YENİLENME İHTİYACI

Dünyanın neresinde olursa olsun, duyarlı, ileri insanın devrime hazırlanması gerekiyor. Küresel nükleer güçler, dünyanın güvenliğini her zamankiden daha çok tehdit ediyorlar bugün. Hazırlığın teoride ve pratikte olması gerekiyor. Sonsuzluk âlemi, bitip tükenmez bir patlamalar, alt üst oluşlar, değişimler âlemidir. İnsanın mizacı, evrenin mizacından kopuk değildir. Bağıntılılık olgusunu es geçerek düşünemeyiz. Suya düşen taş, sadece suya değil, sonsuz evrenlerden oluşan sonsuzluk âlemine de düşüyor ve onun düşüşünü sadece su değil, er veya geç, sonsuzluk âlemi de hissediyor. 

Dünya savaşı ihtimali artık gündemden kalkmıştır, diyemeyiz. Böylesi mutlak bir tespit, olasılıkları dıştalar, savaşa karşı uyanıklığı ortadan kaldırır. Olabilecek en kötü şey, halkların, büyük bölgesel savaşlara veya bir dünya savaşına hazırlıksız girmeleridir. Kuzey Kürdistan halkı hazırlıklıdır. Son şehir savaşları bunu daha iyi gösterdi. Türkiye hazırlıksızdır; devrimi yapabilecek güçlü yapılara sahip değildir. Türkiye komünistleri de dünya komünistleri gibi teoride yenilenme yeteneğini gösteremiyorlar bugün. Bunun pratikle, kültürle, çok yönlü bilgi birikimiyle ve tarihsel mirasla yakından ilgisi vardır.

Komünistler, teoride yenilenmenin bir başlangıcı olarak, sosyalizmi tüm yönleriyle, geçmişin ve günün ortaya çıkardığı dersler ışığında tartışmak durumundalar. Hangi araçlarla nasıl bir yaşam? Pratik canlı olmadığı için, kadro okulları kurulmadığı için tartışma derinlikli olmuyor. 

Devlet, Kürt kentlerindeki direnişleri kısmen bastırdı. Baharla birlikte, öyle sanıyorum ki dağlar canlanacak. Devletin ve çevresinde kümelenen tüm faşist güçlerin zaafa uğraması, gerilemesi, Kürdistan direniş güçleri ile müttefiklerinin, milli esaret zincirine inatla yüklenmelerine ve bu yüklenişi, çeşitli milliyetlerden halkların acil talepleri ile ustaca birleştirmelerine bağlıdır. Özgürlüğe ancak, mizacını ateşten alan ve yığınların yakıcı taleplerini kucaklayan böylesi bir yükleniş soluk aldırabilir. Tartışmaya ve yenilenmeye olanak sunan bir durumdur aynı zamanda bu.

Komünist olmayı sadece devrim yapmaya indirgememek, devrimden önceki veya sonraki komünist yaşamın bir işçisi, inşacısı olarak görmek gerekiyor. Komünist hareketin varlığı, sürekliliği, böylesi bir tarz ve yaşamın varlığına bağlıdır. Komünizm, komünizme gidişte bir yaşam biçimidir. Bu biçim, sistem haline gelip, tüm toplumu kucakladığında iyice içselleşir ve kendinden daha ileri olan kendi karşıtını doğurur. Nihai kurtuluş diye bir şey yoktur. İnsan var olduğu müddetçe, ondaki yanlış ile doğrunun, ileri ile gerinin vb. mücadelesi var olacaktır.  

 

 

Önceki İçerik8 MART’IN CÜRETİNİ KUŞANALIM
Sonraki İçerikHALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİM HAREKETİ