeniden düzenlenmiştir. Artık sadece yerel yönetimler ve benzeri alanlarda değil tüm Federasyon bileşenlerinde ve örgütlenmelerinde savunulan bir model haline dönüşmüştür. Meclis model ile, her düzeyde çalışmalara emek katan insanların en geniş örgütlenmelere dâhil edilmeleri sağlanmış olup bu geniş inisiyatifleri ile işçi ve emekçilerin bütün topluma önderlik ederek kendilerini, kentlerini, ülkelerini ve dünyayı yönetmelerini adım adım inşa etme hedeflenmektedir. Kendi kaderlerini ellerine alarak geleceğe yürümeyen işçi ve emekçilerin sosyalizme ulaşamayacaklarını savunan Federasyonumuz bu örgütlenme modelini tüm yaşam alanlarına yayma hedefindedir.

HABER MERKEZİ(26.10.2017)-9 Temmuz 2017 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu merkezi kurultay ile program, tüzük ve isim değişikliklerine giden Sosyalist Meclisler Federasyonu(SMF) ile yaptığımız röportajı okurlarımızla paylaşıyoruz

 SMF olarak gerçekleştirmiş olduğunuz kurultayda, program, tüzük ve isim değişikliklerine gittiniz. Bu değişiklik ve yenilenmenin sebepleri nedir?

 SMF: Program, proleter ya da burjuva dünya görüşüne bağlı olarak, herhangi bir hareketin, insan toplumunun çelişkilerine ve ekolojiye ilişkin yaptığı tüm siyasal belirlemelerinin kısa ve özlü ifadesidir. Başka biçimde açacak olursak program bir hareketin dünya ve coğrafya analizini, cinsiyet, ulus, inanç ve insanın diğer sosyal kimliklerine yönelik yaklaşımını, temel hak ve özgürlüklere ilişkin tutumunu ve var olan sorunlara yönelik alternatif toplum projesini ifade eden fikirlerinin toplamıdır. Tüzük ise, örgütlenme modeli ve kriterlerini içermektedir.

Federasyonumuz, işçi sınıfının bilinciyle sosyalizm ve komünizmi hedef alan yarım asırlık mücadele tarihi ile dünyada ve coğrafyamızda yaşanan gelişmelere bağlı olarak siyasal belirlemelerini ve örgütlenme modelini sürekli güncelleyerek bugünlere kadar gelmiştir.

Bugün yapılan değişiklikler de dünyada ve coğrafyamızda yaşanan değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkmış sonuçlardır. Değişime neden olan gelişmelerin tamamını bu röportajda ifade etmek pek mümkün görünmemektedir fakat öne çıkan temel konuları şöyle ifade edebiliriz.

Kapitalist-emperyalist sistemin çok uluslu tekeller süreciyle birlikte önemli değişikliklere neden olduğunu, üretim ve sermayenin aşırı derecede merkezileşmesinden kaynaklanan değişikliklerin yeni çelişkiler ortaya çıkardığını, emperyalistlerin kendi aralarındaki çelişkilerden yeni tipte sömürgeciliğin dünyada yarattığı siyasal ve ekonomik çelişkilere,  sınıfların yapısında yaşanan nicel değişikliklerden ulusal ve enternasyonal mücadeledeki yeni biçimlere, kapitalizmin yeni ekonomik politikaları ve kriz biçimlerine kadar yaşanan bir dizi yeni gelişme programımızda kapitalist emperyalist sisteme yönelik yaptığımız analizleri güncellememizi  gerektirmiştir. Sosyo ekonomik yapıdaki değişiklikler programımıza yönelik değişikliklerin bir diğer temel noktasıdır. Federasyonumuz geçmişte ülkedeki ekonomik sömürünün esas yanının yarı feodal ekonomik yapı, yani kapalı köy ekonomisi ve ağa sömürüsüne dayalı olduğunu savunmaktaydı. Somut koşulların somut tahlili temelinde yapmış olduğu araştırmalar sonucunda yarı feodal üretim ilişkilerinin emperyalizmin ve iç çelişkilerin etkisiyle uzun süreli sancılı bir evrimsel süreçle kapitalist üretim ve sömürü biçimine dönüştüğünü, yarı feodal üretim biçiminin ise tali pozisyona gerilediğini tespit etmiştir.

Bu durum programımızda başlıca çelişkilerden mücadele yöntemlerine, sınıf ittifaklarından mücadele araçlarına kadar birçok şeyin değişimine neden olmuştur. Gerek emperyalizmin tahlili ve gerekse de sosyo-ekonomik yapıdaki tahliller geçmiş süreçte proletarya önderliğinde savunduğumuz demokratik program ve iktidarın yerine sosyalist program ve iktidar anlayışını esas hale getirmiştir. İktidar anlayışı ve sınıf ittifaklarındaki değişiklik, programdaki değişikliklerin bir diğer temelini oluşturmuştur. Federasyonumuzun program değişikliğine neden olan en önemli ideolojik temel ise sosyalizmin tarihsel birikimine yönelik yapılan tartışma ve analizlerdir. Federasyonumuz Marksist fikriyat temelinde geliştirilen ve pratikte uygulanan bilimsel sosyalizmin tarihsel tecrübelerini savunurken geriye dönüşler ve tarihte yaşanan eksikliklerin yeni süreçte ortaya çıkan çelişkilere bağlı olarak ele alınmasını savunarak bir dizi yeni sonuçlara ulaşmıştır. İşçi ve emekçilerin tüm eşitsizliklerin yaratıcısı olan kapitalist sistemi reddederek sosyalizme ilerlemesi geçmişte var olan eksikliklerin aşılması ile mümkündür. Bilindiği gibi sosyalizm, kapitalist özel mülkiyet, azınlık yönetim ve kâr amaçlı üretimin tam zıttı olan toplumsal mülkiyet, toplumsal yönetim ve kâra dayalı olmayan ekolojik üretimin savunulduğu bilimsel bir toplumsal formasyondur. Yine sosyalizm kapitalizmin tersine cinsiyet, ulus, inanç ve etnisitelerde tam hak eşitliğini savunmaktadır. 

Geçmişte uygulanan sosyalizm tecrübeleri de yukarıda savunulan sosyalizm ilkeleri esaslı pratiğe uygulanmasına karşın yönetim biçimi başta olmak üzere bazı temel kriterlerde tarihsel sınırlılıklar ve zorunluluklardan kaynaklı savunulan fikirlerin tamamı pratiğe uygulanmamıştır. Bu durum sosyalizmde geriye dönüşlere neden olmuş ve sosyalizm savunusunun tüm bilimsel ve alternatif temeline rağmen kapitalizm karşısında bugünkü düzeye gerilemesini açığa çıkarmıştır. Geçmiş sosyalist pratiklerde sosyalist partilerin rolleri işçi ve emekçilerin rollerinin önüne çıkarılmış; işçi ve emekçiler üretim, yönetim ve denetimden tümden olmasa da esasta dışlanmıştır. Bu durum bürokratizmi geliştirmiş, işçi ve emekçileri sosyalist iktidarı sahiplenmekten uzaklaştırmış ve yeni burjuvaların iktidarları kolayca ele geçirmesine zemin hazırlamıştır. Federasyonumuz bilimsel sosyalizmin geçmiş tarihsel tüm tecrübelerini savunarak kendi mirası olarak kabul etmekte, tüm eksikliklerine rağmen sosyalizmi kapitalizmin alternatifi ve insanlığın tek kurtuluş projesi olarak görmektedir. Bu anlayışla sosyalizmde yaşanan eksikliklerin iki çizgi mücadelesi temelinde aşılarak ortaya çıkmış olan yeni çelişkilere yönelik çözümler üretip ilerlemeyi önüne görev olarak koyan Federasyonumuz, işçi ve emekçilerin şimdiden kendi kaderlerini ellerine alabilecekleri örgütlenme modelleri ile sosyalizme yürümelerini sağlama temelinde programdaki sosyalizm savunusunu güncellemiştir.

SMF’nin örgütlenme modeli neyin ürünüdür? Meclis tarzı örgütlenmenin önemi ve ihtiyacı neden kaynaklanmaktadır?

SMF: Bu soru tüzüğümüzün içeriğini kapsamaktadır. Örgütlenme modelimizi ve kriterlerimizi içeren tüzüğümüz savunduğumuz fikirlere bağlı olarak şekillenen örgütsel işleyişimizi ifade etmektedir. Federasyonumuzun meclis örgütlenmesine geçiş yapması bugün savunulan bir fikir değildir. Bu örgütlenme modeli sosyalizmin temelinde mevcuttur. Başından itibaren sosyalizmi savunan Federasyonumuz koşul yarattığı her alanda meclis tipi örgütlenmeleri savunmuş ve pratiğe uygulamıştır. On beş yıla yakın yerel yönetimler pratiği bunun en açık göstergesidir. Elde edilen yerel yönetimlerin bir bütününde tüm zayıflıklarına karşın halk meclisleri örgütlenmeye çalışılmış ve tüm pratik yönelimler bu meclisler üzerinden yürütülmüştür.

Federasyonumuzun gerek sosyalizmin tarihsel seçmelerinde ve gerekse de geçmiş pratiklerinde var olan meclis örgütlenmesini bugün uygulama biçimi ise yeni fikirlerine bağlı olarak yeniden düzenlenmiştir. Artık sadece yerel yönetimler ve benzeri alanlarda değil tüm Federasyon bileşenlerinde ve örgütlenmelerinde savunulan bir model haline dönüşmüştür. Meclis model ile, her düzeyde çalışmalara emek katan insanların en geniş örgütlenmelere dâhil edilmeleri sağlanmış olup bu geniş inisiyatifleri ile işçi ve emekçilerin bütün topluma önderlik ederek kendilerini, kentlerini, ülkelerini ve dünyayı yönetmelerini adım adım inşa etme hedeflenmektedir. Kendi kaderlerini ellerine alarak geleceğe yürümeyen işçi ve emekçilerin sosyalizme ulaşamayacaklarını savunan Federasyonumuz bu örgütlenme modelini tüm yaşam alanlarına yayma hedefindedir. Geçmiş örgütlenme modellerine göre çok daha zor olan bu örgütlenme modeli uzun yıllara dayalı bir ısrar sonucunda toplumun örgütlenme kültüründe yeni bir sürece girmesini sağlayacaktır. Dar örgütlenme modellerine göre daha zor olan fakat sosyalizme uygun olan bu örgütlenme modeli başarıldığında, toplum burjuva azınlığın yönetimini daha bilinçli reddedecek ve kendi iktidarı olan sosyalizme ilerleyecektir. Federasyonumuzun isim değişikliği ve tüm diğer değişiklikler yukarıda savunduğumuz bu ideolojik ve örgütsel anlayışa bağlı olarak şekillenmiştir. Kurultay iradesinin savunduğu toplumsal proje olan sosyalizm, örgütlenme modeli olan meclisler ve hukuksal statüsü olan federasyonu içerecek biçimde Sosyalist Meclisler Federasyonu olarak isimlendirilmiştir. Federasyonumuz toplumlar da dâhil her şeyin hareket halinde olduğu ve sürekli değiştiği anlayışından hareket eder. Yaşanan her değişikliğin yeni sorunlar ve çözümleri gerekli kıldığını savunarak, somut koşulların somut tahlili temelinde dünyada ve coğrafyamızda yaşanan değişikliklere bağlı olarak program, tüzük ve isminde değişikliğe gitmiştir.

Önümüzdeki sürece dair siyasal yöneliminiz ve somut planlamalarınız nelerdir?

SMF: Önemli siyasal gelişmelerin bulunduğu bir dönemdeyiz. Mevcut iktidar OHAL yasalarıyla ülkeyi adeta baskı ve sömürü hapishanesine çevirmiş durumdadır. Siyasal sürece bağlı olarak belirlediğimiz ve eş zamanlı sürdüreceğimiz çalışmalardan beş temel başlıkta ifade edebiliriz 

Bunlardan birincisi; halklarımızın başına bela olan OHAL ve faşist uygulamalardan kurtulmaktır. Bunun için tüm demokrasi güçleriyle OHAL ve faşizme karşı ortak mücadele duvarını örmek önümüzdeki sürecin ana görevlerinden biridir. İkincisi; programınızda savunduğumuz yeni siyasal fikirleri siyasal kampanyalar ve kitle çalışmalarıyla başta kendi aktivitelerimiz ve kitlemiz olmak üzere tüm kamuoyuna anlatmaktır. Üçüncüsü; tüzüğümüzde kabul ettiğimiz meclis tipi örgütlenme modelimize bağlı olarak tüm federasyon bileşenlerinin teknik, komisyon ve meclis tipi tüm örgütlenmelerini tamamlamak ve yaygın kitle çalışması yürütmektir. Dördüncüsü; kurultayımızda belirlenen ekoloji ve hayvan hakları mücadelesi, disiplin anlayışımız, birlik ve eylem birliği siyasetimiz, emek alanına yönelik perspektifimiz gibi önemli konuları geniş kitlemiz ve kamuoyuyla birlikte tartışarak kavrayışı merkezileştirmek ve geliştirmektir. Beşincisi; önümüzdeki süreçlerde yaşanacak siyasal gelişmelere bağlı olarak tavır belirleyerek işçi ve emekçilerin çıkarlarına uygun çalışmalar yürütmektedir.

 

Önceki İçerikEmperyalist senaryolar ve İdlib işgaline giden yolda yaşanacak hüsran
Sonraki İçerikABD ile “TC” arasındaki krizin perde arkası: “vize krizi” mi eksen krizi mi?